1 Şubat 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 18

1 Şubat 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KIBRIS OLAYLARI Londra Konferansı Açık kapı peşinde tanın müşterek cephesiyle karşı kar- şıya bırakılacaksa masa başında hal çaresi aramanın ne lüzumu, ne fay- dası vardır. gün Bakanlar Kuruluna Dışiş- leri Bakanlığı Genel Sekreteri Büyük Elçi Fuat Bayramoğlu da katıldı ve Londradakı elçiliğimizden gelen şif- relere dayanarak oKonferanstaki son gelişmeleri bildirdi. Hükümet heye- timizin çağırılması kararım aldı ve bunu heyet başkanımız Feridun Ce- mal Erkine bildirdi. Hal çaresini Türkiye, milletlera- rası andlaşmaların kendisine verdiği hakların içinde, bunlardan bir san- tim dışarı çıkmaksızın ve müttefikle- rini her niyet ve kararından vaktinde haberdar oOederek o- Kıbrıs üzerinde jetlerimizin ihtar uçuşu yapacağı bu şekilde haber verilmiştir- bizzat a- rayacaktı. Bu, Türkiye a Hüküme- tinin hâlâ kesin kararıdır. Dramatik bir gün yim Cemal Erkine verilen tali- mat Londrada ve Atinada, onlar- dan sonra da N nun O Paristeki merkezinde derin akisler yarattı. Ati na Türkiyenin kararının ne mâna ifa- AKİS/18 toplantı halinde de ettiğini anlamakta güçlük çekme- di. Yunan Silâhlı Kuvvetlerine alarm verildi ve Yunan Donanması hareke- te geçirildi. Ama bunların, Türkiyenin meşru haklarını kullanmasına mani olmayacağını herkes bilmektedir. Ma- kariosun bu konuya koyduğu ilk ha- talı teşhisin meseleyi bu noktaya ge- tirdiği artık gözlerin önündedir. Türkiyenin tezi şudur: Milletler- arası bir statünün değiştirilmesi için zor kullanılmamalıdır. Ama milletler- arası bir statünün değiştirilmesi için zor kullanana, zor kullanarak dur de- mek devleser hukukunun en basit i- cabıdır. Makarios zannetmiştir ki A- da Türklerini kesmeye başlayacaktır ve Ada kendisine kalacaktır! Bunun olduğunu görmüştür. . İ safhada da, eğer İngiltere Common wealth ortağı Makariosun elinden tu- tarsa Türkiyenin Makariosun arzula- rına boyun eğeceği ümidinin de bir boş hayâlden ibaret bulunduğu mut- laka anlaşılacaktır. Her halde buna Yunan Ordusu ile Yunan Donanması bir engel teşkil edebilecek değildir. Nitekim, maksatları aşikâr yunanlı- lar kendi kuvvetlerini harekete geçir- diklerinde ve yunan donanması bir semte müteveccihen üssünden ayrıldı ğında attıkları her adım Türk Genel Kurmayında adım adım takip edildi ve bilindi. Türk Genel Kurmayı, kont rol üstünlüğünü hiç bir zaman elin- den bırakmadı. Salı sabahı böyle dramatik bir şe- kilden başladı. Yunanistanda, İngilte- rede ve NATO'da Türkiyenin Adaya asker çıkartmaya hemen o gün baş- layacağı ohususunda derin endişeler vardı. NATO Başkomutanı Orgeneral Lemnitzer bir uçağa atlayarak Anka- raya koştu. Daha önce bu ziyaretinin gizli tutulmasını, Gaz tedi. karşı- laştırılmamasını istemişti. (Ama XX- may Başkanı Orgeneral Sunay ile ko- nuşan oONATO Başkomutanı akşam üzeri saat 17'de Başbakan İnönü ta- rafından kabul edildi. İnönü sabahle- yin Amerikanın Ankara Büyük Elçi- si Raymond Hare ile iki saatlik bir konuşma yapmış, Büyük Elçinin yap- tığı bir tebliğe Hükümetimizin ceva- işti. Başbakanın Lemnitzer açıkca söyledi. Haklarımız içindeki bir hare- keti yaptığımız takdirde gerekil yer- leri haberdar etmek görevimizi yeri- ne getireceğimizi, ama haklarımızı kullanmakta kesin kararlı olduğumuzu bir gün sonra Atinaya giden Orgene- ral Lemnitzer anladı. Türkiye nasıl blöften hoşlanmıyorsa sürprizi de sev- memektedir. İnönü - Lemnitzer görüş mesi Türkiyenin kartlarını açık oyna mak niyetinin yeni bir delilini teşkil etti. Çarşamba sabahı Lemnitzer Ati- larına nakletti. Bu Atinada bir endi- şeyi izale etti, ama ferahlık vermedi. Butler - Erkin görüşmesi ynı Salı günü, Londrada İngiltere Dışişleri Bakam Butler ile Türkiye Dışişleri Bakam Erkin bir görüşme yaptılar. Erkin, Ankaraya geri dön- si müsaadesini istemişti. A disine bu müsaadeyi, pek gönül rıza- sıyla olmasa da verdi. Zira Türkiye- de hava fazla gerginleşmişti. Erkin görüşmede tatlı bir sürpriz- le karşılaştı: Butler, Sandys'ten de- gişik konuşuyordu. İngiltere daha mı anlayışlı olmaya nihayet başlıyordu? Buna hemen bir teşhis konmadı Ama Türkiye Hükümeti iki gün daha bek- lemeyi kabul etti. Zira Türkiye haki-

Bu sayıdan diğer sayfalar: