24 Nisan 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 19

24 Nisan 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kadınlar Birliğine, Çocuk Bakım Der- neğinin faaliyetlerini izlemek Oo üzere Ankara Tıp Fakültesine, müzelere, ca- milere, saraylara, tarihi eserlere götür, müş, kadın derneklerinin misafirler ta- rafından kabulünü sağlayan o resepsi- yonlar düzenlemiş, ayrıca erkeklerle gidilecek müşterek davetlerin, ziyaret- lerin, toplantıların kendi programları - nı aksatmaması için büyük çaba sar- fetmişlerdi. Resmi ziyaretler için prog- ram hazırlanırken üzerinde durulacak önemli bir husus da, misafirlere, ne ka- -ar resmi olurlarsa olsunlar, serbest zaman hakkı tanımak, onları program- la fazla bunaltmamaktır. Tunus dele- gasyonu, özellikle İstanbulda bu firsa- tı bulmuş ve boş zamanı kapalıçarşıda alışveriş yaparak, en iyi bir şekilde değerlendirmiştir. e Bayan Burgiba da eşiyle, Şale Köşkündeki basın toplantı- sına katılmaya önem vermiş ve prog- ramın kendisine bu imkânı bağışlama- sından ötürü çok memnun olmuştur. Tunus Cumhurbaşkanının omemle- ketimizi ziyareti, Dışişleri görevlilerinin eşlerinin mihmandar lığı- milgerektiren ilk ziyaret değildir. Mem- leketimizi eşleriyle beraber ziyaret eden yabancı devlet em karşılama- da, özellikle Protokol Umum Müdürlü- günde görevli memurların "eşleri, öte- denberi, tabii olarak görevlidirler. Ge- çen yıl Pakistan delegasyonu aynı şe- kilde karşılanmış, Pakistan Dışişleri Bakanı Zülfikar Ali Buttunun eşi Be- güm Buttu ve Eyüp Hanın kızı, Anka- rada misafirlikleri sırasında (o görevli hanımlar tarafından ağırlanmışlardır. gelecek ve Bakanlık, görevli hanımlara, hiç şüphe yok ki bir kere daha başvu- racaktır. Bir dişi kaplan Gerçi o son ziyarette olduğu gibi ha- nımlarımız bu işten daima yüzle- rinin akı ile çıkmışlardır ama. proto- kole tabii olarak dahil olan memur eş- lerinin yanında onlara yardımcı görev- lilerin de bulunması, gündengüne geli- sen dış münasebetlerin tabii bir icabı olmalıdır. Halbuki Bakanlıkta ne böy- le bir âdet, ne bu çeşit bir tahsisat vardır. Tek şans. bugün Protokol Umum Müdürlüğünde bu işi gerçekten başara cak memur eşlerinin obulunmasıdır. Meselâ bunlardan Lâle Kuranın, "Pro- tokolün saat gibi işlediği bir memle- ket" olarak tarif ettiği İnğilterede dört yıl bu protokolün içinde yaşamış olmn- sı, hiç şüphe yok ki kendisine çok fay- dalı olmuştur. Lâle Kurayla konuşan her hangi bir kimsenin, bu genç kadındaki "men- sup olduğu zümrevi savunma" gayreti AKİS, 24 NİSAN 1965 ve arzusu karşısında hayranlık duyma- masına imkân yoktur. Hariciye hücu- ma mı uğradı? Dünyanın en bedbaht kadını Lâle Kuradır. oHariciyecilerin üzerine şimşekler mi yağdırıldı? Lâle Kura kızgındır, üzündür. Tartışmalar bu konuya geldi mi, o tatlı bakışlı, nükteli genç kadın bir dişi kaplan gibi erkeklerini ve müessesesini (korumak için bütün tırnaklarını dışarı çıkarır. Hele tenkit edilen kocasının ta kendisi ise, o zaman tenkit edenin vay haline.. Çok zaman yakışıklı ve soğukkanlı Ha- lük Kura eşini "boş ver, canım" diye teselli etmeye çalışır. Ama Lâle Kura artık başka bir Lâle Kuradır. Tabii söylediğine göre, tenkitte istediği tek şey "objektifliktir". Ama, tenkide kı- zan kim. bu kızgınlığı "efendim, tenkit SOSYAL HAYAT değildir. Bir Bayan Hariciyeci 1936 yılında İstanbulda doğan ve evlendikten, iki çocuk sa- hibi olduktan sonra ancak iki ki- lo alarak 5I kilodan 53 kiloya çı- kan Lâle Kurayı Ankaralılar, 1954 yılında (o Olgunlaştırmanın oo düzenledi- ği büyük defilede tanıdılar. Uzun topukları Oüzerinde biraz yü- rüyen, fakat (o güzelliği ve zerafeliyle göz alan sarışın, mavi gözlü, uzun boy- lu gençkiz, o zaman Mizanoğlu soyadı- nı taşıyordu. Devam ettiği Ankara Ko- lejinde IX. sınıftan X. sınıfa geçmek üzereydi. Babası ve annesi, kızlarının defileye çıkmasına büyük zorlukla razı olmuşlar, fakat türk el sanatının güzel bir örneğini veren bu defilede gerek Lâle Kura » ve > Gülbenkyan bir toplantıda ancı ve objektif olmadığı için" hissetmemekte- dir ki?. Lâle Kuradaki bu "müessese aşkı", çocukluğundan beri hariciye çevresin- de yaşamış olmasının neticesidir. Bir ikiz kardeşi gibi anlaştığı ablası Jale, Lâle henüz pek küçükken bugün Ghana- da Büyük Elçi olan Mahmut Dikerdem- le evlenmiştir. Lâle hariciye muhitine öyle girmiştir. Jale şimdi, Birleşmiş Milletlerdeki Oo Başdelegemiz o Orhan Eralpin eşidir. Lâlenin öteki ablası Ni- lüfer -o da, Jale de felsefeden mezun- durlar- evli olarak dışarda, Amerika- dadır. Lâlenin ağabeyi Orhan Mizan- oğlu ise New-York'taki temsil heyeti- mizde görevlidir.. Yani Lâle Kuranın, Hariciye ve ha- ricivecileri savunması için sebebi tek yolcu hikayesi Olgunlaştırma Enstitüsünün Müdiresi, gerekse Ankara Koleji yöneticileri, ti- pik genç gönüllü türk mankenlerinin yer alması icin büyük çaba sarfetmiş- lerdi. Defalarca tekrar edilen bu defi- lede Lâle bol bol alkışlandı. 1956 - 57'de Ankara Kolejini biti- ren gençkız, kısa bir süre sonra hari- ciyecilerimizden Halük Kura ile evle- nerek Amerikaya hareket etti. Kuraların, birbuçuk yıl kaldıkları New-York'ta bir kız çocukları dünyaya geldi. Oğulları Mehmet ise, Halük Ka- ranın yalisleşar olarak tayin edildiği Londrada doğ Lâle Kura, “aş memleketlerde bu- geldiği kadar yerine getirmeye çalış- 21

Bu sayıdan diğer sayfalar: