12 Eylül 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 31

12 Eylül 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 31
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İKTİSADİ VE MALİ SAHADA İhracat Alarm Geçen haftanın başlarında Türkiye Ticaret Odaları, Sanayi Odaları ve Ticaret Borsaları Birliğinin çıkar- dığı Türkiye İktisat Gazetesini açan- lar çok önemli bir alarm işaretiyle karşılaştılar. Alarm işareti, ihraca- tımızın yürekler acısı durumu hak- kında veriliyordu ve alarm işaretini veren herhangi bir kimse değildi. A- lârm işaretini veren yazı “4 Ağustos 1958 den Sonraki İki İhracat Yılının Muhasebesi" başlığını taşıyor ve biz- zat Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Mahmut Seydanın imzası altında ya- yınlanıyordu. Ağustos ayının 22 nci günü Tür- kiyede devalüasyon son şeklini al- mıştı. Gerçekten, 4 Ağustos 1958 de ithalâttan alınan primlerin kade- me tarzda bir kısım ihraç malları- mıza ödenmesi ile fiili bir şekilde gerçekleştirilen devalüasyon, şimdi ihracat mallarına ödenen primlerin hepsinin ithalât mallarından alınan prime eşit kılınmasıyla hukuki şekli- ni almıştı. Bu suretle, hem daha ras- yonel bir sisteme gidiliyor, hem de Kambiyo Karşılık Fonunda toplanan paraların ihracatından aşırı kazanç- lar sağlayacak bazı malların -tütün gibi- ihracının özel vergilemeye tâbi tutulması suretiyle (OHazine tarafın- dan tamamen o kaybedilmemesi ger- çekleştirilmiş oluyordu. İşte, fiili de- valüasyonun hukuki devalüasyon hâ- lini aldığı şu sırada ihracatımızın du- rumunu incelemekte fayda vardı. Gerçekten, 4 Ağustos 1958 operasyo- nunu yapanlar -OECE ve Milletlera- rası Para Fonu eksperleri dâhil- ih- racatımızda önemli bir ilerleme bek- liyorlardı. Halbuki, son iki yılın tat- bikatı maalesef obunun tam tersini göstermişti. 4 Ağustos 1958 de yapı- lan hesaplar. Ticaret Bakanlığı Müs- teşarının oaçıkladığına göre, o İhraç mallarımızın iç ve dış fiyatları ara- sındaki farkın hendesi ortalamasının sebeple 7 kalem ihraç maddesine -bu arada tütüne- evvelâ sâdece 9675 ve 26100 prim verilmiş ve bu primlerin devalüasyon nisbetinin tekabül ettiği 96221,4 nisbetindeki prime doğru yar vaş yavaş açılmak lüzumu ancak da- ha sonraları duyulmağa (o başlanmış- tır. Son kararla ise, bütün ihraç mad- delerimize 96 221,4 nisbetinde prim verilmiş olmaktadır. Yine Ticaret Bakanlığı Müsteşarının (bildirdiğine öre, Ağustos 1958 - Ağustos 1959 devresinde piyasaya intikâl eden AKİS, 12 EYLÜL 1960 prim ortalaması (o 96150,9 nisbetinde ve Ağustos 1959 - Ağustos 1960 dev- resinde piyasaya intikal eden prim ortalaması ise 96 194,9 nisbetinde ol- muştur. Bu esaslara göre, geçen 22 Ağustosta kaldırılan Kambiyo Karşı- lık Fonu 1958 - 59 devresinde piyasa- ya 1.278.000.000 liralık prim vermiş ve 1959 - 60 devresinde de 2 milyar 694 milyon liralık prim akıtmıştır. Kambiyo Karşılık Fonuna, aynı dev- reler zarfında ithalât ve ihracat primlerinde birinci lehine olan fark dolayısiyle kalan ve kamu sektörü- nün câri açıklarını ve yatırım ihti- yaçlarını karşılamaya yarayan faz- a ise, sırasiyle 597,5 milyon lirayı ve 242,2 milyon lirayı aşmamıştır. İhracatçıya Du kadar büyük prim verilmesine rağm Ağustos sonu ve Ağustos başı devrelere göre ihra- catımız 1958 - 59 devresinde 847 mil- yon lirayı ve 1959 - 60 devresinde de 913,5 milyon lirayı aşmamıştır. Hal- buki, 1950 - 51 devresinden itibaren, bilhassa enflâsyoncu gidiş sonucunda hâsıl olan dış ticaret tıkanıklıkları dolayısıyle en kötü ihracat devremiz olan 1957 - 58 devresinde ihracatımız 803,9 milyon lira idi. Bu rumda, 96 69,9 nisbetinde yapılan devalüasyo- nun 1959 - 60 devresinde 1957 - 58 devresine nisbetle ihracatımızda sağ- ladığı artış, 2013,6'yı aşmamıştır. Bir önceki devreye göre ihracatımız an- cak 98 nisbetinde artmış, kendisin- den önceki 9 devrenin ortalamasının ise Yol altında kalmıştır. Geçen dev- redeki ihracatımız en verimsiz - İhra- cat devresi- olan 1957 - 58. devresine nazaran ancak 110 milyon lira fazla, en verimli devre olan 1952 - 53 devre- sine nazaran ise 175 milyon lira ek- siktir. Kaldı ki yıllar geçtikçe, mem- leketimizin kalkınması için muhtaç olduğumuz yatırımlara lüzumlu dö- vizleri sağlamanın, ancak ihracatı- mızın çok daha üstün seviyelere çık- masiyle mümkün olacağını bilmeyen kalmamıştır. Bu durumda, 1959 - 60 devresindeki ihracat seviyemizin baş- lıbaşına büyük bir başarısızlık teş- kil ettiği ortadadır. Pek tabiidir ki bu (başarısızlığı 1959-60 ihracat devresinin, ancak son üç ayında iktidarı, elinde tutmuş olan İnkılâp Hükümetine yüklemeğe as- la imkân yoktur. Büyük kabahati, ta- kip ettiği iktisadi politikada mem- leketin uzun vadeli meseleleri üzeri- ne eğilmek lüzumunu 10 yıldır bir ke- re bile duymayan ve her şeyi pamuk ipliğine ve dış yardımın dış ticaret açıklarımızı kapayacağı ümidine bağ- layan sakıt iktidarda aramak lâ- zımdır. Bu başarısızlığın sebepleri Ticaret Bakanlığı Müsteşarı bunla- rın üçünü saymaktadır. e Birinci sebep son derecede önemli bir sebep- tir. Bu da, Kore Harbinden sonra, tarım sektörünün İstihsâl ettiği ham maddelerin ve istihlâk maddelerinin dünya piyasalarındaki We yi düşmesi olmuştur. Bunun sebebi, malların geleneksel alıcısı olan a nın zengin memleketlerinde tam is- tihdama doğru ilerlendikçe ortaya çıkan enflâsyon tehlikesine karşı Devletin ekonomiye omüdahalesini sağlayacak iktisadi plânlama tedbiri yerine, yatarım ve gelişme hacmini düşüren krediyi daraltma tedbirinin tatbiki ve bunun yatırım hacmini düşürmesidir. Öte yandan, bu muha- fazakâr politikalar, lüks istihlak mal- larıyla "dolmuş" bir cemiyette müs- tehlikin temayüllerini (o değiştireme- mekte, eğitim ve sağlık gibi belli başlı kamu ihtiyaçlarım sağlayacak yatırımların ihmali neticesini do- gurduktan başka, serbest teşebbüsün düşman olduğu vergilemeyi arttırma politikasından kaçınma neticesinde de mevcut büyük istihsâl kapasitesi - nin gelişmemiş memleketlere müte- veccih artan bir yardım sarfiyatı ta- rafından finanse (edilmesi imkânım da ortadan kaldırmaktadır. Bunun yerine, Batının zengin memleketleri, otomobil, buz dolabı ve radyo - tele- vizyon gibi zaten lüks istihlâk mal- larının imalâtında sırf göze veya tik- sinti verici bir konfor arzusuna hitap eden -otomobillere hiçbir şeye yara- mayan kanat ilâvesi gibi- mânâsız israflara giderek ve ilân masrafları- nı görülmemiş derecede arttırarak mevcut istihsâl kapasitesini kullana- bilmektedirler. Amerikada sırf oto- mobil emini yapılan böyle mâ- nâsız Ve andırıcı (değişikliklerin yıllık bedelinin Hindistan gibi o bir memleketin i düşünmek insana dehşet vermekte- ir. İşte, böylelikle, bir yandan Batı- nın yardım programında kâfi miktar- da artış yapılamaması, Öte yandan da gelişmemiş memleketlerin ihraç mallarındaki fiat düşmeleri sebebiyle dış ticaret hadlerinin Batının zengin memleketleri lehine ve -Türkiye dâ- hil- Asya, Afrika ve Lâtin Amerika- nın gelişmemiş memleketleri aleyhi- ne bozulması neticesinde, Batı mem- leketleri, gelişmemiş (o memleketlere verdikleri yardımı aslında kat kat geri almak mevklindedirler. Dış ti- caret hadlerinin gelişmemiş memle- ketler, aleyhine bozulmasının, bir se- bebi de, Batıda, bu memleketlerin ih- 31

Bu sayıdan diğer sayfalar: