12 Eylül 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 20

12 Eylül 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

içinde birleştirilmesi, Danıştay al daireleri ile (Yargıtayın ve Asker Yargıtayın "Yüksek Mahkeme" altında bir tek teşekkülde halinde toplanması idi. hukuk devletinin lüzumlu leriydi ve şimdiye kadar ei | ei memeleri hataydı. Ayakta alkış.. Recai Seçkin 18 daktilo sayfalık konuşmasını bitirdiği ozaman ilk Alkışlayan el oDevlet ve Hükümet ket a en hukukçuları âde- ta büyülem Töreler sonra, salonda hazırlan- mış mütevazi büfede Devlet Başka- nıyla Yargıtay Başkanı omuz omu- za soğuk limonata içtiler, Recai Seç- kin, Devlet Başkanının hareketlerin- den, belli ki pek mütehassis olmuştu. Bir ara: "— Paşa, bugün beş yıldan beri kutlamadığımız bir bayramı o kutla- dık" dedi. Cemal Gürsel kendine has baba- can tavrıyla Seçkine cevap verdi: Adaletten ri insanlık- tan Körlimak demekti Devlet ve Hüküme , Başkanı, Hu- kuk Fakültesini terkederken Basın mensuplarını gene karşısında buldu. O sıralarda Kabinede iki koltuk hâla boştu. Gazeteciler Başkandan boş koltukları dolduracakların isimlerini sormak istiyorlardı. Gürsel basın mensuplarının meramını anlamıştı. Sorulmadan cevabı yapıştırdı: manı var daha.. Henüz za- manı © silme Basın - Yayın Bakan- lığı lâğvedildi. Birkaç gün içinde boş- ları da dolduracağız". Ağır ağır otomobile obiniyordu. Bu arada toplanan ilkokul çocukları ellerini çırparak yarım dilleriyle Baş- bakana tezahürat yapmağa başladı- lar ve hep bir ağızdan aynı tempo ile: "Cemal Gürsel, Cemal Gürsel" diye bağırmağa koyuldular. Gürsel küçük topluluğa bir müddet şefkatle baktı, sonra onlara doğru eğilip şakacı bir eda ile: "— Cemal Gürsel, yaaaa" dedi. Bu sırada siyah cüppeli bir yığın hukukçu salonun koridorunda top- lanmış, Yargıtay Başkanının nutku etrafında tartışıyor ve okonuşmanın yorumunu yapıyorlardı. Bir in aranıyor.. Geçen haftanın içinde tartışması yapılan, üzerinde konuşulan sâde- ce Yargıtay Başkanı Recai Seçkinin "Adalet Yılı'nın açılış töreninde yaptığı konuşma değildi. Başkentte D.P. Genel Merkezinde yapılan araş- tırma da dillere destan olmuş ve he- men her yerde günün mevzuu hâline gelmişti. 27 Mayıstan sonra "unutu- 20 Marifetlerini Bay "Yüzde On'"un Sırrı -komisyonculuğundan metreslerine- herkesin bildiği Fatin Rüştü Zorlu buna rağmen seneler senesi nasıl olup ta iktidarın baş mevkilerinde kalabilmiştir ? Bunu bilmek için Dışişleri Bakanlarının veya Büyük Elçilerin D.P. kibar- ları ve aileleri tarafından hangi hizmetlerde kullanıldıklarını deşmek lâzımdır. İşte, Berrin Menderesin Başbakanlığa ait bir kâğıda, eski türkçe harflerle Fattin Rüştü Zorluya bir Av- rupa yolculuğunun arefesinde yazdığı mektup. Sâdece Men- deres vesika saklayacak değil ya . Bu mektup ta Zorluya ait kâğıtlar arasında ele geçmiş ve ibretle okunmuştur. Azizim Fatin Bey, Adnandan bir kahverengi gece tuvaleti 11.10.1952 için kap veya etol biçi- minde bir kürk istedim. "Benim vaktim olmaz. Fatin Beyden rica eder, aldırırsın" dedi. Hüseyin efendiye verdim Çocukların da istedikleri var. Bunları liste yaptım. ana hatırlatacak. Kendisi de listeyi size verecek Rica ederim, bu lütfu benden esirgemezsiniz. Tabii ki Ad- nan, size lâzım gelen parayı verecektir. Yalnız istediğim vizon iyi bir şey olsun. Yoksa istemem. Hazırla- dığım listeye bir de gece elbiseliği yazdım. Size böyle şeyler yazmak is-. temezdim. Fakat biliyorsunuz, bancı kimse de bunu yapamaz. Hürmet ve sevgiler lan bu merkez cidden dillere destan olacak bir yerdi. Araştırma sonunda ele geçen evrak belki sâdece bilinen bâzı şeyleri teyid edici mahiyetteydi ama, oldukça enteresandı. Hele oda- lardan birinde bulunan yarıya kadar içilmiş bir viski şişesi, adı geçen içki- nin politikaya ne kadar fazla nüfuz ettiğini anlatıyor ve bir bakıma kal- kınan Türkiyede viski ithalinin elzem olduğunu ortaya çıkarıyordu! Zafer Gazetesiyle aynı binada bu- lunan D.P. Genel Merkezinin önünde duran heyet işe el attığında saatler 9.55'i gösteriyordu. Gelenler beş ki- şiydi. Üçü Birinci Şubeden, biri Mali- ye Bakanlığından, biri de Belediye- dendi. Yanlarında bir de çilingir ge- tirmişlerdi. Çilingir mühürlü kapıyı açacaktı. İşe vakit geçirilmeden baş- kendisi çarşı işini sevmez. Başka ya- Berrin Menderes landı. Çilingir, kapıyı bir-iki zorladı. Ahunda biriken terler işin kolay ol- madığını gösteriyordu. D.P. Genel Merkezinin kapısı kolay açılır cins- ten değildi. Belli ki kilit de ithal ma- lıydı ve belki de hususi surette imâl ettirilmişti. Evvelâ işin kolayına ka- çılmış, Zafer gazetesi (omensupların- olduğu bilinmiyordu. kaybetmemek için, parası sonra ve- rilmek üzere bir başka çilingir aran- dı. Arama biraz uzun sürmüştü ama D.P. Genel Merkezinin kapısını aç- mak isteyen hayırsever çilingir niha- yet bulunmuştu. Maymuncuk dene- mesinden sonra büyük bir keski, de- mir kapının kilidine dayandı ve kilit hafif bir zorlama neticesi kırıldı. 27 AKİS, 12 EYLÜL 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: