16 Şubat 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 7

16 Şubat 1963 tarihli Akis Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HAFTANIN İÇİNDEN Bir ihtilâlin Dramı Türkiyede bir gün sular mutlaka durulacak ve bu mil- demokratik rejimi yaşatmak için uğraşmış, her cepheden gelen bütün güçlüklere rağmen, sabırla. inatla ve azimle yoluna devam etmiş olanların kıyme- tini bilecektir. Iraktaki son dram, normal idareye ge çemeyen askeri ihtilallerin ve onların talihsiz şefleri nin kaçınılmaz âkibetini bir kere daha gözlerin önün sermiştir. 1958'te Irakta, Nuri es Salt idaresinin bir ihtilali bütün şartlarını ve ortamını yaratmış bulunduğundan ayaklanmanın bir gün meselesi haline geldiğinden sa dece Nuri es Salt ile onun yerli ve yabancı ideal ar kadaşlarının haberi yokta. Bir zulüm idaresi Irakı hük mü altına almıştı, Üniversite kapatılmıştı, polis ted birleri (o yürürlüğe konmuştu, idareci takımımın sefil hayatı, ME orta çağ zihniyeti bütün dillere düş müştü. Irak toplumunun tahammül hududu aşılmıştı Silahlı le darbeyi yaptılar. Darbe, toplumun benimsediği usullerin neticesi kanlı, korkunç ve ürper tici oldu. İhtilalin liderleri memleketin başına geçtiler. Irak ta, arap memleketlerine has bir çok faktörün hadise- lerin gelişmesinde rol oynamış bulunduğu açıktır. Na serizm bunların en önemlilerinden biridir. Etnik husu siyetler bir başka unsurdur. Kapitalist ve komünist devletlerin, petrol kuyuları başında birbirlerine (karşı verdikleri mücadele ayrı bir noktadır. Ama Irakta, bü- tün bunların üstünde, askeri ihtilalle iş başına gelenle rin kolay kurtulamadıkları hastalık ihtilâlin başım ve çevresini tesiri altına aldı. Açık rejimin lüzumu, de mokratik hürriyetlerin sağlanması, seçimlerin yarata- bileceği ferahlık, kötü de işlere parlemanter bir siste- min idareye yardımı birer kuru edebiyat gözüyle gö rüldü. Irak milletinin bunlara değil, refaha ve kalkın maya, çağdaş uygarlık düzeyine çıkmaya, feleri çabuk almaya ihtiyacı bulunduğuna inanıldı. O Şef, elinin ve kolunun bağlı bulunmamasını Irakın saadetinin tek şartı olarak gördü. Dört sene- nin sonunda Kasım Rejiminin, belki şahsi ahlâksızlık payı hariç, Nuri es Sait rejiminin eşi haline gelmes ve Kasımın Nuri es Saitinkine eş bir âkibetle karşılaş- ması her şeyden çok bunun neticesidir. Kendini mesih a görmekten başlayıp sabık olmamak için her şeyi yapmaya kadar giden yolu General Kasım bütün diğer diktatörler gibi hiç farkına varmadan, çırpın- dıkça batağa batan bir adam gibi almıştır. Kendisinden başka herkes bir zulüm idaresinin hükmü altına gir- miş, Üniversitesi kapatılmış, Mr la sı- kılmış, bütün vatandaş hakları boğulm sesesi ihıya edilmemiş Irakta 1958 İhtildlinin Gemak, Metin TOKER gün meselesi sayarken Kasım Fransız Le Monde gaze- tesine verdiği demeçte Iraki nasıl cennete çevirdiğini, bunu kendisinden başka niçin kimsenin yapamayacağı- nı, ne kadar kuvwvetti olduğunu, muhaliflerinin hepsini tanıdığını, hepsini karınca gibi ezebileceğini anlatmak- taydı. Bundan bir kaç gün sonra dünya Kasımın da, rejiminin de başına yıkıldı. Nuri es Saite tahammül etmeyen Irak, onun gençliği, Silahlı Kuvvetleri neden Kasımatahammül edeceklerdi ki? Hiç bir memleketin idaresi kolay değildir. Ekono- mik ve sosyal bakımdan az gelişmiş bir memleketin idaresi taş ötekilerden de zordur. Ama güçlüklere, şa- hıslar itibariyle ve memleket İtibariyle felâketle karşı karşıya kalınmadan çare aramanın yolu sadece açık rejimdir. Açık rejimlerde bu güçlüklerin hep su yüzün- de kaldığı, onların istismar edildiği, muhalefetin umu- mi efkârı hırçınlık ve karamsarlık hudutlarımı doğru ittiği doğrudur. Bunlar kapalı rejimlerde ortadan (kalk- mıyor ki Söylenmesi yasak edildiği için hissedilmi- yor sanılıyor, tek ağızdan iyimserlik propagandası yapıldığı ve alkış tut ulduğu için pembe gözlükle etrafa bakılıyor, mabutlaştırılan insanlar kendilerini sahiden mabut kadar seviliyor, beğeniliyor, memleketi ihya edi- yor zannediyor ve bir gün bu rüyalardan ayılmak çok feci oluyor. Hata, güç rejimi açık rejim sanmak- tr. Güç rejim, kapalı rejimdir. Onun güçlüklerini, bir belirli seviyeye gelmiş toplumlarda yenmek imkânını bulan henüz çıkmamıştır. Çıkmayacaktır da.. Açık re- jimi reddettikten sonra kapalı rejimin bünye hastalık- larını dehâ ile bertaraf edebileceklerini hayal edenler, uğraşılması ancak açıklıkla Ve hürriyetlerin tam sağ- lanmasıyla mümkün suiistimalleri, (o hırsızlıkları, vur- gunculuğu, avantacılığı, uğursuzluğu, kabiliyetsizlik ve beceriksizliği kapalı kapılar arkasında kalarak orta- dan kaldırmayı ümit edenler sadece kendilerini alda- tanlardır. Hele bir milletin gençliğiyle ve (ordusuyla basınıyla ve idealist polltikacılarıyla (gerçekleştirdiği bir ihtilâli, bunun başında veya içinde yer almış bir kimsenin,bir zümrenin kendi malı haline getirmeye ça- lışmasının o milletçe kabul edilebileceğini sanmak bü- tün safdilliklerin en büyüğüdür. Bugün Bağdatın yeni idarecilerinden yükselen sesler sadece 1963 ihtilâlinin değil, 1988 ihtilâlinin de hangi prensipler ve gayeler uğrunda yapılmış olduğunu ispat etmektedir. Irakın hoplamalı zıplamalı kalkınması, her şeyi herkesten iyi bilen harika adamlar elinde ihya edilmesi Kasımla bir likte göçmüştür. Şimdi bahsedilen seçimle*, bir parla- mentonun kurulması, hürriyetlerin sağlanması, gençli- ğin ve basının baskıdan âzâde tutulmasıdır. Yazık olan, kaybedilen beş senedir. AKİS/7

Bu sayıdan diğer sayfalar: