25 Ocak 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

25 Ocak 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER selâ Sümerbank geçen yıl programda öngörülen yatırımların yüzde 110 unu gerçekleştirmiş bulunmaktadır. plân Ne yârdan, ne serden.. T oplu Sözleşme, Grev ve Lokavt Kanununun yürürlüğe girmesin- den bu yana Türkiye ekonomisini bü- tünüyle ilgilendiren ilk ciddi geçen haftanın ortalarında su yüzüne çıktı. Mesele toplu pazarlıklar yoluy- la isçi kitleleri lehine elde edilecek üc- ret artışlarının, beraberinde bir enf- lâsyon tehlikesi getirip getirmiyeceği- dir. Soru bundan kısa bir süre önce bir İstanbul gazetesi tarafından orta- Plânla- ma Teşiklâtı, gerekse işçi çevrelerin- de üzerinde en çok durulan konular- dan biri haline gelmiştir. Gerçi mese- le Hükümet üyelerinden bazıları ve özellikle Çalışma Bakanı Bülent Ece- vit için yeni bir konu değildir ve daha kanunun yürürlüğe girdiği günlerden beri incelenmektedir ama, o günlerde ortada gözle görülür en ufak bir ema- re dahi yokken bir enflâsyon tehlike- sinden bahsedilmek istenmemiştir. Du- rum bugün de aynıdır. Toplu pazarlık- ların büyük bir kısmı henüz müzake- re safhasındadır ve bunların ne ölçü- de ücret m getireceğini, bu artış- ların enflâsyona müncer olup olmıya- cağını girididen kestirmek çok zordur. Bilinen tek şey tehlikenin, henüz ufuk- ta dahi görünmediği veya hiç değilse İşçi meselelerini demokratik yollarla düzenleyen ve bu kanunları kabul et- miş, bulunan diğer batı ülkelerinden pek büyük olmadığıdır. Esas talep: Zam T oplu Pazarlıklarda işçi bir çok haklar elde etmek istemekle be- raber müzakerelerin ağırlık merkezini genel olarak ücretler meselesi teşkil eder. İşçi temsilcileri eldekii bütün im- kânlarını kullanarak ücretlerin artı- rılması için çalışırlar. Bazı isletmeler gerçekten bu zamları karşılayabilecek mali güce sahiptirler. İşveren pazar- lık sonunda talepleri aynen değilse bi- le isteklere yakın bir miktarda karşı- lar. Bazı işletmeler ise mali güçleri bakımından zam taleplerini karşılaya- mıyacak durumdadır. Bu taktirde pa- zarlıkta zamlar ya karın artışına bağ- lanır, yahut kanuni diğer yollara baş- vurulur. Anlaşmazlık grevlere kadar uzar. Bu açıdan bakıldığı takdirde, mesele son derece basittir. Kazanan işletme zam yapar, kazanmayan ise yapmaz. Ama bu düşünce genellikle AKİS/10 Kulağa Küpe Malın iyisi o yapmalıydık, çıkart- 3 ma, yapmalıydık diye bağı- rıp duruyorlardı. Al sana âlâsı: çıktı! işte, o çıkarimanın Reşat Özârda Kıbrısa müspet sonuç vermemektedir. Özellik- le Türkiyenin işçi meseleleri bu çeşit palyatif tedbirlerle düzenlenemiyecek kadar çetindir. Zira Türkiyedeki bü- tün işçilerin yüzde 40 ı devlet sektö- ründe çalışmaktadır ve bu işletmele- rin çoğu kâr etmek bir yana, bütçele- rini Maliye Bakanlığından temin edi- len yardımlarla kapatmaktadırlar. Bü- yük çapta kâr eden bazı devlet işlet- meleri ise kârıyla orantılı olarak işçi ücretlerine zam yaptığa takdirde aynı sektörde, fakat çeşitli iş kollarında ça- lışan işçi ücretleri arasında derin uçu- rumlar doğacaktır. Öte yandan özel sektör, eşyanın tabiatı olarak genellik- le kâr- etmektedir veya başka bir de- yişle özel sektörün sebebi mevcudiye- ti kârdır. O halde özel sektörde çalı- Ziya Müezzinoğlu Enflâsyon umacısı karşısında şan işcilerin toplu pazarlıklar yoluyla zam elde etmeleri normaldir. Derletin işçilerine (o özel sektörden farklı bir muameleye kalkışması da düşünülemi- yeceğine göre az veya çok, ister özel sektörde ister devlet sektöründe istih- dam edilsinler, istisnai bazı iş kolları hariç bütün işçiler zam göreceklerdir. İşte enflâsyon tehlikesi buradan doğ- maktadır. Zira işçisine zam yapan iş- letme çok defa istihsal ettiği malın maliyetinin arttığını ileri sürecek ve bu piyasada fiyatların artışına mün- cer olacaktır. Böylece işçi ücretleri, es- kisine nazaran bir miktar artmış ol- makla beraber, bu artışa paralel ola- rak fiyatlar da yükseldiğinden işçinin satın alma gücünde hiç bir değişiklik görülmiyecektir. Meselenin bir diğer tehlikeli yö- nü de toplu pazarlıklarda' bazı devlet işletmelerinin önce zamları kabul et- meleri ve sonra da bu munzam ücret- lerin finansmanı için Maliye Bakanlı- ğına başvurmalarıdır. Bu takdirde zamlar Devlet Bütçesine tesir edecek ve enflâsyonist bir baskı yapacaktır. O halde Hükümetçe derhal alınması gereken tedbirler nelerdir? Ciddi çalışmalar B u soru ile ilgili çalışmalar bundan bir kaç ay geriye, İkinci Koalis- yon Hükümetinin son günlerine kadar uzanmaktadır. O günlerde Devlet Plân- lama Teşkilâtı tarafından Hükümete meler yoluyla işçi ücretlerine yapıla- cak zamların, gerekli tedbirler alın- madığı takdirde enfâsyonist bir tesir icra edebileceği belirtilmişti. Hükümette . incelenmesinden hemen sonra Çalışma Bakanı Bülent Ecevitin başkanlığında, ilgili bakanlıklar müs- teşarlarından müteşekkil bir kurul ça- lışmalara başladı. Ancak bu arada Hü- kümetin çekilmesi ve kabine buhranı gibi sebeplerle araya oldukça uzun sü- ren bir fasıla girdi. Üçüncü Koalisyon Hükümeti ku- rulunca Ecevitin ilk işi meseleyi Ba- kanlar Kuruluna getirmek oldu. Bu defa gene Ecevitin başkanlığında, fa- kat ilgili bakanlıklar müsteşarlarının yanı sıra Devlet Planlama Teşkilatı ve Devlet Personel Dairesi temsilcile- rinin de katıldığı ikinci bir inceleme komisyonu kuruldu. Komisyon son de- rece yoğun bir çalışma (devresinden sonra meseleyi Yüksek Plânlama Ku- ruluna getirdi. Buradaki müzakerele- ri müteakip, alınması düşünülen ted-

Bu sayıdan diğer sayfalar: