11 Ocak 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 16

11 Ocak 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KIBRIS (OLAYLARI Feridun Cemâl Erkin Anam beni bugün olarak hazır bekleyeceklerdir. Heyette bizim (Kıbrıs Büyük Elçimiz yoktur. Zaten, Ticaret Bakanlığı Müsteşarlı- ğından o göreve atanan bu zatın - İn- gilizce de bilmemektedir- nasıl olup da böylesine önemli- bir mevkie getiril- diği adetâ meçhuldür. Türkiyenin durumu dadaki türklerin katliama uğramış olmasına, türk kamu oyunun ala- bildiğine incitilmesine rağmen ye, işin başındanberi Kıbrıs meselesi- nin barışçı yollardan çözülmesi için çalışmıştır. Bu amaçla hareket eden Hükümet bir taraftan Kıbrıs türkleri- nin korunması için andlaşmaların kendine verdiği hak ve yetkilere da- yanarak gerekli tedbirleri alırken, öte taraftan ingiliz ve yunan hükümetleri- ni devamlı olarak işbirliğine çağırarak meselenin biran önce barışçı yollardan çözülmesi (o için harekete geçilmesini sağlamak istemiştir. Bu yoldaki çağı- rıların ilk sonucu Adada alınan ortak üçlü tedbirlerse, ikincisi ve en önemli- si de toplanacak olan bu milletlerarası konferanstır. Toplantılar sırasında herkesin ken- dine göre bir hava çalacağından şüphe edilmemelidir. Bir kem, | son olaylarla Zürih ve Londra oandlaşmalarının o Türkiyeye sağladığı hakların kâğıt üzerinde kal- mayacağım anlayan rumlar, bunlardan kurtulmak için büyük gayret harca- yacaklardır.. Fakat üç taraflı bir mil- AKİS/16 vazife başında için doğurdu! letlerarası andlaşmanın ortadan kal- dırılması kolay değildir. Buna İngilte- re yanaşsa bile Türkiye sonuna kadar karşı duracaktır. Bu bakımdan, bir Kıbrıs gazetesinin de hafta içinde yaz- dığı gibi, Kıbrıslı rumların bu konfe- ranstan bekleyebilecekleri en iyi so- nuç, Türkiyenin Kıbrıs işlerine tek ba- şına müdahale etmeyeceği yolunda bir teminat koparmaktır. Buna ek olarak Makarios, türklerin Anayasada kayıtlı haklarında, bu arada Türk Devlet Baş- kam Yardımcısının ve Kıbrıs Meclisin- deki türk temsilcilerinin türklerin çı- karına aykırı buldukları kanunları ve- tolamak hakkında kısıntılar yapmak da isteyecektir. İngiltereye gelince, Londra Hükü- metinin en büyük endişesinin Kıbrısın durumuna, nasıl olursa olsun, en kes- tirmeden bir çözüm yolu bulmak oldu- gu (anlaşılmaktadır. Bu bakımdan- rumlar ve türklerden karşılıklı taviz- ler koparmaya çalışacaktır. Geçen haf- ta sonunda Kıbrıstan Londraya dönen İngiliz (OSömürgeler Bakam Duncan Sandys, İngilterenin Kıbrısta ilelebet bekçilik yapacak durumda olmadığım söyleyerek iki tarafın en kısa zaman- da anlaşmaları gereği üzerinde dur- muştur. Bu da gösteriyor ki İngiltere elini, eninde sonunda, bu kızgın de- mirden çekmek niyetindedir. Kararlı bir hükümet yörkiyenin Londra Konferansında tutumunun ne olacağım tahmin et- mek için kâhin olmaya lüzum yoktur. Hükümetin bugün, üstelik gerekli mü- dahaleyi yapmış bulunduğu onalda memleket içinde nasıl bir tazyik altın- da tutulduğu kimsenin meçhulü de- ğildir. İnönü bunlara mukavemet ede- cek kadar kuwvetlidir. | Ama hiç bir hükümetin Türkiyede, Kibrisin bugün- kü statüsünden daha elverişsiz bir sta- tüyü memlekete kabul ettirtmek kud- reti yoktur. Bir kere Türkiye için, Londra ve Zürih andlaşmalarının kaldırılması diye birşey bahis konusu değildir. An- cak bunların bazı hükümlerinin değiş- tirilmesi düşünülebilir ki, o da ancak türklerin lehine olursa bizim için şaya- nı kabuldür. Türkiye, Adadaki türk topluluğuna Zürih ve Londra andlaş- malarıyla verilen haklardan daha ek- siğine razı olamaz. Nitekim şimdi, da- ha fazlasını istemeye kararlıdır. Çün- ki, son olaylar, korumaya yeterli olmadığını açıkça or- taya koymuş bulunmaktadır. Son olaylara bakılınca, Ada türkle- rinin güvenliği için yeni bazı garan- tiler istenmesi gerektiği kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Türk hükümetine göre, bu garantiler iki şekilde olmalı- dır. Bir kere Adadaki birliklerin ve bu arada türk birliğinin sayısı yükseltil- meli ve gerektiği zaman bunlardan A- da asayişinin korunması için faydala- nılmalıdır. İkincisi, türkler aleyhine yeni bir katliam hareketi patlak ve- rirse, Türkiyeye doğrudan doğruya müdahale etmek hakkı tanınmalıdır. Hiç şüphesiz, mevcut garanti andlaş- masının vuzuhsuzluğuna karşılık, bu sefer bunun askeri bir müdahale ola- cağı da açıkça belirtilmelidir. Müşterek müdahalenin mecburi ol- maması son hadiseler ( sırasında bir büyük mahzur olarak ortaya çıkmış- tır. Tam bir katliama girişilmiş olma- sına rağmen bizim tek başımıza mü- dahalemiz, ilk başta her yerde endişe yaratmıştır. Ancak durum herkesçe görülüp anlaşıldıktan, sonradır ki ha- va bizim lehimize dönmüştür Eğer Londra konferansına katılan taraflar tekliflerimizi kabul ederlerse, o zaman bir süre daha bugünkü Kıb- rıs düzenini denemek (düşünülebilir. Bunu Adadaki türk cemaate kabul ettirtmek için Ankara Hükümeti elin- den geleni yapmaya çalışacaktır. Bu- nun Zor olduğunu herkes bilmektedir. Zira feci bir katliamla imha edilmek istenilen Ada türkleri, haklı olarak, bunun sözünü bile işitmek istememek- tedirler. Fakat taraflar bu garantileri vermeye Oo yanaşmazlarsa Oki Kıbrıs

Bu sayıdan diğer sayfalar: