24 Temmuz 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 25

24 Temmuz 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KİTAPLAR Onuncu Köy Baykurtun Tom Rem- Yeni Türk' eml se- Yükselen matbaası | İstanbul 1861, ia sayfa 10 lira o Köy, köyden ve köylüden. köyün ve köylünün dertlerinden, umutlarından, acı ve tatlı günlerin- den söz açan bir roman. Zaten yaza- rı da bir köy çocuğu. Köy Enstitü- lerinden mezun olmuş, edebiyata me- rak sarmış, öğretmenlik yaparak A- nadoluyu bir hayli dolaşmış, bu ara- da yazdığı yazılarla ününü yaymağı bilmiş genç ama olgun, dâvasının kavgasını yapmayı o bilen bir Öğret- men (Fakir E a Onuncu Köy, Fakir Baykurtun dördüncü romanı. Daha başka dene- ama, en başarılısı bu Onuncu Köy. Yazılması 1960 Ma- yısında bitmiş olan bu romanında Fakir Baykurt, Türk romancılığına yeni bir yön getirmiş. Türkiyede ro- man yazanlar içinde belki de ilk de- fa Fakir Baykurt, romanı ve roma- nının kahramanlarıyla ileriye umut- la bakıyor. Onuncu Köyün okunması bittiğinde oinsan yaşama savaşının bitmediğini, bitmeyeceğini, savaşan- ların, savaşırken mertçe direnmesi- ni bilenlerin yarma umutla bakabile- ceğini hissediyor. Onuncu Köy sâdece bitişiyle dahi ilgi çekici. Gerçi biraz Amerikanvari bir "heppy end" -mutlu son- ile biti- yor ama, bu bile Türk romancılığın- da, hele köylülerden, köylülerin dert- lerinden bahseden ve bizim bir takım edebiyat ulemamızca "Köy Romanı" diye adlandırılan türüne Ö- nemli. bir değişiklik getiriyor. ,Onun- nuca ulaşan romanlar serisi halinde gelmiştir.- Hele o Esat Mahmut ve Kerime Nadir tipi romancıların dı- şında kalan gerçek roman yazarları- nın en bellibaşlı özelliklerinden biri. karamsar olmaları olmuştur. Köyden ve köylüden söz açan romanlarda ise bu, çok daha kesin çizgilerle kendi- sini göstermiştir. Onuncu Köyün ya- zarı Fakir Baykurt dahi Yılanların Öcü, Irazcanın Dirliği, Efkâr Tepesi nda bu karamsarlığın Ancak Onuncu Köydedir ki bu karamsarlık perdesi bir kenara atılmış, köy ve köylüler için mutlu yarınlar da olabileceği, savaşanların, direnenlerin hep ki gü- nün birinde savaşlar lerinin meyvasını yiyebilecekleri or- taya konmuştur Köy Enstitülerinin Tevfik Heri tipi çarpık kafalı politikacıların hış- mına uğrayıp kapatılmasından önce- AKİS, 24 TEMMUZ 1961 ki son mezunlarında:, biri plan Fakir Baykurtun Onuncu Köy adlı romanı- nın Özeti şudur: Köy Enstitüsünden mezun olmuş, dağların başında bir köye tâyin edil- miş olan öğretmen, gençliğinin ve çalışkanlığının bütün ateşiyle kendi- sini köylere ve köylülere adar. Gö- revlendirildiği oDamalı köyünde, sâ- dece çocukların Okuyup yazmasıyla değil, yedisinden yetmişine obütün köylülerin dertleriyle uğraşır. Kimse- nin hakkının kimsede kalmasına razı olmaz. Bir haksızlık gördü mü, onu illâ da düzeltmek ister. Canını dişine takarak çalışır. Mezun olduğu Ens- titüde kendi gönlünde yakılmış olan ateşi, köy çocuklarının ve köylülerin de gönlünde tutuşturmağa çalışır. Köyler kalkınmalı, köylüler iyi, in- sanca şartlar içinde yaşamalıdır. Bu- nun için de elbirliğiyle çalışmak, bil- gili olmak, yılıp obükülmemek, hak- baskıya boyun . Genç köy öğretmeni köylüye bu duyguları aşılamaya çalışır. Bir belirli ölçüde bunu başarır da. Köyde kendisini sevenler, o sayanlar hiç de az değildir. Ne var ki, her köy gibi Damalı köyünün de bir azgını, bir hak hukuk düşmanı, bir ağası, zen- gini ve mütegallibesi vardır. Öz çıka- rından başka şey düşünmeyen Dura- nanın çıkarları köylünün çıkarları ve haklarıyla la sir. Durana bir yana, köy bir yanadır. Haklıdan yana olan mi de köylüden ya- nadır. Ama Durananın parası, Erle kasabasında (tanıdıkları vardır. Öğ- retmenin başına olmadık işler geti- rir. Kafasını gözünü yardırır, ölümle tehdit eder. Öğretmen, savaşmadan yılacak kişi (değildir. Anadolunun köyleri (o sürülmekle, kovulmakla bi- ter mi? Damalı olmazsa Ortaköy, Ortaköy olmazsa Yaşarköy... Öğret- men köyden köye sürülmekle yılmaz, savaşma, köylüden yana olan sava- şına devam eder. Köydeki Duranala- rın kasabadaki Ortakları, bozulmuş, kokmuş, kişiliklerini (oyitirmiş me- murlar, öğretmene öğretmenliği bi- le çok görürler. Ama öğretmen bun- dan da yılacak adam değildir. Köy Enstitüsünde okurken işlikte çalış- mış, demircilik öğrenmiştir. Vaktiy- le öğretmenlik ettiği köylerde bu de- fa demircilik etmeye başlar. Belki geç, belki güç olur ama, köylü artık eski öğretmenin kendilerinden yana olduğunubilmektedir. Bunun için de öğretmene iyiden iyiye omuz verme- ye çalışırlar. Ne var ki, mütegallibe rahatsızdır, ohuzursuzdur. Ocak bu- cak başkanları, öğretmeni demirci olarak bile rahat bırakmazlar, Jan- darma Karakol Komutanı ve Jan- Fakir Baykurt Zengin kalem damalarla ikide bir tedirgin eder- ler. Eski öğretmen, yeni demircinin bunlara da aldırdığı yoktur. Türki- yenin köyleri biter mi? Biri olmaz- sa biri, der yola çıkar. Onuncu Köy adlı romanı Fakir Baykurtun en başarılı romanıdır. Ay nı zamanda, edebiyatımızın da üze- rinde dikkatle durulması gereken e- serleiinden biri. bir dönüm noktası- nın başlangıcıdır. o Otuz yaşını yeni bulmuş. Fakirin dördüncü romanı o- lan Onuncu Köyde hiç mi aksayan taraf yoktur? Onuncu Köy bütünü ile bir şaheser midir? Elbette ki ha- yır. Kitapta meselâ, yunan mitoloji- sinin meşhur Promete hikâyesi var ki, derhal sırıtıyor Bizce kitabın zayıf yönlerinden biri de, her türlü tercüme kolaylığım yok eden fazla mahalli bir lehçe ile yazılmış olmasıdır Onuncu Köyün daha çok gerçek- leri veya gerçek olabilecek şeyleri okumak isteyen okuyucu için asıl u- mut kırıcı yönü son faslıdır. Bu fasıl- da Fair Baykurt gerçeklerden ta- mamen ayrılarak, demek istedikle- rini bir takım sembollerin ardına saklamış. Kısaca söylemek gerekirse, Onun- cu Köy, yarının büyük Türk roman- larına obasamak taşlığı (o yapabilecek eserlerden biridir. Eksik, fazla yön- leri çok belki, ama bütün bunlara rağmen havasıyla, yapısıyla ve ya- zarının gerçekten usta, gittikçe de da ha çok ustalaşan kalemiyle Onuncu Köy, roman dünyamızın yüz ağartan eserlerinden biri durumundadır. Ya- zarı ne kadar kutlansa azdır. 25

Bu sayıdan diğer sayfalar: