24 Temmuz 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 28

24 Temmuz 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 28
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

28 SANATÇI SEMİH Şemih Sergen, Devlet Tiyatrosu- nun hem genç, hem önde gelen oyuncularından biri. Geçen tiyatro mevsiminde Oda Tiyatrosunda oy- nanan "Hayvanat Bahçesi"nde Jar- ry rolündeki gerçekten üstün bar şansı, Semih Sergenin yıldızını da- ha da parlattı. "Hayvanat Bahçesi"nin oynan- dığı sıralarda, büyük bir dünya turnesüle çıkmış olan Amerikanın "Guild Theatre"ı Ankaraya gel- mişti. Ekipte ünlü oyuncu Helen Hayes de vardı. Amerikan Tiyatro- sunun bu en büyük aktrisi, Oda Ti- yatrosunda "Hayvanat Bahçesi"nin oynandığını oöğrenince büyük ilgi duymuş, eseri seyretmeğe gelmişti. Helen Hayes'in bu ilgisi nedensiz değildi. Eser genç bir Amerikalı yazarındı. Yazar oyununu ilkin Helen Hayes'e götürmüş, ünlü o- yuncu da eseri beğenerek oynan- masını sağlamıştı. Kısa zamanda bir salgın hâlinde bütün dünyaya yayılan oyun, her ülkede yakın ilgi gördü. Ama Belen Hayes'e göre bu güzel oyun Amerikada "çok kö- tü*' oynanmıştı. Esere yazık olmuş- tu Türk Tiyatrosu hakkında hiç bilgisi olmayan Helen Hayes, Oda Tiyatrosuna büyük bir umutla da gelmemişti. Bu iki kişilik, son dere- ce ilgi çekici eserin oynanışı, He- leit Hayes için gerçekten büyük bir sürpriz oldu. En çok da Jarry ro- lünde Sergeni beğendi. Karşısında gene, ama usta bir oyuncu vardı. Fizik yapısıyla, da gösterişli olan Semih Sergen, rolünün gereği ola- rak sakal bırakmıştı. Sakalıyla 1- saya o kadar çok benziyordu ki, Helen Hayes, yakında Meryem ro- lünü oynıyacağı, rejisörlüğünü Ge- org Stevvens'ın yapacağı "Greotest Story ever told" adlı filmde İsa ro- tunun oyuncusunu bulmuş olmak- tan ötürü çok Sevindi. Film İsanın SERGEN M. Sunullah ARISOY hayatını anlatacaktı. Semih Ser- genle Metin Andın evinde tanışan Helen Hayes, sanat gücünü çok çe- tin bir rolde isbat etmiş olan Se- mih Sergene bir bura sağlayarak kendisini Amerikaya çağırtacağını söylemişti Bu olay, Semih Sergen için el- bette övünç vericidir. Daha otuzun da genç bir sanatçının gelişmek, açabildiği imkân kapısından içeri girerek yararlanması güzel şey.. Semih Sergenin tiyatro hayatı topu topu sekiz yıllık. 1954 de Kon- servatuvarı bitirmiş. Ama bu ge- çen süre içinde oynadığı sayısı otu- zu bulan rollerinin hemen tümü bi- rinci sınıf rollerdir. Kendisine, bu rollerinden hangisini daha çok sev- diğini e rolü çok severim" diyor. "1956" df oynadığ ım "Monserrat' t Bahçesi'ndeki Jarry. En iyi oynadığım rol Jarry rolü." Semih Sergen 1981 de İstanbul? da doğmuş. İlk, Orta, lise öğrenimi- ni İstanbulda tamamlamış. İstan- bul lisesini 1949'da bitirmiş, aynı yıl Konservatuvarın imtihanlarına girmiş, beş yıl sonra 1954'de Gök- çen Hıdırla birlikte Konservatuva- rın Kii kısmını bitirmiş. — Nerden aklına geldi tiyatro- ca olmak?" dedim. "Liseyi bitir- dikten sonra Konservatuvara gir- mek?" "— Tiyatroyla ilgim, liseden sonra başlamıyor ki..." dedi. "Çok önceden.. Tâ ortaokul sıraların- dan.. Sarıyer Halkevinde, ortaoku- lun ikinci o sınıfındaykeı sahneye çıktım. 'Küçük Şehit" adlı bir halk- evi piyesiydi. Yıl 1942 Yaşım da VE DÜNYASI bizim İstanbul Li- onbir. Sonra, sesinin döner bir sahnesi var- . Bir tiyatro geleneği kurul- muştur aşağı ka O sahnede bir çok oyunlar oynadım, sahneye koydum. Liseyi bitirince de, bu kü- çüklüğümden gelen tiyatro tutku- sunun beni Konservayuvara yönelt- mesi olağan değil mi?" Olağan olmasına olağan elbet- te. Semih Sergeni dinlerken, o» sahneye ilk adımını Sarıyer halke- vinde attığını söylerken düşündük- lerim, şu halkevlerinin acıklı hika- yesi oldu. Yıllarca bu ülkenin kül- tür, sanat hayatına yeni yeni de- ğerlerin katılmasını sağlayan, kül- tür ve sanat yönünden eğitim ku- rumu olarak hizmet gören halkev- lerinin, bir kötü politika oyununa gelmesine, bir kere daha, yeniden acımamak elde mi? İşte Semih Sergen, halkevinin yetişen kuşak üzerindeki etkisinin canlı bir örne- ği sayılabilir. Belki de, Sarıyerde bir halkevi olmasaydı, Semih Ser- AKİS, 24 TEMMUZ 1961

Bu sayıdan diğer sayfalar: