24 Temmuz 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 23

24 Temmuz 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 23
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA Doğu Netameli sonbahar A 'manya ve Berlin meselesinin ge- çen Haziran başında Krutçef ta- rafından tekrar ortaya atılmasından sonra geçen yedi haftalık süre için- de nutuklar, notalar, teklif ve tef- sirlerle iki tarafın tutumu hayli ay- dınlandı. Özellikle, geride bıraktığı- mız hafta içindeki belirtiler buna bü- yük ölçüde yardım etti. Şimdi o 8ov- yet Rusyanın bu yıl sonuna kadar iki Almanya ile, olmazsa yalnız Do- gu Almanya ile barış imzalıyacağın- da ve Batı Berlini serbest şehir ilân edeceğinde artık kimsenin şüphesi kalmadı. Öte yandan Batılıların da Berlindeki haklarından o vazgeçmiye- çekleri, 2,5 milyon Batı Berlinlinin hürriyetini korumaya kararlı olduk- ları anlaşıldı. Ancak, bu iki karar ve iki tutu- mun karşılaşması, durumu nereye götürecek? a mı? Müzake- a mi? Harbe mi? aşma deyince ilk akla gelen, 1550108 Batılılar arasında revaç bu- lan, fakat tatbik fırsatı ve sahası Batı memleketin hükümranlığını, le Batı Berline giden münakale hat- ları üçerinde tam yetkisini kabul et- tiği, yani Batılıları Doğu Almanya ile karşı karşıya bıraktığı takdirde, komünist Doğu Almanyayı (o Sovyet Rusyanın bir ajanı saymak ve onu ukuken tanımamakta devam ederek sâdece fiili durumu kabullenmek... u kadar var ki, o zaman dahi tatbik kabiliyeti şüpheli görülen bu formül, bu kere Doğu Almanya ta- rafından peşinen ve resmen reddedil- miş bulunmaktadır. Zaten Krutçefin meseleyi koyuş tarzı da buna elvere- ceğe benzemiyor. Zira açıkça anla- şılmaktadır ki, Sovyet Rusya bakanının Berlin meselesini atmakta başlıca maksadı. Doğu Al- manyayı Batılılara resmen tanıt- maktır. Müzakere mümkün mü ? Ai e Almanya > mü- zakere denince hem hatıra dört v. devlet gelir. Bu sefer Krutçef İkinci Dünya Harbinde Hit- ler Almanyasına karşı savaşan mem- leketlerin bir konferans oakdetmele- rinden bahsederek daha, geniş bir müzakere kadrosuna işaret etti. Ger- çi bu, resmi bir teklif değildi. Krut- çef bunu Harp Okulunun diploma tevzi merasiminde söylediği bir nu- tukta açıklamıştı ve Batılılar tara- AKİS, 24 TEMMUZ 1961 Nikita Krutcef Büyük başta küçük beyin fından resmen kaale alınmamıştı a- ma, bu fikir her şeyden evvel, tasar- lanan müzakerenin konusu plaja Al- manyada çekişmelere yol açtı, Batı Berlin Belediye Başkanı ve gelecek seçimlerde o Sosyal Demokrat Parti adayı sıfatıyla Adenauer'e rakip çı- kacak olan Willy Brandt bu fikri mülayim buldu: "— Krutçef diliyle (o yakalandı- malüm ya, zâtı şerif aynı nutkunda benini en kuvvetli silahım (dilimdir demişti-. Fırsatı kaçırmayalım, ge- niş bir konferans toplansın, o zaman görürüz, dünya efkârı bize mi hak verir, Krutçefe mi?" dedi Buna karşılık Batı Almanya Baş- bakanı Dr. Adenauer bu fikre muha- lif olduğunu, Almanya meselesinden ilk plânda dört büyük devletin o so- rumlu bulunduğunu, konferansın da bu çerçeveye uyması gerektiğim ifa- de etti. Batılıların Sovyetlere cevapların- da müzakere bahsi, hali ile müphem kalmaktadır. Çünkü işlerin bu günkü kertesinde neyin, nasıl müzakere edi- lebileceği, nereden başlanabileceği dahi pek belli değildir. .Müzakereye teşebbüs edilse bile, bunun bir "Sa- tırlar aohbeti"ne dönmesinden kor- kuluyor. Ama herhalde bu günden elde bir tarih var denebilir. Eğer Batılılar müzakereye girerlerse, di- ger şartların tahakkuku meyanında yukarıda münakaşalarından bahsedi- len Adenauer ile Brandt'ın hesaplaş- masını, yani 17 Eylülde yapılacak o- lan Alman nya seçimlerinin sonucunu bekleyeceklerdir. Bir de şu fikrin ol- OLUP BİTENLER gunlaşmasını: Batı Sarimdeki halkın hürriyetini korumak başka şey, Al- manyanın kayıtsız şartsız teslimi ve- sikalarından doğan bugünkü fersu- de Berlin statüsüne körükörüne bağ- lanıp kalmak yine başka şey. Ümitler ve teklifler Bi kısım müşahitlerin ümidi, taraf- sızlar konferansındadır. Geçenler- de hazırlığı yapılan bu o konferansı Eylül başında Bled'de, devlet ve hü- kümet başkanları seviyesinde topla- nacaktır. Çerçi konferansa kimlerin davet edileceği bahsinde ve gündem üzerinde henüz tam bir anlaşmaya varılamamış, gibi görünüyorsa, da, hiç bir tarafa karşı taahhüdü olmamak- la övünen, aslında hissedilir derece- de sola kayan bu toplantıya katılan- ların dünyayı ateşten kurtarabilecek- lerini, araya girebileceklerini uman- ar var. Bu, en iyimser düşünceler- den biridir. Öte yandan DPA ajansının akset- tirdiği bir mütalâa var ki, Batı Al- manyanın malüm çevrelerinden çık- tığı anlaşılan bu tavsiyeye göre, Sov- yet Rusya Almanya bahsinde tek ta- raflı hareket ettiği takdirde Birleşik Amerika ve diğer Batılılar da harp- ten beri Sovyetlerle akdettikleri an- laşmaları feshetmelidirler Bunun neticeleri nelerdir? Bunlar saymakla bitmez. Fakat birini zik- retmek hem haberin menşeini anlat- mak, hem de a takdirde doğacak du- rum hakkında bir fikir vermek için kâfidir. Anlaşmalar feshedildiği tak- dirde evvelâ Almanyanın hudutları, bu arada Doğu hudutları meselesi ortaya çıkacaktır. Görülüyor ki bu meyletmiş olarak yer almaktadır. Geriye Birleşmiş -Milletler kalı- yor. Sovyet Rusya Berlinde tek ta- raflı bir harekete girişir ve Batılılar müdahale durumunda kalırlarsa, im- zalamış oldukları Anayasadaki taah- hütler gereğince Birleşmiş- Milletlere başvurmaya mecburdurlar. O takdir- de Birlesmiş-Milletlerin, tesirli o bir harekete geçebileceği (o söylenemez. Evvelâ maddi imkânsızlık yüzünden, sonra da, daha mühimi, Uluslararası Teşkilâtta bugün esmekte olan hava sebebiyle... Zira orada da, daha evvel bahsedilen tarafsızlar O olduğu gibi, Amerikanın ve umum yetle Batılıların, çeşitli sömürgecilik meselelerinden ötürü, bugün kotaları en 0 seviyededir. noktada Krutçefin Berlin buh- ranını ii el için neden bu günü seçmiş olduğu sualinin cevaplarından biri verilmiş oluyor. 23

Bu sayıdan diğer sayfalar: