10 Nisan 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 19

10 Nisan 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İsmet Paşu eski Meclise ,tıpkı yenisine olduğu gibi gayet muntazam devam eder, müzakereleri takip e*ğder, yerinden hiç kalkmazdı. Onun için bir gün, kürsüde Adnan Menderes varken salondan dışarı “çıkması çok kimse tarafından yadırgfandı ve her- kes bunun mânasını araştırmaya başladı, “Mutedil Bakanlar” bunun üzerine ortaya başka bir teklif attılar : Bari, hükümler makab- le teşmil edilmesin! Yani, geriye doğru işletilme- sin. Sanırım Çelikbaş, o toplantıda şöyle söy- ledi : . “— Devlet ile memur, aralarında bir anlaş- ma yapmışlardır. Memur Devlet hizmetine gir- mekle bazı şeyler tekeffül etmekte, Devlet de ona şu yaşa veya şu hizmet senesi sonuna kadar iş vermeye mecbür bulunmayı taahhüt eylemek- edir. Şimdi Hükümet yaşı 60, hizmet yılını 25 olarak değiştirmek istiyor. Güzel. Bu, bizim hakkımızdır. Fakat yaşı 65, hizmet senesini Hü- ümetin 30 olarak kabul ettiği sırada memu- riyete girenler ne olacak? Devlet, onlara yap- tığı taahhüdü nasıl hükümsüz sayabilir, bundan cavabilir, dönebilir? Bu, onun itibarına yakışır mı? 'Tâdilât mı isteniliyor? Kabul! Ama kanun neşri tarihinde muteber olmalıdır. Makable şâ- mil tutulamaz.” “Bu görüş de itibar bulmadı. Kanun makab- le şâmil tutulmazsa bugün şikâyet konusu olan yüksek memurlardan İktidar nasıl kurtulacaktı? Haziranın sonunda kanun, bütün memurla “rın başında bir Damokles Kılıcı gibi ve makable şâmil olarak, D.P. milletvekillerinin oylarıyla Meclisten çıktı. 1954 yazının hususiyeti D.P. Büyüklerinin çok kimseye, bilhassa seçimden yeni çıkmış kendi milletvekillerine haklı, mantıklı gelen se- beplerle bu sebeplerin gerektirmediği tedbirle- rin alınmasını sağlamaları oldu. 7-4'lü kararlar bu sebeplerden biridir. Sıvas Valisi bunların bir başkasıdır. Muhalefete radyoda verilen konuş- ma hakkının kaldırılmasında Osman Bölükba- şının nutukları kötü misal diye kullanıldı. Aradan yıllar geçtikten sonra, o 1954 se- gimlerinin kampanyası sırasında Fuat Köprülü. nün radyoda Osman Bölükbaşı tarafından ya- pılan bir konuşmayı nasıl dinlemiş olduğunun hikâyesini duymuş ve katıla katıla gülmüşüm- dür. Bölükbaşı radyoda bir cümle (söylüyor, Köprülü ona oturduğu yerden bir düzine cüm- leyle mukabele ediyormuş. Bölükbası tenkit edi- yor, Köprülü bir misliyle cevap veriyormuş, Za- man zaman yerinden doğruluyor, küçük olle- riyle hırçın hareketler yapıyor, bazen sinirli <i- nirli gülüyor, kısa bacaklarını sallıyormuş. Da- ha da fazla kızdığında bir küfür savuruyormuş. Nitekim tâdil tasarısı ele alındığında Ad- nan Menderes kürsüye, elinde Bölükbaşımın yap- tığı konuşmalardan parçalarla çıktı, bunları okudu ve “Nihayet” dedi, “ben bu memleketin başvekiliyim.” Osman Bölükbaşının “üslüp”u herkesin ma- lümudur ve kendisi şu anda, ben bu satırları, o günlerden onbiryıl sonra yazarken “üslüp”un- dan başka örnekler vermektedir. Bundan dola- yıdır ki 1954 yazında, o tarz sözler kürsüde tek- rarlandığında bilhassa D.P. milletvekilleri D.P. nin Muhalefetteki büyük davalarından bir tane- sini unuttular ve oylarını Adnan Menderesin is- tediği istikamette kullandlar. D.P. Muhalefet- teyken, seçim kampanyası sırasında radyonun Muhalefete de verilmesini Kendisine gaye edin- mişti, Bu gayeyi 1950 seçimlerinden önde C.H.P. sağlamıştı. D.P. radyoda konuşmak hakkından istifade etmiş ve iktidara gelmişti. Elbette ki D.P. sözcüleri radyoda “Bölükbaşı üslübu” ile konuşmamışlardı. Ama 1954 secimlerinde C.H.P. sözcüleri de o üslübu kullanmamışlardı. Eğe D.P. milletvekilleri 1954 yazında biraz düşün- müş olsalardı pire için yorgan yaktıklarını, pa- paza kızıp oruç bozduklarını hatırlayacaklardı. Ama o yaz D.P, Büyüklerinin başarı sebebi, si- kıntılı bir seçim kampanyası geçirmiş bulunan kendi milletvekillerine düşünme zamanı bırak- mamış olmalarıdır. Şimdi, o yaz, adeta bir ay içinde çıkarılmış olan kanunlara bakıyorum da bunlardan her bi- rinin D.P. Büyüklerinin bir seçim şikâyetinin ilâcı diye getirildiğini daha iyi farkediyorum. Memurları ve hâkimleri anlattım. Seçim kanu- nundaki tadilât arasında yer alan “yoklamayı kazandığı halde partisi tarafından aday göste- rilmeyenlerin adaylıklarını müstakillen koyma»

Bu sayıdan diğer sayfalar: