22 Mayıs 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 17

22 Mayıs 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER Nato Eski hikâyeler NATO üyesi devletlerin Dışişleri Ba- kanları geride o bıraktığımız hafta- nın ikinci günü Londrada bir araya gel dikleri zaman, bütün dünya, bu top- lantının tıpkı ondan iki hafta önce yapılan SEATO Bakanlar Konseyi top- lantısı gibi hiçbir sonuca ulaşamayaca- ğını düşünüyordu. Nitekim bu düşünce doğru çıkmadı değil. Fakat Fransa ile Birleşik Amerika birbirleriyle açıktan açığa çatışmanın şu sırada işleri daha da karıştırmaktan başka hiçbir şeye yaramıyacağını anlamış olmalılar ki, karşılıklı bazı tâvizlerle böyle bir çatış- mayı önlediler ve yuvarlak sözlerle do- lu bir bildiri yayınlayarak, hiç değilse görünüşü kurtarmayı başardılar. Bu- nunla beraber, toplantı dağılırken, Dış- işleri Bakanlarının hepsi NATO'nun hergün biraz daha uçurumun kenarma yaklaşmakta Olduğunu iyice anlamış bulunuyordu. Aslında NATO'nun birliğini e mesi bundan daha yıllarca önce, İkin ci Dünya Savaşından sonra beliren Sovyet tehlikesinin sonradan biçim değiştirmesiyle birlikte başlamıştı. Da- ha kuruluşunda yalnızca bir askeri sa- vunma düzeni olarak düşünüldüğü için NATO, komünist yayılmasının yeni bi- çimleri karşısında çok etkisiz kalmıştır. Hele iki büyük devlet arasındaki nük- leer denge 1957 yılında bir daha kolay kolay bozulamıyacak biçimde kurulun- ca. Avrupada yani bir genel savaş ih- timali çok azalmış ve NATO, ondan sonra, kendine düşen görevi de şaşır- mıştır. Bugün Avrupaya bir komünist sal- dırısı olursa. A ne yapacaktır? Yapılacak saldırı eğer nükleer silâhla- rın kullanıldığı bir saldırıysa, NATO'- nun elinde böyle silâhlar yoktur. Bu bakımdan, ister istemez, Birleşik Ame- rikanın nükleer gücüne sığınmak zorun dadır. Eğer saldırı klasik silâhlarla yapılır ve o düzeyde kalırsa, NATO'nun klâsik kuvveti de böyle bir saldırıyı karşılayacak yeterlikte değildir. Var- şova Paktı üyelerinin Avrupada bulun- akımdan, gene Birleşik merika Avrupanın imdadına yetişmezse, NA- TO klâsik düzeyde bir savaşı bile yü- rütecek durumda değildir. Çağımızın milletlerarası gerekleri- ne uymakta çektiği güçlük bir yana, a- AKİS. 22 MAYIS 1965 sil amacı olan savunma görevini bile yerine getiremiyecek durumda olması, NATO'nun varlığım tehlikeye düşüren etkenlerin başında gelmektedir. Bunaü yeler arasındaki çeşitli görüş ayrılıkları da katılınca, bir zamanlar Batı birliği- nin çekirdeği sayılan NATO büsbütün zayıflamaktadır. Bilindiği gibi, bu gö- rüş ayrılıklarının başında, Fransa ile Birleşik Amerika ve İngiltere arasın- daki üstünlük yarışması gelmektedir. İşbaşına geçtiği günden bu yana Fran- ski üyüklük ve kuvvetini ka- zandırmağa çalışan General De Gaul- Le, Birleşik oOAmerika ile İngilterenin ellerindeki nükleer güce dayanarak NATO içinde üstün duruma geçmele- General De Gaulle Kendi başına — buyruk rini bir türlü kendine Kr ei dir. Fransayı da i devletle eşit duruma geçirmek kfeyen De Gaulle, bundan birsüre önce, NATO yönetimi- nin Birleşik Amerika, İngiltere ve Fransadan kurulu bir triyomviraya ve- rilmesini istemişti. Bu istek Washing- ton ve Londra tarafından reddedilin- ce, Fransayı hem askeri, hem de poli- tik yönden kuvvetlendirerek amacına bileğinin hakkıyla ulaşmayı kararlaş- tırmıştır. , A.B.D. ve Avrupa General De Gaulle'ün Fransayı aske- ri yönden kuvvetlendirmek için seçtiği yol, bağımsız bir fransız vuru- cu gücü kurmaktır. Nükleer silâhla yayılmasını endişe ile karşılayan Bir- leşik Amerika, Fransayı böyle bir güç kurmaktan vazgeçirmek için, kendi vu- rucu kuvvetinin Avrupanın emrinde olduğunu söyleyip durmuş, faat De Ga- ulle bu sözlere hiç iltifat etmemiştir. Fransız Devlet Başkanına göre, Avru- paya yöneltilecek bir sovyet saldırısı peşinden bir nükleer savaş tehdidini de getireceğine ve çıkacak nükleer savaş- ta ilk darbeyi vuran kim olursa olsun her ülke büyük zararlara uğrayacağı- istiyorsa, kendi vurucu gücünü kendisi kurmak zorundadır General De Gaulle'ün bu endişeleri- ni karşılamak isteyen Birleşik Ameri- ka bunun üzerine ortaya "çok taraflı vurucu kuvvet" tasarısını atmıştır. Fa- kat bu tasarı De Gaulle'ü daha çok ür küttüğü gibi, İngiliz İşçi Hükümetinin desteğini de kazanamamıştır. İşçi Hü- kümetinin başlıca tasası, İngilterenin elindeki nükleer silahları NATO'nun sırtına yükleyerek savunma giderlerini azaltmaktır. Bunun için de ortaya bir Atlantik nükleer kuvveti tasarısı at- mıştır. Almanyaya gelince onun kay- gısı da, hangi biçimde olursa olsun, bir vurucu güç üzerinde söz sahibi ol- maktır. İngiliz tasarısı, Bonn'un kuru- lacak ortak kuvvet üzerindeki söz hak- kını kısıtladığı için, Federal Almanya tarafından iyi kapanmamıştır. Buna karşılık Fransa da, amerikan, hem İngiliz tasarıları karşısındaki o- lumsuz tutumu, bir yana, ortak bir nük leer kuvvet fikrine yattığı için Fede- ral Almanyaya da kırgındır. Nasıl bir Avrupa? Şimdiye kadar söylediklerimiz, NATO nun bugün hangi durumda bulun- duğunu anlatmaya yeter de artar bile... Ancak zavallı teşkilâtın dertleri bu- rada da bitmemekıitedir. NATO içinde kimin ne kadar söz sahibi olması ge- rektiği ve batılı devletlerin izleyeceği nükleer politika konusundaki tartışma lara, son günlerde bir de Avrupa Bir- n atık devletler bunun ileride kurulacak bir Avrupa Birliğinin çekirdeği olacağı ümidini a- çıkhyorlardı. Gene o sırada düşünüldü- güne göre, Birleşik Amerika da Atlan- tiğin ötesindeki ortak olarak bu birliğe

Bu sayıdan diğer sayfalar: