10 Nisan 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

10 Nisan 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

sonra, Sözlerine şu ilâvede bulundu: “«— Öte yandan, bazı büyük dev- jetlerin uluslararası meselelerde daha büyük mesuliyetleri bulunduğu da bir vakıadır.,” Cevap biraz müphem kalmıştı, Ancak AKİS'çinin müteakip sorula- rından sonra Işığın Amerika ile ilgil! düşünceleri kesin olarak belirdi. A- KİS'çinin, Amerikanın Türkiyenin içişle- rine müdahale ettiği yolundaki söy- lentilere katılıyor musunuz?" sorusu- na Işığın cevabı şu oldu: ' *-- Herhangi bir ülkenin Türkiye- nin içişlerine müdahale etmesini ak- lima bile getiremem, Amerikayı bu gibi tertiplerin tamamen dışında ad- dederim, Böyle bir şeye ihtimal! ver- mek bile Türgiye i'e Amerika arasın- dak! münasebetlerin devam edemiye- ceğini tescil etmek olur.” Dışişleri Bakanı bundan sonra, Türkiyenin Amerika ve Batı bloku ile gene ayni paralelde kalacağına, ancak bu bağlılığın milli menfaatlerin de gözönünde tutularak düzenleneceğine dair uzun bir izahata girişti. Böylece Türkiyenin bundan sonra Amerikaya karşı izleyeceği politika, kalın çizgile riyle de olsa, şekillenmiş oluyordu. Işık, son zamanlarda Rusya ile kuru- lan ilişkilerin önceleri Amerikayı bi- Taz teyakkuz göstermek Zorunda bi- taktığını, ama Yeni Dünyada beliren bu endişe bulutlarının zamania dağıl- mış olduğunu da sözlerine ekledi. Dışişleri Bakanına göre, Ameri- kanın Türk-Sovyet münasebetlerinden bir endişe duyması yersizdir. Zira A- merika da Rusya ile iyi ilişkiler kur- muştur ve dünyadaki gerginliğin 2- zalması yolunda bu tutumun faydalı olduğu bütün batılı devlet adamları tarafından her fırsatta ifade edilmek- tedir, Türkiyede solcu çevrelerde “NA- TO'ya, CENTO'ya, fındık fıstığa, bir de spor-totoya bağlıyız” şeklinde yay- an bir slogan olan NATO ve batılı- larla münasebet meselesini Hasan 1I- sık, şu sözlerle formüle etmektedir: “— Garnla beraber, Garba doğ- Tul.» Bu sebeple, şimdi 'Tahranda çeşit- U meselelerin (o tartışmasını yaptığı CENTO'dan Işık, pek fazla bir gey ummamaktadır. Gerçi kendisi bunu açıkça İfade etmemektedir ama, Hari- <iyeden sızan hava budur. Ayrıca TI siğın, CENTO dışında bir Kuruluş olan Türkiye, İran ve Pakistan aras'n- daki üçlü işbirliğini de pek benimse- mediği söylentiler arasındadır, KİS, 10 NİSAN 1965 EEE Lâfa vergi yok ya. Ş , u Türkiyemisden biz pek ho- şuna şikâyet ederiz, Boyuna «adam çıkmıyor» diye söylenip dururuz, Halbuki, ne adamlarımız vardır. Bakın, bunlardan birine. Şu Kıbrıs işi var ya?. Hani bütün dünya bir hal çaresi bulunsun di- ve kıvramyor.. Arabulucular seçi liyor,, Adaya dört e taraftan kuvvetler gönderiliyo: Bu konuda, bizimkinin deme- ci: «Kıbrıs buhranı çok kolay ve rahat çözülebilirdi!» Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı! «Bizimki» mi kim? Kim ole- cak, kendini tek başına parti san- makla işe başlağıp en sonda C.K.M.P. ye kapağı otan aslan Türkeş! “Haraşo,.” Hasan Işı şığın Rusyaya karşı izlöye- ceği politikayı en iyi ifade eden formül “Haraşo tavariş!” değil, “Har raşo gaspotin!” dir, - “Haraşo” kelime- sini ruslar selâmlaşırken kullanırlar, “Tavariş” yoldaş, “gaspotin” de bay anlamına gelmektedir -. Yan! Türkiye Sovyetleri oObir komşu olarak dostça selâmlamaktadır ama, “yoldaş” değil, “bay” diyerek. 1722 Mayıs tarihleri (arasında Türkiyeyi ziyaret edecek olan Sovyet- ler Birliği Dışişleri Bakanı Gromiko ile görüşmeler, tında olacaktır. Dışişleri Bakanı I- şık, Sovyetlerle daha sıkı komşuluk münasebetleri kurma yolunda atılmış bulunan adımın devam etmesi fik- rindedir. Bu husus, Kıbrıs meselesin- de Sovyetler Birliğinin oynayacağı rolün önemi dikkate alınarak varılmış bir prensip kararı olduğu kadar barış içinde birlikte yaşama prensibinin de bir gereği olarak benimsenmiş bu- tunmaktadır. Işık, Sövyetlerle münasebetler ko- nausunda AKİS muhablime şöyle de- di: “— Şimdiye kadarki m temaslarda Sovyetler Birliğiyle . bu sloganın ışığı als YURTTA OLUP BİTENLER mizi geliştirecek nitelikte. bazı konular ele alınmış bulunmaktadır. henüz. tamamen tahakkuk ettirilmiş değildir. Böyle bir durumda yeni Ko- sel ele almadan önce, ele alınmış onularda olumlu sonuçlar sakibani, e gayret sarfedilecektir. Türkiyenin Komünist Blok ie is gili bir ve meselesi . Kızıl Çinin tanımp € Işığın bu konuda bir demecinin anlaşıl- mış olması bunu bir mesele haline ge“ tirmiştir. Dışişleri Bakanı, Fransanın dışında bütün bir Batılı Bloğun şim- şeklerini 'Türkiyenin üzerine çekecek nitelikteki demecinin iyi değerlendiril. mediğinden yakındı ve: “— Kıta Çininin uluslararası de- verana dahil olmasında dünya barışı- nin kazancı olacağına kaniiz. Fakat bunun, bazı şartların gerçekleşmesi- ne bağlı olduğunu da müdrik!z” dedi ve söz konusu şartları şöyle sıraladı? «— Kızı Çinin, saldırı emellerin- den vazgeçerek, barış içinde birara- da yaşama prensibini benimsemesi ve bizim, bağlı bulunduğumuz blokla is- tişaremiz...” Bu hafta AKİS'çiyle okonuşmeası- nın ertesi günü Işık, Dışişleri Baka nı olarak ilk seyahatine çıktı, İngil- tere Bakanının uçağında Dışişleri 'Tahrana uçtu. A. P>. Temsilciler Meclisi Yiyurum delegesi İsmail “Hakkı Yi dırım: —— rakka efendisinden Çalış- ma Bakanı olur mu?” deği, yerinde Adalet Partisi, sözü, AP'nin seçim şansına getirdi ve vatandaş oylarının “garanti”, 1965'ten sonrak! iktidarın ise “çantada kek 'k” büyük bir hata olduğu” 13

Bu sayıdan diğer sayfalar: