22 Mayıs 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 6

22 Mayıs 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© HAFTALIK AKTUALİTE MECMUASI YURTTA OLUP B Partiler Karanlıkta yürüyenler Haftanın başında Salı gecesi geç va- kit, CHP milletvekillerinden çoğu- nun evlerindeki telefonlar acı acı çaldı. O gece, daha önce alınan karara göre Meclis, Partiler Kanunu Tasarısını ta- mamlamak için gece çalışması yapıyor- du. Çok sayıda CHP milletvekili işin tavsadığını görerek evlerine gidip isti - rahate çekilmişti. Gecenin geç saatle- rinde acı acı çalan telefonlarını aç- e si aynı daveti aldılar : an, Meclise gel! oAP'liler Kop Rail eski DP'lilerin siyasi haklarını iade için değişiklik teklifi yaptılar." Az sonra Meclisteki (CHP sıraları dolmağa başladı. Kürsüde AP İstan- bul milletvekili İsmail Hakkı Tekinel konuşuyordu. Tekinel dönüp dolaşıp aynı noktaya geliyor, "bir art niyeti olmadığını, sadece bir prensibin müda faasını yaptığını" tekrarlayıp duru- yordu. Neticede anlaşıldı ki, İsmail nü istemektedir. Az sonra önerge okun- duğunda, Basın locasında yorgunluk- tan dökülen Anadolu Ajansı ve TRT muhabirleri pek bir şey anlamadılar. Önerge, Tasarının siyasi partilere giriş ehliyeti ile ilgili (omaddesine muğlâk bazı değişiklikler getiriyordu. Oturumu bizzat yöneten Başkan Sirmen, Ko- misyona, önerge hakkındaki mütalea- sını sordu ve Komisyon sözcüsü Coş- kun Kırcanın tiz sesinden şu cevabı aldı: — Komisyon olarak, iştirak etmi- yoruz. Bu değişiklik okomünistlikten mahküm olan bir şahsın partilerin ge- nel idare kurullarına, hattâ genel baş- kanlıklarına kadar yükselmesi imkânı nı yaratabilir Daha sonra önerge oylandı ve - ga- riptir! - komünizm konusunda hassa- siyetleri aşırılığa varan AP Grupu -üç, dört kişi müstesna-, önergeye müsbet oy verdi. CHP, OKMP. YTP ve MP ise önergenin aleyhinde oy kullandılar, ö- nerge böylece çok az bir farkla reddo- 4 lundu. Sonradan anlaşıldı iki, Tekinelin önergesi, "TBMM üyeliğine seçilme yeterliğini kaybetmiş olanlar"ın siyasi partilere giremiyecekleri istikametin- deki ibareyi kaldırmaktadır! Bunun anlamı, Yassıadadan o kurtulanlara. TBMM'ne girme derecesine ovarmasa bile, aktif politika yapma imkânının tanınmasıdır. Böylece, meselâ Samet Ağaoğlu, meselâ Sebatı Ataman AP'ye girebilecekler, Genel İdare Kurulunda görev alabilecekler ve hatta -adam yokluğunda- Genel Başkan bile seçile- bileceklerdir. Böyle bir adamın, Genel Başkan -seçildikten sonra da Meclis kürsüsüne çıkıp: — Olur mu böyle, olur mu? Kosko- ca bir Genel Başkanın Parlâmentoya girmesi yasaklanabilir mi?" diye nutuk atması, eski DP'lilerin siyasi haklarının kökten geri verilmesini istemesi pek zor olmasa gerektir. Zaten bugünlerde, Yassıadadıan çı- kanlar, makale ve başmakale sütunla- rına oturarak, neşir organlarının ba- şına geçerek, kursaklarında kalan Dışişleri Bakanı Işık "Oyalanmağa gelemem" 22 Mayıs 1965 Cilt: XXXII İTENLER memleket İdare etme zevkini tatmin çabasına girişmişlerdir. Bu kurmaylar şimdilik akamete uğramıştır, fakat çok yakında yeni teşebbüsler beklenmelidir. Kıbrıs Rusk Londraya koşunca Londra — (AKİS'in özel istihbaratı) Geçen haftanın ortasında, bir Çar- şamba günü, Amerikanın Dış - işleri Bakanı Dean Rusk'ı birden bire Londrada, NATO Bakanlar Konseyinin toplantısını yaptığı Lancaster House- da görenler şaşırmaktan kendilerini a- lamadılar. Bakanın, Dominik hadise- leri dolayısıyla Washington'dan ayrı- lamayacağı bildirilmişti. Yerine 1 nu- maralı yardımcısı George Ball gönde- rilmişti. Şimdi ise, Dean Rusk'ın kendi - si, toplantı salonunda, heyetinin başın- da oturuyordu. Bunun sebebini, ancak bir gece evvel Lancaster House ile Lon- dradaki Amerika Büyük Elçiliği arasın- daki koşuşmadan haberdar olanlar an- layabildiler. Salı akşamki toplantı bittiğinde, a- merikan delegasyonuna mensup bazı şahısların son derece telâşlı bir halde ve koşar adımlarla Lancaster House- dan ayrıldıkları görüldü. Bunlar doğ- ruca Amerika Büyük Elçiliğine gittiler ve derhal Washington'u aradılar. De- an Rusk'ın süratle Londraya gelmesi lâzımdı. Hattâ. Başkan Johnson he- men hu gece bir demeç vererek NATO toplantısında bizzat İngiltere Başba- kanı Harold Wilson tarafından yapıl- mış olan bir imâyı cevaplandırmalıydı. Başkan Johnson meselenin üzerinde durarak hadiseyi daha fazla büyütme- di ama. Dışişleri Bakanını palas pan- dıras İngiltere Başkentine gönderdi. Amerikalıları böylesine telâşa düşü- ren imâ neydi? Wilson, silâhlanmanın milletlere ve İngiltereye yüklediği ağır yükü anlatırken amerikalı silah tacir- lerinin nüfuz sahibi komisyoncularının tesirlerinden bahsetmişti,, Vietnamda harp oluyordu, Dominikte harp olu- yordu. İngiltere Başbakanı dedi ki: Ümit ederim ki silâh imalâtı AKİS, 22 MAYIS 19653

Bu sayıdan diğer sayfalar: