29 Haziran 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 18

29 Haziran 1963 tarihli Akis Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Biralarında ancak 3-5 milletvekili bulunuyordu. A.P. milletvekilinin o ithamları 6 noktada toplanıyordu. Kömür işlet- melerinde Çelikbaş 3659 sayılı ka- nun hükümlerine rağmen kadrolu makamlara tek taraflı mukaveleler- le çok yüksek ücret vererek bazı ki- şileri tayin etmişti. Çelikbaş, Ereğli Kömür işletmeleri Genel Müdürü ta- yin ettiği zatın burada muvaffak o- lamamasından ötürü Amerikada bir kömür müşavirliği icat etmiş ve bu zata 55 bin lira harcırah, 7500 lira maaş vererek kendisini Amerikaya yollamıştı. Makine - Kimya Endüstrisinde Genel Müdür Muavinliğine 1954 yı- lındaki Özel Kalem Müdürünü tayin etmişti. Şeker Fabrikalarında yakın- larını kolladığı biliniyordu. Sümerbank olayı herkesin malü- muydu. Selâhattin Akyolun Genel Müdürlükten uzaklaştırılması mille- tin dilinde sakızdı Bunun yanında, Frankfurttaki Petrol . Kongresine (o petrolcülerden başka herkes yollanmıştı. Ataöv, i- şin bu kısmında gidenlerin özel hi- kâyelerini anlattı. Gidenler arasında tatilini İngilterede geçirmeyi (o âdet edinmiş olanlar vardı. Frankfurt ya- kınlarında hasta kardeşini o ziyaret etmesi elzem bulunanlar mevcuttu! Ataöv daha sonra, petrol konu- suna hafifçe değindi ve salimen kürsüden indi. Büyük dert paran Çelikbaşın Bakanlık içerisin- deki tutumunun dışında bazı ge- nel meselelerdeki tutumu da içinde büyük çapta hoşnutsuzluk ya- ratıyordu. Türk petrollerinin yurt i- çinde satılmasını sağlıyacak bazı iş- lemlerin Bakan tarafından gecikti- rilmesi, bir iki aydır büyük çapta akisler yapmaktaydı. Üstelik Çelik- baş, bu konuda son derece müşkil du- rumda kaldı. Zira dâva, -tam olmasa bile-, 1 yıl 1 ay sonra Çelikbaşın is- temediği şekilde halledilmişti. Çelikbaş bunun üzerinedir ki, Se- fa Kılıçlıoğlunun Yeni Sabahındaki -evet, Sefa Kılıçlıoğlunun Yeni Sa- bahındaki- Fısıltı sütunundan istim- likbaşın el altından Türkiye Petrol- leri A.O. Umum Müdürü İhsan To- paloğlu aleyhinde verdiği tezvizat yayınlandı. Topaloğlu şu kadar para alıyordu, Topaloğlu şunu yapıyordu, Topaloğlu bu idi. Ancak o dikkatli kimseler, Selâhaddin Akyol hâdisesi dolayısıyla da aynı kaynaktan gelen AKİS/18 Burhan Apaydın Gönüllü müdafi haberler aynı sütunlarda yayınlan - mış olduğu için buna pek aldırma- dılar ve "Ne küçük taktikler, bun- lar." diye mırıldanmakla yetindiler. Bakanın İhsan Topaloğluyla böy- le bir mücadeleye girişmesi (o yersiz değildir. Zira Türkiyedeki yerli pet- rolün istikbaliyle ilgili konuda To- paloğlu, Sanayi Bakanıyla dişe diş mücadele halindedir. Hikâye bir yıl (o evvel ve oÇelikbaşın lüzumsuz ısrarıyla 24.5.1962 tarihinde Türkiye Petrolle- rinin talep ettiği husus bir yıl bir ay sonra kararname olarak çıkarılmış- tır. Ancak bu yıl zarfında Türk Ra- finerilerinde benzin stoku 15 bin to- na, motorin stoku 5 bine, ham pet- rol ise 8 bin tona yaklaşmıştır. Şa- yet; Türkiyedeki petrollerin, ve pet- rol ürünlerinin Öncelikle satılmasını sağlayan kararname yürürlüğe gir- mese idi, Rafinerinin ve ham petrol istihsalinin durdurulması için sade- ce 10 günlük bir müddet kalmıştı v» bütün tesisler stop etme mecburiye- tinde bırakılacaktı. başlamış Kolay zafer lk sonra kürsüye (o Çelikbaş çıktı. Uzun ve insanı canından bezdiren bir konuşma yaptı. dan zabıtları görenler, konuşan kim- senin nasıl olup da Prof. luk pâyesi aldığına pek" şaştılar. Zira bir tek cümle ötekini tutmuyor, hattâ cüm- lelerin başı ile sonu birbirine uymu- yordu. Fakat Çelikbaş tiradını öyle- sine demagojik bir eda içinde yaptı Çelikbaş, Menderesin avukatı Bur han Apaydını da peylemişti. Apay- dın Çelikbaştan sonra söz aldı ve Ataövü bir yerdi, bir yerdi.. Buraya mahalle dedikoduları dinlemek için gelmemişlerdi. Apaydın, Genel Gö- rüşme lehinde oy vermişti ama bun- dan dolayı pişmandı. Böyle şey olur muydu? Menderesin avukatı, rolünü iyi oynadı. Şaşkın Ataöv büsbütün perişan haldeydi. Daha sonra AP. den Bahri Cömert, bir çuval incirin kalan tarafını da berbat etti ve Çe- terkediyorlardı. dudaklarında da alaycı bir tebessüm vardı. Çelikbaşı, onlar biliyorlardı. Bakanı Ataöv takip etti ve çu- kurdan çukura, en sonra bir meçhul "Yadigâr Hanım" ın kolları oarasına düştü. Celse bittiğinde herkes kahka- hadan kırılıyordu. Ancak Çelikibaşı, şimdi bir imti- han da Senatoda beklemektedir. O- radaki mümeyyiz Muallâ Akarcadır. Akarcanın, dersten ibret aldığım söy- lemek hata olmamalıdır. Bir baştan ötekine haksız bulunduğu halde ra- kiplerinin acemiliğinden Oo faydalana- rak ofsayttan gol atan o Çelikbaşm Senatodaki imtihanı aynı rahatlıkla vermesi her halde kolay olmayacak- tır. Zira Akarcanın, o Çelikbaşla bir sıhriyeti yoktur! Üstelik, söz meşhurdur: "Bir takım kimseler da- ima aldatılabilirler. Herkes, bir be- lirli süre de aldatılabilir. Ama her- kesin daima aldatılması kabil değil- dir." Dış yardım Paristen gelen yolcu haftanın ortalarında teriyordu. Feyzioğlu hızlı adımlarla Şeref Holünü geçti ve Koalisyon Ko- ridorunda bir kaç milletvekiliyle se- lâmlaştıktan sonra Millet (Meclisi

Bu sayıdan diğer sayfalar: