30 Ocak 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 34

30 Ocak 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 34
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SİNEMA makta ve yapabileceği oşeyleri yas- makla yetinmektedir. Filmleri iç pa- zarda büyük ticari başarı kazanama- makla birlikte, dış ülkelerde kendine rahatlıkla alıcı bulmaktadır. Kakoyannis, adını sınır dışına du- yurabilmiş bir rejisördür. En çok iş yapan filmi "Stella"dır ve filmin en ilgi çekici yanı cinsel yönüdür. Gerçi rejisörün anlatmak istediği bu değil- afişlerinde filmin baş kadın oyuncusu Melina Mercouri için "Melina - the âni."Melina, erkek yi- sıfatını kullanmışlardır. Yorum ve biçim Kakoyannisin en ürktüğü şey kai- deciliktir. İçgüdüleri bir elekten geçirip, düşünceleri sınırlı biçimlere koymanın kişiye zarar vereceğine inanmaktadır. Filmlerine bir çeşit "aydınca" eğilmemesinin nedeni de duyduğu anda filmlerini dır. Ona göre film yapmak, insanı korkunç bir zorlayıştır. O yüzden de az film çevirmektedir. Filmleri bo- yunca süregelen eğilim, ferdin sos- yal bir yaratık olarak görevi ile bu- nun sonucunda kendi içinde ve dışın- da yaptığı savaşa karşı belirli bir en- dişe ve ilgidir. "Bir Namus Mesele- si"nde ilgisi, yüksek katlara uzan- maktadır. "Siyahlı Kız" da iki ayrı dünya arasındaki çelişmezlikler ele alınmıştır. Bir yanda bir adanın il- kel, acımasız, sert dünyası ile öte yanda bunun olgunluk, hoşgörü ve rahatlığı temsil eden Atinalı insan örneği tarafından,ayaklar altına alı- nışı vardır. "Stella", yerleşmiş kural- lara karşı çıkıp hayatını dilediği gi- bi yaşamayı isteyen insanın gelenek- çiliğe baş kaldırışıdır. Ama çaresiz- lik, sonunda o insanın başım yak- maktadır. İlk filmi "Bir Pazar Sabahı"- ko- medi olduğu için tenkitçiler hemen Rene" Clair'den, Jacgues Becker'den te Lubitsch'den söz açmışlardı. "Stel- la"da da aynı şeyler oldu. Halbuki Kakoyannis şimdiye kadar biç kim- senin doğrudan doğruya etkisinde kalmış değildir. Onun sinema anla- yışı,, sinema karşısındaki davranışı, gördüğü bütün güzel flimlerin oluş- turup biçimlediği birşeydir. Kako- yannis, herşeyden önce kendisini ge- nel sinema kültürünün vârislerinden biri saymaktadır. Filmler "Mücadele Tepesi" "Batı Cephesinde Yeni Birşey Yok - Ali Çuiet on Western Front" 34 Gregory Peck "Pork Chop Hill - Mücadele Tepesi"nde Savaş ortada -1930- ile en başarılı Birinci Dünya Savaşı filmini veren rejisör Lewis Milestone, geriye kalan beş altı fil- minin dışında yeni filmi "Mücadele Tepesi - Pork Chop Hill" de İkinci Dünya Savaşını konu edinmektedir. Savaşa karşı çıkan ve savaşı öven iki nevi film arasında "Mücadele Te- pesi" ortada bir yolu seçmiştir. Sa- vaşı övmüyor, kahraman yaratma çabası içinde değil ama, yine de tam bir şekilde savaşa karşı çıkmamakta dır. "Batı Cephesinde Yeni Birşey Yok" daki savaş ve savaş gerçekleri, "Mücadele Tepesi'nde kendisini da- ha çok gerçekçi bir fanteziye bırak- mıştır. Milestone işi ağırdan almakta, sansürden kaçırabildiği kadar savaşın acı yanlarını göstermekte, fakat yi- ne de bunu tam bir gerçek havasında Yazdığı eserlerle hürriyeti sa- vunduğu için düşük iktidar za- manında 5 kere hakları gasbe- dilen SUPHİ UZUNCA'NIN son şaheseri olan DAMOKLE- SİN KILICI çıktı. DAMOKLESİN KILICI bu topraklarda her zaman okuna- caktır. Tek Satış adresi : Suphi Uzunca Ticaret Lisesi Tarih öğretmeni ADAPAZARI Fiyatı: 250 kuruş verememektedir. Her savaş filminde göre göre kanıksadığımız o hiç öl- meyen, elindeki tüfek, ya da makine- liyle ortalığı toza dumana katan in- sanüstü kahramanlar "Mücadele Te- pesinde yer almamıştır. Hikâye Ko- rede geçmektedir. İki taraf da ateş kesme görüşmelerine başlamışlardır. Tam bir anlaşmaya varılacağı sırada Pork Chop tepesinin kızılların eline geçmesi, anlaşma şartlarını daha da ağırlaştırıyor. Tepeyi ele geçiren ta- raf, bunun, görüşmelerde bir üstün- lük sağladığını karşı tarafa kabul et- tirmeğe çalışıyor. Batılılar için yapı- lacak tek şey, tepenin yeniden kendi- lerine kazanılmasıdır. Bu yüzden, durmuş gibi görünen savaş, yeniden bütün şiddetiyle patlak veriyor. Sa- vaşanlar için tepenin biç bir önemi yoktur. Bir anlam ifade etmemekte- dir. Savaştıkça bu daha da korkunç bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Milestone, filmine konu olarak işte bu tepenin savaşında yer alan teğmen Clemons ve birliğini almıştır. Birlik içinde, filmlere yaraşır büyük bir kahraman kişi, yoktur. Davranış- ları, gerçek insanların davranışlarına vaşı nunda bir anlama varabiliyorlar. Böy lece, eski ve yıpranmış Hollywood ustası Milestone, zaman aşımına uğ- ramış bir anlatımla ne olumlu, ne de olumsuz orta bir yoldan "Mücadele Tepesi"nin savaşan insanlarını hikâ- ye etmektedir. AKİS, 30 OCAK 1961

Bu sayıdan diğer sayfalar: