17 Temmuz 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

17 Temmuz 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dünya yordu. Sabahın erken saatlerinde kamyonlarla tarlalara sevkedilen rençperlere rastladık. Kadın - erkek tarlada, el- le, çetin bir şekilde çalışıyorlardı ama, bahçeler, evler hep- si de iç açıcı Ve çok bakımlı idi. Yugoslavyadan Avustur- yaya geçerken, gece bol bol kızıl yıldızlı arabalarla kar- şılaştık, Bunlar dağların eteğinde ve göl kenarındaki hâ- rika bir sayfiye şehri olan Bied'e gidiyorlardı, Kayaların tepesine oyulmuş muazzam bir eski zaman şatosu; ışik- larla aydınlatılmış, gecenin karanlığında pırıl pıni yanı- yordu. Yugoslavya, bütün bu manzarası ile bize, kalkınan bir memleket izlenimini verdi, Ama birçok kimtlerle görüş- ttk ve halkın idareden memnun olmadığını kuvvetle his- settik, Ver elini Avusturya! Av usturya yemyeşil vadileri, yemyeşil dağları, piril piri çiçekli yamaçlara tırmanmış köy evleri ve çok bakımlı, mutlu görünüşlü hayvanları ile bize bir hâyâl memleketi gibi geldi, Tyrol'lerde 600 nüfusu olan bir küçük dağ kö- yünde yaşıyan insanlarla tanıştıktan sonra, gerçek mede- niyetin herşeyden evvel zihniyete, insan eğitimine bağlı olduğuna bir kere daha inandık, Bu küçük köydeki küçük lokantada köy kızları, köy halkına minimini, kolalı dan- tel önlüklerle yemek servisi yapıyorlardı. Evler büyük bir zevkle döşenmisti. Avusturyada ev dekötüüyomü zevki çok ilerlemiş, köye kadar girmiş, Cilâlı tahtayı, fer forjeyi çok kullanıyorlar, Çiçek her evde şart, Hemen hemen bütün pencerelerin önüne tahtadan veya fer forjeden çiçeklik yapmışlar, Renk renk fesleğenler, boru çicekleri, suni güller, menek- seler, pencereleri süslüyor. Avusturyada yemek odaları çok küçük, Çok şık ve muhteşem bir dağ evinde, minimini bir yemek odasi gö- rünce şaştım, Ev sahibi, şaşkınlığımı “anladı : “« Mimarimız bu odayı bir metre olsun büytültme- ve razı olmadı, Bizim geleneğimize göre, yemek odası kü- çük olur. Aile ve dostlar, bir masa başında, dirsek dirseğe otururlar. Yemek saati bir kaynaşma ve yakınlaşma saa- tidir” dedi. Küçücük odada yerli dolaplar ve cilâlı çam tahta- sından bir masa ile, etrafında ayni tahtadan sıralar var- dı, Ev sahibi, sandalye yerine sıranın da ayrıca bir ya- kinlık yarattığım söyledi Modem, rahat eşyanın arasina karıştırılmış mahalli elişleri, küçük el sanatları da yeni dekorasyonun biraz çiplak ve soğuk görünüşünü değiştiri- yordu. Avusturyada en şik kadımların elinde bazen bir baston görmek insanı şaşırımamalıdır. Yamaçlarda oturanlar, buralara otomobilla cıkamazlar, Kışın ise havvan sirtinda inin çiktikları olurmus, Ru gelenek ve göreneklere hağli- Tk, şehir oynfetlerinde 4. sik sık göze carnıvordu. Avus- turvadn, enknklarda önlükla dolasan pek enk kağıma rast- Iadrk Bunların hepsi mi'li kıyafetler depilli o Bamları medernlestirilmişti, Meselâ. bir genekiz mavi pötikare, kol- snr hir elhieeve avni nöfikarenin kırmınısından yapısı bir önlük takmis ve ek imee, zarif bir vaşlı kam kah- verengi. ince yeşil çizgili poplin elbisesini yeşil poplin bir Jale CANDAN önlükle neşelendirmişti Bu özellikler haricinde, mağaza- larda olsun, sokaklarda olsun, giyimde büyük bir ince zevk görülmüyor, Avrupanın bu kısmında Paris modasi heniiz kendini ancak çok pahalı birkaç mağaza Vitri- ninde hissettiriyordu. Beatles'ler ülkesi Almanya bana, yolları, binaları, daha pratik buluşları, yol boyunca tanzim edilmiş piknik yerleri, muntazam işa» retleri ve dükkânlarındaki mal bolluğu ve senginliği ile bir küçük Amerika hissini verdi, Sokaklarda en çok giyim ve moda ile ilgilendim, Münih, Köln ve Bonn'da dikkati- miktarda uzun saçlı erkek var, Uzun saçtan sonra gözü- müze çarpan şey, biyeli, yakasız erkek ceketleri ve çok dar, kısaca biten pantalonlar, sivri burunlu ve topuklu, yandan lâstikli ayakkabılar oldu. Bu tarif ile ortaya çi- kan yeni erkek tipi, tam mânası İle kadınlaşmış bir dış görünüşe sahip erkektir. Bu, A ee kezi Londra imiş, Aslını orada göreceğimi söylediler Ni- tekim, İngiltereye ayak atar atmaz, söylenenlerin hiç de yanlış olmadığını anladım, Dünyayı saran moda Bu erkek modası Belçikada biraz daha mübalâğalı olarak “e ni ye m haddini buldu ren ayaklı sandıklar, açılır kapanır yazı masaları, demir tertibatlı pencereler, yürüdükçe gicirdâyan, piril piri cilâh tahta yer döşemeleri, herşey, herşey çok eski ve asil görünüşlü idi Ama bu çok muhafazakâr binada geceya- rısi birden yerimden fırladım Beni uyutmayan şey, saman yataklı daracık karyola değil, disardan gelen isterik 8es- ler ve bunu izleyen uğultulu feryatlar idi, Benim gibi era yerinden firl “— İhtilâai mi oldu?” diye sorduk, “<— Beatles”er .” diye cevap verdiler, Meğer yakınımızdaki bir sinsmada (OBeatles'ler fik filmlerinin gnlâsına A emma “ey toplanan 40 bin gene da onları Muhafazakâr mk asirliık muazzam ağaçları, eski, kara yizlü binaları, eski model arabaları, tarihten fırla- miş kivafetli insanlarıyla Londra, üzerimizde garip bir ei- ki yarattı, AKİS725

Bu sayıdan diğer sayfalar: