11 Aralık 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

11 Aralık 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

istanbul Aç tavuk ve ambar Dolmuş arabası Zeyrek yokuşunu çık- tı, kemerleri geçti ve Saraçhaneye girer girmez de zınk dedi durdu. Daha öteye gitmesine imkân yoktu, çünkü önü alabildiğine tıkanmıştı. Saraçha- neden sonra geliş ve gidiş yolları bir elin parmakları gibi düzensiz bir şekil- de sağa ve sola açılıyor, trafik bu yeni açılış içinde büsbütün karışıyordu. Un- kapanı istikametinden gelen vasıtalar Saraçhaneye çıktıktan sonra sola dö- nüş yapabilmek için Aksaray yoluna vuruyorlar, Belediye sarayının alt ba- şından dönüp, yeniden yukarı çıkıyor- lar ve aşağı yukarı bir kilometreye ya- Icın bir mesafeyi katettikten sonradır ki Beyazıta dönebiliyorlardı. Beyazıt o istikametinden Oo gelenler içinse dert yine ayniydi. Belediye sara- yına bakan yeşil saha boydanboya pa- ket taşlı iki yola ayrılmıştı ve gelen iki yol eski yolla birleşerek yine kemer- lerin önünde büyük bir karışıklık ya- ratmaktaydı. Ortadaki altlı, üstlü yapılacak yeni yol ise, sadece kazılmış duruyordu. İlk bakışta insanda, bomba., yemiş, savaş artığı bir şehirde herhangi bir yol ba- şıymış gibi garip bir intiba ouyandır- maktaydı. Kışın gelmesi ve yağmurla- rın başlamasıyla herşey durmuştu. Be- lediye kendine ait olalı ilk kazıları yaz ayları içinde bitirmiş,;, sorumluluğu ü- zerine alan müteahhit geri kalan yapı- Haşini İşçan Paçaları sıvayınca Ah, bu CH. P. adam olsa ! Fransada siyasi partiler bir damgayı yediklerinden dolayı itibardan düş müşlerdir. Bu damga şudur: Partili politikacının ilk düşüncesi kendi menfaatidir, ikinci düşüncesi partisinin menfaatidir, ondan sonra vakit katarsa sıra memleketin ve milletin menfaatine gelmektedir. Bugün bir parti, C.H.P., kendi ikbali için değil, memleketin ve milletin, rejimin selâmeti bakımından bütün kuvvetlerini seferber etmek, çeki dü- zene girmek, sağlam bir tek ses çıkarmak, tesirli görünmek ve tesirli olmak zorunluğundadır. C.H.P. nin ne yapması mümkünken ne yaptığını düşün- mek insana gerçekten ıstırap vermektedir. Bu C.H.P. Meclisteki kendi men- suplarını ve müttefiklerini iyi organize etse, hiç olmazsa bir süre tam bir devamlılık ve derli toplu çalışma sağlasa memleketin muhtaç bulunduğu bütün kanunlar, kimseye yüz suyu dökmeksizin çabucak çıkabilir. Bu C.H.P. kendi Merkezinin havasım dağınıklıktan kurtarıp kesif faaliyet haline geç- se memlekette çok laf, çok endişe, çok üzüntü kalkar ve onların yerine ümit, güven gelir. Bu C.H.P. bir Büyük Kabine kursa ve ciddi işlerin ciddi adam- ların elinde bulunduğu inancım millete verse, reformları uygulamaya baş- lasa piyasa da açılır, işler de düzelir, zehirler de akmaz olur. Bu C.H.P. XX. Asrın ikinci yarısında başarılı politikanın ayrılmaz parçası olan "umu- mi efkârla münasebet" sahasının önemini anlasa tarafsız büyük basın, ay- dın çevreler Süleyman Demirele dönüp de bakmaz bile ve kimse, efsaneden adam yaratmak hevesine kapılmaz. C.H.P'ya kuvvetini bilmeyen bir devdir, ya da kuvvetini mübalâğa eden bir akılsız. Akılsızlığı 1961 'de bir moral çöküntüye yol açmıştır ki şimdi. değişen çok şartla değişmiş bulunan gerçek kuvvetini C.H.P. ve C.H.P. liler görmemektedirler. Görmeyenlerin başındadırlar Bu C.H.P. uzun yıllardan beri ilk defa oyların yüzde 41'inin üstünde bir nisbete erişmiştir. Türkiye- deki bütün seçimlerde bir yüzde 10 daima küçük partiler, bağımsızlar ara- sında paylaşıldığına göre CHP. nin büyük rakibiyle arasındaki fark yüzde 9'un altındadır. Demek ki oyların yüzde 4'ü gibi pek ufak bir ilerleme daha yapsa C.H.P. herkesi geride bırakacaktır. C.H.P. belki de kendi dahi farkında olmaksızın böyle bir istikametin üzerindedir. Köylerde C.H.P. arayı süratle kapatmaktadır. Merkezde bir hava değişmesi büyük şehirlerin sağlam kuvvetlerini umutsuzluk ve karamsarlıktan doğan "Canım. C.H.P. ye de boş ver" umursamadığından kurtaracak, gerekli dinamizmi yarata- caktır. Ama bunun şartı kısa içinde bir fikir müktesebatına sahip başların elele faal hale geçmeleridir. Memleketin CHP 'den beklediği budur. vadeli şalisi yatırım hedefinden ayrılıp parti vermeleri birleşmeleri, mı tamamlamaya koyulmuştu ama, or- tada ne tamamlayan, ne de tamamla- maya yönelenler vardı. Belediyenin İstanbul şehri | içinde geçen yıl plânlayıp yapımına giriştiği bu yeni deneme, şehirdeki büyük tra- fik sıkışıklığını önlemek ve biraz olsun rahat bir soluk aldırmak için düşünül müştür. İstanbuldaki vasıtalar, şeh- rin yollarına oranla fazladır. Bu itibar- la hem yayalar, hem de vasıtalar çe- şitli ozorluklarla (o karşılaşmaktadırlar. Bir başka problem de, İstanbul içi va- sıtalarının büyük çoğunluğunu büyük vasıtaların teşkil etmesidir. Vasıta alı- cılarının amerikan arabalarına sebep- siz ilgisi dar yollarla çatışmakta, batı da olduğu gibi küçük arabaların getire- ceği normal rahatlık böylece kendiliğin den ortadan kalkmaktadır. Vasıta oransızlığı, iti milyona yak- laşık insanı barındıran İstanbul gibi bir büyük şehir için dengeyi yayalar a- leyhine de ayrıca bozmaktadır. Vasıta çokluğu ve yolların darlığı, (yayaları zor durumda bırakmakta ve bir yerden 7 trafik tehlikelerini yaratmakta- IK, İşcanın başkanlığındaki (o Belediye, bu durumu görünce, batıya özenti için- de, kurtuluşu alt ve üst yollar yapımı ile yeraltı geçitlerinde buldu. Bu, baş- langıç hesaplarında ve kâğıt üzerinde belki doğru olabilir ve doğru görünebi- AKİS, ITARALIK 1964

Bu sayıdan diğer sayfalar: