12 Ekim 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 14

12 Ekim 1963 tarihli Akis Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Bölükbaşı komadan çıktıktan Kaş yapayım derken... Politikacılar Marilyn Monroe gibi.. (iman Bölükbaşı intihar etti! İçinde bulunduğumuz haftanın ba- şındaki gün, bu haber bütün Başkent- te ve bir anda bomba gibi patladı. Te- lefonlar işledi, koşuşmalar olan, bir heyecan ve acıma dalgası çok çevreyi sardı. Cılız OM,P. nin irikiyım lideri için ilk uyanan his merhamet ve üzün- tü Oldu. Zavallı Bölükbaşı! Demek ki hezimetten hezimete uğradığı ve sa- dece başkalarının dudaklarında kah- kahalara sebep olduğu hiç bir zaman ciddiye alınmayıp sadece "bir garip" nazarıyla görüldüğü hayattan intika- mını böyle almıştı. Kendi eliyle canı- na kastederek.. Tıpkı Marylin Mon- roe gibi, tıpkı Dr. Ward gibi, tıpkı Suphi Kaner gibi.. ancak bu his fazla uzun sürmedi ve AKİS/14 sonra yerini, Bölükbaşının adıyla (o Siyamlı kardeş gibi hep beraber giden ruh ha- letine bıraktı: Matrak! Hakikaten, ü- züntüyle kıvrılan oOdudakların geniş kahkahalarla açılması ne geç oldu, ne güç.. Oynanan, bir traji-komik hika- yeden ibaretti. Bunu, önce gazeteciler farkettiler. Gazeteciler, haber duyulur duyul- maz, irikiıyım liderin kaldırıldığı Gül- hane Hastahanesine koşuştular. Hep- si kederliydi. Bölükbaşının sıhhi du- rumunu merakla sordular. o Aldıktan cevap "Bir şeyi kalmadığı ve açılmak üzere olduğu" cevabı oldu. M.P. Ge- nel Başkam, bir normal insan için fazla ve tehlikeli sayılacak miktarda uyku ilacı almış, kendisini -intihar etmesinin muhtemel bulunduğunu De- lirtmek tedbirini aldıktan sonra- uy- kunun kollan arasına terketmişti. O zaman, gazetecilerin doktorlara sordukları suallerin çeşnisi birden de- işti ve hastahanenin koridorunu ne- şeli bir hava tardı. "— Doktor be; midesini yıkar- ken kaç santimetre uzunluğuda boru kullandınız?" Gülüşmeler ve bir iki saniyelik sü- küttan sonra bir sual daha patlıyor- du: — Doktor bey, kendisi iyiyken çok su içerdi.. Yıkama esnasında ne kadar su kullanıldı acaba?. Gene gülüşülüyordu. oDaha sonra bir başka gazeteci bir başka sual s0- ruyordu : "— Kendine — gelirken Oo sayıkladı mı? Sayıklarken İktidar.. İktidar mı. Lokomotif.. Lokomotif mi diyordu?." Doktorlar bir yandan gülüyorlar, bir yandan da nihayet bir hatta olan Bölükbaşının kapısı önündeki (o kala- Bayağı yakışıklı adamdı ama, yüzü ir ara. civar odalardan birinde hastası olan bir hanım da lâfa ka- Tıştı : "— Getirdiklerinde tanıyamadım... Bayağı yakışıklı adamdı ama, izü Kıpkırmızıydı.. o Gözleri de . Güçlükle taşıyorlardı." Bölükbaşını hanımı, bir gece evvel - Pazarı Pazartesiye (o bağlıyan gece - saat 02 ye yaklaşırken görmüştü. Bö- lükbaşını hastahaneye akrabalarından Süleyman Türkmenoğluyla, oğlu De- niz ve kapıcıları getirmişti. Doktorlar şöhretli politikacıyla (o derhal meşgul olmuşlar, aldığı uyku ilâçları tetirini tam manasıyla icra etmeden müdaha- lede bulunmuşlardı! O gece ve her gece. MP lideri, o gecenin başında her za- manki gibi değildi. Zira arkadaş- larıyla aralarında oldukça geniş bir anlaşmazlık vardı. Lokomotif işine de MP adına Tahkikat Komisyonuna ka- tlan Memduh Erdemir ile Bölükbaşı arasında birkaç gün evvel şiddetli bir tartışma geçtiği biliniyordu. Tartışma- nın sebebi liderin, ortaya attığı mese- lede arkadaşlarını kaderleriyle başba- şa bırakıvermek arzusundan doğmak- taydı. Erdemir Komisyon raporunun ahım şahım bir şey olmadığını, aslın- da hiç bir ciddi nokta bulamadıkları- nı, bütün Zorlamalarla sadece bir Y.T.P. li Bakanı "ihmal" ile tuçlaya- bildiklerini, Meclis önünde büyük bir hezimete (o uğrayabileceklerini (o söylü- yor, bu sebepten ötürü Mecliste a- poru Bölükbaşının savunması gerek- tiğini belirtiyordu. o Üstelik Bölükbaşı kendilerine büyük çapta malzeme ve- receğini söylemiş, ama bir tek kelime dahi söylememiş, minnacık bir yar-

Bu sayıdan diğer sayfalar: