30 Ocak 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 20

30 Ocak 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Temsilciler Meclisi Boşa koy, dolmuyor Geçen haftanın sonlarında bir gün, yeni Meclis binasının geniş tenef- füs salonunda, göze çarpar bir hare- ket mevcuttu. Koyu renk elbiseli bir takım adamlar, kalın sütunların ara- sında aceleci adımlarla dolaşıyorlar, peşlerini bırakmayan Basın mensup- larına izahat veriyorlardı. Merak ko- nusu, komisyon çalışmalarıydı. Tem- silciler Meclisinin mevcudiyetinin se- bebi hikmeti yeni Anayasayı ve Se- çim Kanununu hazırlamak olduğu içindir ki, haftanın sonunda Temsilci- ler Meclisinin sadece ve sâdece 16 da- kika süren birleşimi -tâbir Başkan- lık Divaninindir- mütad veçhile alâ- kaya mazhar olmadı ve gerek Basın mensupları, gerekse Temsilci üyeler komisyon çalışmaları üzerine eğildi- ler. Hakikaten, o gösterişli açılış töre- ninden bu yana Temsilciler Meclisinin hiç bir oturumu alâka çekmedi. Zaten bunlar umumiyetle pek kısa geçti. Bir de, izin alanların bolluğu göze çarptı, Pazar hariç, haftanın her gü- nü çalışacağı bildirilen Meclis ancak üç defa toplanıyor, fakat işsizlikten hemen dağılıyordu. Bu yüzden, te- neffüs mahalli daima umumi heyet salonundan daha falla rağbet gördü ve Temsilcilerin nabızları orada yok- landı Aslına bakılırsa, durumda şaşıla- cak bir taraf yoktur. Temsilciler Mec lisinin umumi heyeti, komisyonların pişirecekleri okonuları ele alacaktır. Komisyonlardan sâdece en mühimle, ri, Anayasa Komisyonuyla Seçim Ka- nunu komisyonu ciddi şekilde faali- yete geçmiştir. Ötekiler henüz uyku devresindedir. Bütçe Komisyonu ise, Bütçeyi beklemektedir! o (Bk. İKTİ- SADİ ve MALİ SAHADA -S:4). A. nayasa Komisyonu, faaliyetinin üs- tünde, başka -ve acaip- bir sebepten dolayı gündelik gazetelere konu teş- kil etmiştir: Görüşmelerin zabtım saklayacak bir imkân bulunamamış- tır! Türkiyenin bu en mühim isini gö- ren heyete ne bir ses alma makinesi alınabilmiş, ne de Meclis stenoların- dan bir kalp sağlanabilmiştir. Geçen haftanın sonundaki o gün, sütunlar arasında en ziyade bunlar- melerini tenkit adıyorlardı. Nitekim o gün de gayretlerin neticesi sadece C.H.P. nin konuşkan Ankara Temsil- cisi Hıfzı Oğuz Bekatanın izahatına münhasır kaldı. Bekata, Seçim Ko- misyonu üyesiydi ve Basın mensupla- 20 rina izahat vermeğe, doğrusu niyet- liydi. Fakat Bekata, bu meselede pek hazırlıklı olmadığı için, verdiği malü- mat da pek beklenen malümat olma- dı. Bâzı muhabirler, komisyon üye- leri üzerinde hissi baskılarım arttıra- rak, hiç olmazsa bir muhabirin ko- misyon çalışmalarını (otakip etmesi talebinde bulundular. Teklif mâkuldü ve pek fazla taraftar topladı. İşin lâf faslı da böylece halledilmiş oldu. Mesele, komisyonun çalışma tarzı hakkında malümat almak olduğu i- çin, bâzı gazeteciler hiç olmazsa ko- misyonların çalışmakta bulundukla- rı salonları görmek arzusunu izhar İttiler. Arzunun muhatabı, son gün- lerin en popüler politikacısı Turan Güneşti. Güneş, gazetecilerin istekle- rini mütebessim bir eda ile dinledik- ten sonra rıza gösterdi ve neşeli bir kahkaha atarak: "— Pekâlâ, istediğiniz gibi olsun. Ama kimseye çaktırmayın" diye tek- lifi kabul etti. Güneş öne düştü, gazeteciler onu takip ettiler ve birinci katta asansö- rün bulunduğu kısma geldiler. Kapı- yı ajan Turan Güneş oldu. Doğrusu istenirse, kurt o politikacı, ayni ka- manda iyi evsahibiydi. akat, asansörün içine gazeteci olarak sadece iki muhabirin girdiği- ni güren Güneş, gayri ihtiyari arka- sına baktı ve başka gelen olup olma- dığım arattırdı. Başka meraklı gaze- teci yoktu. Güneş ve dostlarını taşı- yan asansör ikinci katta durduğunda ilk çıkan gene Güneş oldu. Arkasına e. ve: — Burası size herhalde pek ya- bancı gelmez" dedi. Gazeteciler başlarım salladılar. Bu katı pek iyi tanıyorlardı. Yüksek Soruşturma Kurulunun O faaliyetine sahne olan meşhur D blokunun ikin- ci katında bulunuyorlardı. Masalar ve sandalyalar Güneşin ve gazetecilerin, durdukları kapı okoridorun tam önünde I — NİSBİ TEMSİL NEDİR? Reşit Ülker - Nizamettin ve N. Neftçi - T. Erdem 4T.L. 1957 İSTANBUL SEÇİ- MİNDEN VESİKALAR Reşit Ülker - İmadeddin Akkök - Tarhan Erdem 10 T.L. VAZİFE (Siyasi oMüşa vir) Siyasi vesikalar der- gisi Nefi Ciltli. 20 T.L. cılık Ld. Şt. Cağaloğlu - İstanbul 2 — cephesinde bulunan 608 numaralı o- daydı. Kapının üzerindeki levha, içe- ride T.C. İkinci oAnayasasıyla ilgili müzakerelerin cereyan ettiğini gös- teriyordu. Gazeteciler ister istemez heyecanlandılar. Kapının arkasında olanların onlar için önemi büyüktü. Turan Güneş bunu sezmiş olmalı ki, başım hafifçe gazetecilere çevirdi ve: "— Bu işin en esaslı tarafı nedir e musunuz?' dedi. ki genç muhabir hayret ve ma- ala Güneşe baktılar. Fakat Güneş merakı zail edecek ifşaatta bulun- makta gecikmedi! "— İçerde olanları merak etmiyor m 41 diye ilâve etti. Sonra da: — e bunun en iyi yolu, teypi idare eN adam: avlamaktır" dedi. Gazeteciler güldüler ve sonra Ön- lerinde açılan 806 numaralı kapıdan içeriye girdiler. Salon oldukça uzun bir salondu. İki başta bulunan yarım daire şeklindeki iki masa, salona ay- rı bir kaybet vermekteydi. Kasa gru- bunun kapıdan girince sağ tarafa isa- bet eden kısmı Başkanlık Divanına ayrılmıştı. Başkanın hemen sağ tara- fında dört koltuk bulunuyordu. Az ötede, önünde kitaplar ve kanunlar yığılı bir kısım vardı ki, mihmandar Güneş bilhassa bu kısma pek alâka duyulmasını istedi. Bunun için ke- men o kısma koştu ve masanın diğer kısımlarında bulunan başka kitap ve kâğıt tomarlarım da bu önü kitap do- lu kısma yığarak: " oOBurası Altsoyundur" dedi. Salon bomboştu. Fakat, bir müd- det sonra işler renklenecek ve Komis- yon müzakereleri başlıyacaktı. Doğ- rusu istenirse, omüzakereler akade- mik bir hava içinde cereyan etmek- teydi. Her üye, her madde üzerinde, istediği kadar konuşuyordu. Müdave- le-i efkârdan fayda mülâhaza edildi- gi aşikârdı. Tabii, komisyonların en fasla konuşan hatipleri belirliydi. Masanın üzerindeki mikrofonlar va- sıtasıyla hem sesler rahatça duyul- maktaydı, hem do makine alınınca teyp ile tespit edilebilecekti. Salonun tek eksik tarafı, içerde bir Basın ma- sası olmamasıydı. Bitirdiğimiz o haftanın tonunda mesele bir defa daha ortaya atıldı. Bilhassa Anayasa (Komisyonundaki müzakerelerin umumi efkâr tarafın- dan bilinmemesindeki fayda ve lüzum hatırlatıldı. - Anayasa referanduma ârzedileceğine gör her maddenin ne hangi o tenkitlere dığının bilinmesi, ruhunu daha açık olarak gözler önü- ne serecektir. AKİS, 30 OCAK 1961

Bu sayıdan diğer sayfalar: