13 Temmuz 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

13 Temmuz 1963 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yatsıda Sönen Mum u sütunlarda bir tekzip yayınla- ya, geçenlerde mecbur bıra- kıldık. Tekzip, 20-21 Mayıs sanık- larından ve hareketin elebaşıların- dan Turgut Alpagutun o avukatın- dan geliyordu. Alpagut 20-21 Mayıs gecesi, taşımak hakkına sahip ol madiği bir üniformayı sırtına geçi- rip Harbiyeye çıkan, orada emir- ler veren, sonra o kılıkta 229, Pi- yade Alayında marifet (yaparken enterne edilen, ama hesap saatin- de "Hiç bir şeyden haberim yoktu. - İhtilâli ben radyodan öğrendim. Aa, sırtımda üniforma mı varmış? Ha, sahi! Kolaylık olsun diye giymiş- tim. Merak saikiyle dolaşıyordum." diyen kimsedir. Peki, avukat neyi tekzip ediyor- du? Hiç bir şeyi. Sadece, yazdık- larımıza hiddet buyurmuştu ve böy- le bir yazı yayınlatırsa, her halde herkesin "Aaa, ne avukat!" diyece- ğini sanıyordu. u söz, bu hafta sarfedildi. kes, “Aaa, ne avukat!" dedi. cak, bakınız neden: Avukat bir savunma tanığı gös- termiştir: Tayyar Baransal. Baran- sel dinlenildi. - Turgut Alpagut ile bir misafirlikte beraber bulunduk- anonsa işitince Alpagutun şoke olduğu"nu, ken- disine "Beni Harp Okuluna bırak!" Her- An- hızla götürecekti. -Ne yeni fikir! Hasılı demek istenilen şuydu: CHP nin devrimci ohüviyetinin ötesinde, daha ileride bir siyasi topluluk mey- dana getirilecekti. Eski Uv teşebbüsü yeni değildir. E- mekli General bu fikre çok evvel- den beri yatkındır. Bu konuda ilk te- şebbüsler, daha MBK idaresi sona ermeden yapılmıştır. MBK cılar se- çim sonrası bir Milli Birlik Partisi kurarak ortaya çıkmayı ve siyasi hayatlarını bu teşekkülün içinde ida- me ettirmeyi düşünmüşlerdir. O sı- ralarda yurt içinde yaptıkları gezi- lerde karsılarına çıkan halk toplu- luğu, kendilerine gösterilen izzet-i ikram, küçük kasaba, meydanların- da atılan, nutukların radyoyla nakle- dilmesi ve tutulan alkış ihtilâlcileri büyük çapta ümide kaptırmış ve ge- niş halk Kitlelerini' etklliyecekleri fikri kafalarında yerleşmişti. Bunda, zamanın icapları dolayısıyla gazete sayfalarında yer alan o resimlerinin de büyük çapta tesiri olmuştur. MBK cılar o târihlerde bu havay- defterler.. dediğini, giderken yanlarında Bah- tiyar Yaltayı da beraber aldıkları- nı söyledi Bunun üzerine, Fethi Gürcan kalktı ve tanığın özel bir durumu olduğunu bildirdi. Gürcanın açık- ladığına göre Tayyar Baransel is- Turgut Alpagut Bir divit hikâyesi la masaya oturdular. Bir Milli Bir- lik Partisinin Türkiyede büyük çap- ta iş gereceğini, faydalı olacağını vs kuvvetli taraftar toplayacağını bir- birlerine anlattılar." Ancak daha da fazla ileri gidemediler. Zira MBK a- rasında bir evvelinden başlıyan grup laşmalar, MBK kudret ve kuvvetini kaybettikçe -genel seçimlere yakla- şıldığı sıralarda- arttı. Ayrıca bu gruplaşmaların fiili son uçları orta- ya çıktıkça -Madanoğlu olayı- bir gitme ve kalma mücadelesi başladı ve her grup kendine göre bir yol tut- tu. Böylece Milli Birlik Partisi fik- ri uzun zaman sadece bir düşünce o- larak, anada sırada hatırlanır oldu. Seçimleri müteakip Tabii Sena- törlerin durumu biraz daha güçleş- ti. Artık gruplar tamamen belli ol- muş, ayrılan odalarda türlü fikirler tartışılmaya ( başlanmıştı. Günler geçtikçe işler karıştı. Eski MBK ti- yelerinin bir kısmı bir yola, diğer bir kısmı bir başka yola girdi. Hatta Kadri Kaplan gibi bazıları (otama- men başka yolda düşünmeğe başla- ılar. yandan bir gün önce Alpagut ile Aydemiri arabasına alıp odolaştır- mıştır ve yapılan konuşmalara şa- hit olmuştur. Gürcan söyle dedi: "— Şimdi burada, Alpagutun is- yanı sanki misafirlikte (o tesadüfen öğrenmiş KİM Koala ağ görü- yorum. Doğruyu söylesin! Gürcanı, mikrofonda Talât Ay- demir takip etti. İşte, bildirdiği: — Pazar günü Turgut o Alpa- guta ben, bu arkadaşın arabasıyla gezdirdim, alacağı vazifeyi (o anlat- tim. Görevlendirilecek ( birliklerin yerlerini gösterdim." Nihayet, bu durum karşısında. işte konuşan savcı: — Avukatın savunma tanığı di- ye buraya getirdiği tanığın o olay- larla ilgisi bulunduğu anlaşılıyor. Kendisi hakkında re'sen takibata geçeceğiz.-"; Balon, İğne yemişcesine sönmüş- tür. Şimdi, daha iyi anlaşılıyor değil mi: Abesin savunulması, gerçekten kabil olmuyor! Nesiller ve nesiller, tıpkı Yassı- ada Duruşmalarının zabıtları Mamak Duruşmalarının zabıtlarını da dikkat ve ibretle okumalıdırlar. Ta ki, insan denilen nesne iyi an- laşılsın. Bu kargaşalıkta Ulay kendisini Senatoda çok yakın bir politikacı buldu: Avukat Esat Çağa -Cumhur- başkanı kontenjanından senatördür- Ulayın bir parti kurma düşünceleri- nin Çağa da yanındaydı. Gerçi' ken- disinin elinde bir gecekondu o parti vardı. Vardı ama, daha geniş girişi- lecek teşebbüs Memleketçi Partinin üslerinde muvaffakiyet sağlıyabile- cekti. Emekli General Ulayla, politika- cı Çağanın ilk teşebbüsü bir Çiftci Partisi kurmağa dayandı. Ulayın vs Çağanın büyük çiftçiyle yaptığı te- maslar her ikisini fazlaca ümitlen- dirdi. Küçük çiftçi ise, ister istemez peşlerinden gelecekti. Ancak ümit fazla sürmedi. Da- ğın arkası dolaşılınca Çağa ve Ulay, bütün düşündüklerinin büyük çapta hayalden ibaret olduğunu anladılar. Olayların gelişmesi iki parti kurucu- sunun teşebbüslerini bir müddet ge- ri bıraktı. Toplanalım arkadaşlar,. 0-21 Mayıs olaylarının hemen pe- şinden Ulayın zihninde gene bir AKİS/13

Bu sayıdan diğer sayfalar: