10 Nisan 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 16

10 Nisan 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hükümet tasarısını Komisyonda, Hükümet adına Adalet Bakanı Osman Şevki Çiçekdağ sa- vunuyordu. Çiçekdağ o sırada, insan olarak ga- yet iyi ve son derece namuslu bir kimse olduğu halde, müfrit tutumuyla Hükümetin en sevimsiz şahsiyetiydi. Çiçekdağın kıymeti ancak görevin- den ayrıldığı ve yerine unutulmaz Hüseyin Avni Göktürk getirildiğinde anlaşılacak, bu suretle artık hep rahmetle anılacaktır. Çiçekdağ Anaya- sa Komisyonunda o yaz tam bir hezimete uğrü- dı. “Muhalif Demokratlar” maddeyi bombardı- man ederken o kızarıyor, bozarıyor, müdahale- de bulunmak istiyordu. Görüşmeler sırasında Başkan Fevzi Lütfi Karaosmanoğlunun -ki o, tamamile muhalifti - Bakana bir çok defalar “Osman Şevki bey, sıranız gelince konuşursu- nuz” tarzında hitaplarda bulunduğu görüldü. Zaferi “Muhalifler” kazandı. Komisyon, A- nayasaya aykırı görülen fıkranın tasarıdan çı- karılmasına ekseriyetle karar verdi. Bu, Celâl Bayarın ve Adnan Menderesin muhitinde bir bomba tesiri yaptı. Ne oluyordu? Parti, kontrol- lerinden çıkıyor muydu? Bir Hükümet Tasarısı nasıl tâdil edilebilirdi ? Parti Büyükleri bir defa ellerini verdiler mi, artık kollarını kurtaramaya- cak hale düşeceklerdi.. İsmet Paşa D.P. liler arasındaki bu müca- deleyi ilgiyle, fakat hayal yapmayarak seyretti. Anayasa Komisyonunda C.H.P. li olarak Sırrı Atalay bulunuyordu. Komisyonun havasını, ce- reyan eden tartışmaları İsmet Paşaya o anlattı. İsmet Paşa Komisyonun direnişini beğendi. Fa- kat sanıyorum, hep “Çankayanın Tepkisi”ni bekledi. Bu tepki, gelmekte gecikmedi. Anayasa Ko- misyonunun D.P. li üyelerinden olan ve - tuhaf- tır - tasarıya itiraz etmiş bulunan Mehmet Ali Sebilk bir kaç gün sonra bir “tekrir-i müzakere” takririyle ortaya çıktı, Bu İzmir milletvekili, 85. maddenin tasarıdan çıkarılmasına karar veri- len ilk tâdil fıkrasının yeniden müzakeresini isti- yordu. Gözünde Adalet Bakanlığı bulunan Mehmet Ali Sebüğün gayreti, Adnan Menderesin çevre- sinde esen havanın bir icabı oldu. Anayasa Ko- misyonunun kararından sonra bir yandan Os- man Şevki Çiçekdağ, diğer taraftan İstanbul milletvekili Celâl Fuat Türkgeldi Başbakaı- na gittiler. Çiçekdağ “arkadaşlara lâf anlata- madığı”nı söyledi. Türkgeldi ise, tasarının gereği gibi savunulamadığını anlattı. Adnan Menderes “Ben gelirim” dedi ve sahiden Komisyona biz- zat giderek tam iki gün müzakereleri gayet yu- kından takip etti. Konuştu, karıştı, haşladı, Ko- misyonda ilgi çekici söz düelloları oldu. Bunlar- dan en heyecan vericisi Adnan Menderes ile Sa- met Ağaoğlu arasında gecti, Samet Ağaoğlu 35. maddenin koalisyona mani olduğu fikrini savu- nanlardandı. Menderes bu fikirden biraz müs- seri bahsettiği zaman Ağaoğlu şöyle bir çıkış yaptı; 1954“ten itibaren “Gülen Menderes'in yerini »A- bus Menderes” almaya başladı, Dr. Namık Gedik, bir gölge gibi peşindeydi ve onun gülmeyen yüzü Başbakanın gülen yüzünü âdeta soldurmuştn. Menderes çok zaman, Meclise dahi arkasına Dr. Namık Gedik takılmış olarak gelirdi, Size yanlış nakletmişler. İhtimal ki hu- Gali bilgileri müsait değildi. lik müzakerenin muhaliflerinden bir kısmı karşılarında Başbakanı görünce ve onun ikna kuvvetinin önünde çark ettiler. Fakat direnmek- te ısrar edenler çıktı. Onlara rağmen tasarı Ko- misyondan aynen geçti. Muhalifler imzalarınm üstüne şerh koymakla yetindiler. Fevzi Lütfi Karaosmanoğlunun şerhi iki maddelikti : “1 — 35, 109, 110. maddelerdeki tâdillerin- tihap etmek serbestisini ve kolaylığını tahdit et- tiğinden, siyasi ahlâkı müdafaa endişesiyle de ol. sa kanun yolu ile müdahalenin bu noktalara ka- dar teşmiline aleyhtar bulunuyorum. 2 — 45, 46, maddelerin ilgasına da muhali- fim.” Bu şekilde şerh verenler Kemal Özçoban, Sırrı Atalay, Kâmil Gündeş, Turan Güneg, Ca- vit Oral ve İhsan Aktüreldi. Cavit Oral şerh ola- rak sadece “Söz hakkım mahfuzdur” demişti, Tasarı Anayasa Komisyonundan sonra İçiş- leri ve Adalet Komisyonlarını da dolaştı. Orada da bir çok D.P. milletvekilinin itirazıyla karsı- landı. D.P, milletvekilleri rejimin nereye gölü- rüldüğünü görüyorlardı. Fakat “İnce Demok- rasiye Paydos!” felsefesinin hükümlerine karşı gelecek bir ekseriyet 1954 yazı içinde sağlanan 15

Bu sayıdan diğer sayfalar: