1 Şubat 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 23

1 Şubat 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 23
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

dur. Vergi dairelerine 10 bin beyan- nameden fazlası verilmemelidir. Ver- gi daireleri, incelemekle mükellef ol- dukları beyannamelerin çokluğu do- layısıyla sadece günlük işlerle uğraşa- bilmekte, bir vergi incelemesi yapmak imkânına hiç bir zaman sahip olama- maktadırlar. Bu suretle vergi daire- lerinin küçültülmesi omeselesi Ortaya çıkmaktadır. Bugün bile, bir ihtiyaç olarak görülen bu durum, yarın zira- atte muafiyetlerin daraltılması dola- yısıyla büsbütün kaçınılamaz bir ma- hiyet alacaktır Esasen muafiyetlerin (o daraltılma- sı muhakkak kontrolların sıklaştırıl- Nitekim sonrakiler arasında irtibat sağlanamadığı için birçok mükellef sanki muaflık devam ediyormuşcasına, kaçak çalışmaktadır. Bu durumun ziraatte de olmaması için dar bölge sistemine muhakkak gidil- melidir. * Esasen Gelir Vergisinin çıkmasıy- la vergi dairelerinin mükelleflerle il- gileri büyük ölçüde kesilmiştir Büro hizmetlerinin fazlalığı, memuru sade- ce günlük işleri yapmağa zorlamakta, mükellef kontrolu diye bir konu kal- mamaktadır. Fatura mecburiyeti olmalı E- alınması gerekli konulardan bi- risi de, âmme sektörünün koordi- rie çalışmasının sağlanması olmalıdır. Bir bina yapılacağı Muhasebeye ( verilen bir sureti de Maliyeye verilmelidir. Bu suretle bir sürü bina sahibinin ver- gisini vermeden senelerden beri ra- hat rahat oturmasına hiç olmazsa bundan sonra son verilebilecektir. Sonra belediyeler, özel idareler başta olmak üzere, bütün resmi sek- tör teşekküllerinin Oo müteahhitlerle yaptıkları mukaveleleri Maliyeye bil- dirmeleri mecburiyeti konulmalıdır. İnsanın manası gelmemektedir a- ma, bir sürü müteahhidin, hem de ka- çak olarak, devlet dairelerinden iş al- dıklarını bizzat maliyeciler iddia et- biri yabana atmamak lâzımdır. Nihayet, fatura mecburiyeti... Fa- tura mecburiyeti im memlekette hiç de hoşlanılır bir şey değildir. Ya- ni tüccar da, esnaf da, "fatura ver- mek" dediniz mi, şöyle bir burkulur- lar. Halbuki, Avrupada, Amerikada faturasız mal satışı aklın alacağı şey değildir. Aldığınız malın içine bir de fatura eklemek ve bunu beraber paket etmek âdet halini almıştır. Milli Korunma Kanununda bir sı- ralar, 2,5 liradan fazla mübayaalarda fatura verilmesi (o mecburiyeti konul- muştu -Milli Korunmanın da yegâ- ne işe yarayan tarafı galiba orasıy- dı -. Bu mecburiyet konulunca vergi hasılatı birdenbire yükselmişti. imdi bu fatura verme mecburiye- cezalandırılacağı hükmünü getirmeli- . Bu suretle vergi (kaçakçılığına karşı, tahmin edilemiyecek derecede müessir bir tedbir alınmış olacaktır. ir diğer mesele de, vergi Koniror larında takip edilen usüldür. Umum! kanaat, hesap uzmanlarının diriyaç- tan az olduğu merkezindedir. Haddi- zatında hesap uzmanlarının miktarı ihtiyacın kat kat üstündedir, fakat hesap uzmanıyla paralel çalışma ya- pacak elemanlar, eksiktir. (o Başka memleketlerde hesap uzmanı yardım- cısı veya ikinci sınıf o hesap uzmanı diye bir sınıf mevcuttur ki, bu bizde yoktur. Öte yandan, yoklama memur- larından da istenilen randıman alına- madığı içindir ki, hesap uzmanları yetişmiyor zannedilmektedir. İŞ ALE Mİ Her şeyin başı: Sistem! Bi diğer mesele de, vergi inceleme- lerinin daha ziyade sondaj usulüyle yapılırken, bu sondajın meslekler itiba riyle ayrılmasına dikkat edilmesidir. İşi şöyle bir misalle anlatmak müm- kündür : nr İstanbulda, bu yıl, diyelim 1000 mükellef incelenecek. Bu mükellefleri aimiken meslek zümre- lerine göre ayırmalı, ii yapılırken de, her zümreden birkaç kişinin. bu- lunması sağlanmalıdır. o Bu suretle, birbirini tanıyan mükelleflerin, kont- rol yapıldığını meslekdaşlarına bildir- meleri kaçakçılık yapanların o bayağı irkilmelerine yol açacaktır. Bu irkil- meler, alışkanlık haline gelmiş kaçak- çıkıklar için çok iyi tesir uyandırmak- tadır Bir diğer mesele de, Türk Ceza Kanununun 202. maddesine göre, zim- metine 9 lira geçiren bir tahsildarın 5 yıl hapse mahküm olmasıdır. Buna karşılık, omuhtasar (o beyannemelerde gecikmeler, sadece gecikme zammı ile savuşturulmaktadır! Muhtasar beyan- name dolduran mükellef, bu vazifeyi devletin tahakkuk memuru gibi yap- maktadır. Binaenaleyh, bu gecikmeyi sadece gecikme zammı ile atlatmak o- lacak şey değildir. Bunlara da Türk Ceza Kanununun 202. maddesini uygulayınız, bakınız nasıl hepsi şapır şapır dökülecektir. Bu nokta üzerinde bu kadar 1s- rarla durulmasının sebebi, sadece İs- tanbulda mevcut 600 mi bekayadan ancak tahsil edilebilmiş olmasıdır. da iflas etmiş olduğu için, bu ver- alınamıyacaktır. ve diğer borçları gibi vergi borcu da tabiatıyla (tahsil edilmeyebilir. o Bu, normal bir durumdur. Ama, muhta- sar beyannemede gösterilen vergi fir- maya ait olmadığı için, bunun öden- memesinin gecikme zammı ile atlatıl- ması olacak şey değildir. Vergi kaçakçılıklarını önlemek için daha bir sürü tedbir sıralamak kaabil- olunacak!.. dir. Ancak, meseleyi (o çözümleyecek noktalan belirttiğimiz için üzerinde daha fazla durmak istememekteyiz. Mesele, (o vergi kaçakçılığını önle- mek olmalıdır. Bunun için de bütün tedbirleri - sosyal, ekonomik, psikolo- jik tedbirleri- alınmış bir sistemi ge- tirmek lâzımdır. Bu da pek kolay bir şey olmasa gerektir! AKİS/23

Bu sayıdan diğer sayfalar: