30 Ocak 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 17

30 Ocak 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

cesinin havası vardı. İhtilâl hazırla- nırken. İhtilâlin öncülerinden bazıla- rı tarafından savunulan bir fikir, ya- yınlanan açıklamanın bu kısmında âdeta kokuyordu. Bu fikir, bir parti- ler kanununun çıkarılması ve partile- rin tümünün feshedilerek, kendilerine yeniden kurulma şansının tanınma- sıydı. Deklerasyonun ikinci ve son kısmında hafifçe bir gark edilmiş ve şişin yanmaması için gerekli cümle- ler konulmuştu. Burada, bir saman- ların rejim aleyhtarı, D.P. başlarının uşaklığını yapmış müseccel D.P. lile- rin partinin saflarında yer alamıya- cakları, esasen bunların âmme vic- danında cezalarını obuldukları ifade edilmekteydi. Evvelce hazırlanan metin, kuru- cular arasında alelacele gözden ge- çirildi ve Basına dağıtıldı. Böylece yeni parti ilk defa piyasaya bir da- vetle çıkmış oluyordu. Toplantının bundan sonraki kıs- mı gene partinin ismi üzerinde yapı- lan tartışmalarla geçti. Ama çocuğun vaftizi perşembe gecesi de yapılama- dı. O gece bir iki gün daha beklemeyi uygun gördüler. İşte, bu açık davetten sonradır ki, başta Celâl Bayarın avukatı, D.P. oyları denen zümrütü anka kuşunu kendi kafeslerinde sananlar başkente geldiler ve "Belvü Toplantıları", "Bel bez yazıhanesi mülakatları" başladı. Açılan kucağa, bir çiçek düşmüştü. Fakat MC.P. kurucularıyla yapılan toplantı, istenileni vermedi. Eski De- mokratlar hakikaten azimli idiler ve yeni kurulacak partide önemli yer- ler işgal etmek istiyorlardı. İlk adım- lan, kurulacak partinin kurucuları arasında (o kendilerinden hiç değilse beş on kişinin isminin bulunmasını sağlamaktı. Alican, buna taraftar değildi. Esasen ilk ayrılık -M.C.P. bu sebeple Üçüncü Parti olmayı arzula- mış ve erken davranmıştı- obundan doğmuştu. Haftanın sonundaki gün saat 18.30'a doğru eski Demokratlar büyük bir caka ile Belbezin yazıha- nesini terkettiler. Alican ve arkadaş- ları ise, durumu müzakere etmek ü- zere saat 19.45'e kadar karargâhta kaldılar Haftanın sonunda parti he- nüz kurulmamıştı, hattâ ismi dahi meçhuldü. Ana bütün Ankara -ve tabii bütün Türkiye- bu vodvili katıla katıla seyrediyor ve sin!" diye dua ediyordu. Bu hareket leriyle bizzat kurucuların, memleke- tin hakiki bir ihtiyacını kendilerinde hiç bir şans bırakmadıklarını, artık par- tilerinin Nuri Demirağın meşhur "Ku zu Partisi"nden daha ciddi bir teşek- AKİS, 30 OCAK 1961 kül a ik e herkes Kurucular haric anlamıştı. Kuyruklar İnsanlar yaşadıkça Geçen haftanın ortalarında bir gün, Ankarada Örfi İdare mahkemesi salonunda cereyan eden muhakeme- nin safahatım seyre gidenler, sanık mevkiinde (ooturanları görünce gül- memek için kendilerini sor zaptetti- ler. gayet mahkeme Örfi İdare mah- kemesi olmasaydı ve hâkimler heyeti mevkiinde oturanların çatık kaşları, yağız çehreleri dikkati çekmeseydi, dinleyiciler kahkahayı basacaklar ve salon mahkeme salonundan çok bir komedi tiyatrosuna benziyecekti. Dinleyicilerin ikinci kahkaha fir- tınası, sanıkların adları ve meşgul oldukları işler okununca boğazlarda sessizce koptu. Kahkahaları tutmak için dudaklar ısırıldı, kasıklar tutul- du, beller iki büklüm oldu. Milli İnkılâp hareketinin hazırla- tması, sanıkların adları ve meşgul gören, ihtilâli yapılması pek basit bir iş telâkki eden ve İnkılâbın öncüleri- ne karşı bir hareket hazırlıyan D.P. kuyrukları, etraflarında toplanmak için pek mükemmel iki askeri lider bulmuşlardı. Bunlar biri tankçı, biri havacı iki assubaydı! Eh, sınıflar böyle olunca meselenin halli pek ko- lay olacağa benziyordu. Öyle ya, tank assubayı ağır oharekâtı idare edebilirdi. Onun "tank birlikleri" her- halde Milli İnkılâbın öncülerini ala. şağı edeceklerdi. Havacının uçakları da, bir mukavemet olursa başkenti bombalardı Daha ne isteniyordu? İnkılâp aleyhtarı assubayların şaş- mayan ve ziyadesiyle inandıkları slo- ganları: "Hitler de bir çavuştu" slo- ganı olsa gerekti!.. Duruşma salonu büyükçe bir oda cesametindeydi. Sanıklar, tahta par- maklıkla çevrili bir yere yanyana ko- nulan sandalyelere ooturtulmuşlardı. Kuyrukların muhakeme edildikleri YENİ KANUNLARIMIZ itibaren Milli Birlik Komitesince kabul edi- lip yürürlüğe konulan kanun- larımızın 1 inci cildi çıktı. 180 yeni ve önemli kanunumuzu ih- tiva eden YENİ KANUNLARI- MIZ'ın fiatı sadece 750 kuruş- tur. Sipariş ve isteme adresi: P. K. 529 Ankara GÜNEY YA- YINLARI 37 Mayıstan YURTTA OLUP BİTENLER yer gerçi, efendilerininki kadar mü- kemmel değildi ama, gene de Yassıa- da muhakemelerini takip etme şan- sına kavuşmuş olanlar arada bâzı benzetmeler yaptılar. Sanıklar 32 ki- şiydiler. Hepsinin de renkleri kül gi- biydi ve elleri oğurturmaktan kıpkır- mızı kesilmişti. Ellerini ooğuşturma- dikları zaman başlarını elleri arasına alıyor ve düşünüyorlardı. Neler dü- şündüklerine gelince, bunu yüzlerin- deki ifadeden anlamak mümkündü. Hâkimler heyeti yerini aldığında salonda çıt çıkmıyordu. Sanıklar â- deta nefes bile almıyorlar, heyetten gelecek sözü bütün dikkatlerini tek- sif ederek bekliyorlardı. Ses, hiç hoş- lanmadıkları bir ses oldu. Zira hüvi- yet tesbitinden sonra iddianame o- kundu. Savcı, 32 sanıktan 31'i hak- kında ağır hapis cezası istiyordu. Çarıklı erkânıharpler iddianameyi, o çapulcu alayı dehşet içinde dinledi. Marifetleri nakledi- lirken hep bir ağızdan "Asla!" diye bağırdılar. Pek basit kimseler olduk- ları zaten duruşlarından anlaşılıyor- du. Nitekim hüviyet tesbiti sfrasında isimleri ve meslekleri söyle sıralandı: Hüsnü Güler (adliyede mübaşir), Nuh Naci Doğan (elektrikçi), Sadık Yeşil (adliyede zabıt kâtibi), İsmail Demir (Çiftçi), Hayrullah Kale (çift- çi), İbrahim Dura, Nihat Bozdemir (sucu), Ahmet Civelek o (nakliyeci), Mehmet Daniş (esnaf), Nuri Ciğan (hava İkmal merkezinde işçi), Mus- tafa Çiftdoğan (halıcı), Mehmet Kü- çük (otomobil tamircisi), Ayşe Kü- çük (ev kadını), Remzi Acar (taş o- cağı sahibi), Ahmet Çizmeci (taksi sahibi), Dursun Akder (seyyar sebze- ci), Mehmet Gökdemir (hava ikmal merkezinde işçi), Salih Karabulut (eskici), İsmail İlkes (tenekeci), Mustafa Kuyumcu (emekli işçi), Şev- ke Ütnaldı (sobacı), İsmail Kaya (e- mekli T.B.M.M. odacısı), Himmet Ö- nal (T.B.M.M. bekçisi), Bekir Gür- büz Yeşilyurt oO(hava dikim evinde tersi), Hikmet Uyanık (Et - Balık kurumunda şoför), Osman Koç (T.B. M.M. de odacı), Turgut Yüksel (hava İkmal merkesinde terzi), Hikmet Ar- su (T.B.M.M. matbaasında makinist), Turan Şimşek (Belediyede memur), Tahsin Aytekin (Zırhlı o birliklerde tank assubayı), Hüsamettin Turgut (hava kuvvetlerinde astsubay). ve Lebip Divanlıoğlu (avukat). Bunlar, tam bir gaflet içinde, hem de başkentte bir takım hareketlere girişmişler, plânlar odaha doğrusu hayaller- Ookurmuşlardı. £ Aralarına Necla Çarpar adında ve Albay Tür- keşle temas halinde olduğu bilinen bir de kadın karışmıştı. Fakat gözü açık emniyet makamları bunların her 17

Bu sayıdan diğer sayfalar: