30 Ocak 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 16

30 Ocak 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER. lâcivert çizgili bir elbise vardı. İyi bir terzinin elinden çıktığı belli olu- yordu. Genel Sekreter her zamanki gibi pek il. Gülerek: o Alican, gençleri etrafı- na toplamlısın? Yeni parti meselesi mi?" diye ak saçlı maliyeciye takıl- dı. Aksal yaklaşınca (oOTuran Güneş gülümsiyerek Alicanın yanından ay- rılmış ve Genel Sekreterinin sağ ta- rafında yer almıştı. Bunu gören ba- sın mensupları gülümsediler. Güneş: e olur ne olmaz, yerimi ala- yım. Misazallai başka türlü tefsir e- derler sonra.." dedi ve kalın sesiyle kahkahayı bastı. Alican Güneşe hitaben: "— Aferin Güneş! Sen bu taktiğe devam et. Vaziyet çakılmasın" dedi ve konuyu değiştirerek Aksalın has- talığına geçti. Davet.. perşembe akşamı ise, Prof. Belbe- zin Posta caddesindeki son dere- ce zevkle inşa edilmiş ve son derece iyi döşenmiş evinde (kararlaştırılan toplantı bir gizlilik havası içinde ya- pıldı. Gerçi kulağı delik Ankara mu- habirleri toplantıdan haberder ol- muşlar ve Belbezin evine damlamış- lardı. Ama toplantıya gelenler. Basın mensuplarına fazlaca yüz vermediler. Esasen kurucuların o esrarengiz gö- rünme meraklarına rağmen, ortada gizli kapaklı birşey de kalmamıştı. Parti ayın sonunda muhakkak kuru- lacaktı. Şimdilik program, daha doğ- rusu isim üzerinde tartışılıyordu. Toplantıya ilk gelen, ak saçlı ma- liyeciydi. Alican bu defa yayan gel- mişti. O sırada, yeni partinin kesele- rinden biri olan Cündoğlu, lüks oto- mobiliyle göründü. Cündoğlu tanın- mış bir iş adamıydı ve muktesitliği, ihtiyatkârlığıyla ün salmıştı. Otomo- bilinden ağır ağır indi, telâş etmeden fin tarafına geçti, cam sileceklerini itinayla çıkardı ve otomobilin içine koydu. Otomobilin kapısını kilitledi, bir kere de iyice "kapanıp kapanmadı- ğını muayene ettikten sonra, yüzüne politikacılara (Oyaraşan o tebessümü yerleştirdi ve Belbezin kapısına doğ- ru yürüdü. Aynı anda Alican da ka- pıya varmak üzereydi. İki kurucu be- raberce yürümeğe başladılar. Belbe- zin bir hoş çalan ziline bastılar ve ka- pının açılmasını beklediler. Bu sırada yanlarına yaklaşan basın mensupla- rına, Alica "— Yahu bunun gizli kapaklı ye- ri kalmadı artık üstelik (o atlatacak mesele de yok ortada. Tüzük prog- ram ve diğer meseleler üzerinde çalı- şıyoruz" dedi. Fazla durmadan içeri girdi. İkinci misafir, eski Hür. P. mü- 16 Hikmet Belbez Karargâh Komutanı letvekillerinden İrfan Aksuydu. Ak- su, soğuğun tesiriyle olacak, o kalın füme paltosuna sarınmış ve kaşko- lünü boynuna adamakıllı dolamıştı. Gazetecilere gülümsiyerek içeri girdi. Ece, ne de olsa serde politikacılık vardı ve Aksu diğerleri gibi pek yeni sayılmazdı. Toplantının yapılacağı salon, ana kapıdan girince sol tarafa rastlayan geniş salondu. Alican salonun dip ta- rafına rastlayan rahat bir koltuğa gömülmüş, karşısında ayakta duran Cündoğluyla konuşuyordu. Aksu pal- tosunu çıkardı ve iki kurucunun ya- nına geldi. Bu arada gazete fotoğ- rafçıları bir yolunu bulmuş, içeri gir- mişlerdi. Üç kurucu kendilerine çe- kidüzen verdiler. Alican Bu ne rağbet — böyle ?” dedi ve gülümsedi. Patlayan flâşlar yeni partinin ye- ni lideriyle parti keselerinden birinin ve teşkilât kurma ustalığıyla ün sa- lan üçüncüsünün yanyana pozlarım tesbit etti. Daha sonra gazetecilere, kapıyı dışarıdan kapatmaları son de- rece nazikâne söylendi. Saatler 17.27'yi (o gösteriyordu ki yeni parti kurucularının gazeteciler için en sevimlisi göründü. Karanlık, Cahit Talaşın görünmesini bir hay- li güçleştiriyordu ama, basın men- supları hocayı seçebildiler. Talaş, pek neşeliydi veya Öyle görünüyordu. Ga- zetecilere iltifat etti. Onların gönlünü aldı ve acaip sesi zile basarak kapı- nın açılmasını bekledi Toplantıya geç gelenlerden biri de Belbez ve aile efradıydı. Bayan Belbez ile kurucu profesör saat 18'e doğru otomobillerinden indiler ve içe- ri, girdiler. Doğrusu, böylesine feda- kâr bir kurucuya ender rastlanırdı. Prof. Belbez evinden içeri girerken gazetecilerle (o konuşmadı. Yüzü her zamankinin aksine biraz asık gibiy- di. Etrafını saranlara güçlükle gü- çıkarmadan neza- ketle kapıyı kapattı. Toplantıya en geç gelen Prof. Ay- dın Yalçın oldu. Yalçın da kapıda fazla oyalanmadı. Kurucuların, Belbezin evinde yap- tıkları bu toplantının en önemli tara- fim bir deklerasyonun yayınlanması teşkil ediyordu. Yeni parti kurucula- bini, ihtiyatlı lider A icarn yaradılı- şında aramak müm Deklerasyon ri Bir kere da- ha gözden geçirilecek ve fazla vakit geçirmeden Basına verilecekti. Ece, ne de olsa kurucular arasında Basın mensupları vardı ve gazetelerin duru- munu iyi biliyorlardı. Geciken dekle- lacağından, kurucular ellerini çabuk tutmağa karar verdiler. Yayınlanan deklerasyon bir da- vetti. Başıboş kalmış, başım soka- cak yer ariyan D.P. lileri yeni parti- nin çatısı altına çağırıyordu. İhtilâl hiç bir teşekküle karşı tı. Yapılan hareket, zaklaştırarak, kendi emellerine âlet etmeğe kalkışan bir kısım idareciler içindi ve onların da yeri belliydi. İh- tilalin meşruiyetinin en sağlam fik- ri, tarafsızlık felsefesiydi. Dekleras- yonun bu kısmında söylenenler yeni sayılmazdı. 27 Mayıs sabahı Ankara radyosunda Albay Türkeşin ağzından hemen hemen aynı sözler duyulmuş- tu. Esasen İhtilâli yapanlar buna çok evvelden, daha işi plânlarken karar vermişler ve yollarım ona göre çiz- mişlerdi. Bu girizgahtan sonra salvo başlı- yordu. Bütün partiler gibi, yeni ku- rulacak partinin de kucağı eski ve samimi D.P. lilere açıktı. Buyursun- lar, gelsinlerdi. Herhalde kendilerine si başlıyor ve Milli Birlik Komitesinin vatandaşlar arasında mevcut kin ve garazı kadırmak için sarf ettiği gay- retlerden dem vuruluyordu. Dekle- rasyonun bu kısmında 27 Mayıs ön - AKİS, 30 OCAK 1961

Bu sayıdan diğer sayfalar: