25 Eylül 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 19

25 Eylül 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

vejime sahip çıktığı inancı içinde politika yap- tı Biz Özdenle İzmire, İsmet Paşadan evvel gittik ve benim “yüzyıllık bir arkadaş"ımın, Muvaffak Akçitin evinde kaldık. Sonra, Paşa geldiğinde o da bizimle aynı evde kaldı. Paşa- nın İzmire gelişini hiç unutmayacağım. Hava alanı bir baştan ötekine doluydu. Yüzlerce tak- si, hususi araba, kamyonet, kamyon upuzun bir konvoy teşkil ediyordu. Uçağın alana inemeye- ceği, inse de İsmet Paşaya yol açılamayacağı çabuk belli oldu. O zaman, uçağın pistin bir başka noktasına gelmesi, oradan İsmet Paşa- nın otomobille doğrudan doğruya uçaktan alın- ması düşünüldü ve ona göre tertip yapıldı. Fa kat, bir plân tatbik etmeye imkân mı vardı? Nihayet uçak pistin bir yerine güç bela inebildi. ismet Paşa bir otomobille uçaktan güç bela alınabildi ve İzmir yolu tutuldu. Fakat herkesi bir sürpriz bekliyordu, İs- met Paşanın sesi kısılmıştı. Sesi kısılmıştı de- gil, sesi hiç çıkmıyordu. Eyvah! Ertesi sabah İzmir mitingi vardı ve bütün hazırlıklar ya- pılmıştı. Şimdi ne olacaktı? Hepimiz, Muvaffa- gın eşi, kayınvaldesi seferber olduk. Bir boğaz doktoru getirildi. C.H.P.'nin bir eski milletveki- liydi. İlâçlar verdi, buğular verdi, gar- garalar verdi. Bir liderin seçim kampan - yası sırasında sesinin kısılmasının hem ne acı, hem ne komik bir hadise olduğunu orada gördüm. Bir gün sonra nutuk verilecek, halbu- ki liderin sesi kaybolmuş! Bir fransız vodvilin- deki veya bir amerikan komedi filmindeki ha- dise İzmirde bizim başımıza geldi. Fakat başı- mıza gelen bununla kalmadı. “Parti Teşkilâ- t” denilen mekanizmanın ne kadar insafsız, nasıl egoist ve dar düşünceli olduğunu da o ve- sileyle hissettim, Bizim hepimizin, sıcak sütler de içirerek İsmet Paşayı bir gün sonraki mitin- ge yetiştirmeye çalıştığımız günün sabahı bi) Manisa heyeti kapıya dayandı, C.H.P.'nin Ma- isada kazanması işten değildi. Tâ ki, İsmet ,Paşa bugün Manisaya gelsin! Bir miting vardı, o mitingte İsmet Paşa konuşursa C.H.P.'nin hiç bir derdi kalmayacaktı. Gelenlere İsmet Paşanın durumunu söyledik, Manisaya gidip İzmire tekrar dönemeyeceğini, zita oradan da Balıkesire uğrayacağını bildirdik. Manisa Ba- kesir yolu üzerindeydi. Mitingten sonra gece oraya gelebilir, geceyi de Manisada geçirir, bir yerde konuşur, maksat hasıl olurdu. Fakat, bir teşkilât mensubuna lâf anlatmak mı kabildir? Nuh demişlerdi, peygamber demiyorlardı. Biz- zat İsmet Paşa, doktorun mitinge kadar hemen hiç konuşmama tavsiyesine rağmen onlarla gö- vüştü, mazeretini bildirdi. Hâlâ ısrar ediyorlar- dı, İnsanın deli olması isten değildi. Aman Al- lah, bir koyu da C.H.P.'li idiler.. Kimseye altı- oku kaptırmıyorlardır. Ben de İsmet Paşanın gidemeyeceğini söylediğim için bana da kızdı- lar, Bunlardan biri, sonradan, tekrar İsmet Paşa için konu oldu. Manisaya gittiğimizde biz onun evinde yattık. Şahsıyla, çoluğu ve çocu- guyla İsmet Paşaya âşıktı! Onun için yapma» yacağı yoktu. C.H.P, Manisada kazanacaktı. -Tabii, kazanamadı-, Seçimler bitti, 1957-60 dövresi açıldı. D.P.'nin zengin C.H.P.'liler üze- rindeki tazyiği arttı. Bu bahsettiğim adamın bir kredi meselesi çıktı. Geldi, İsmet Paşanın kapısına dayandı. Kredi de, kredi.. Madem ki C.H.P.'li olduğu için kredisini kesmişlerdi, ken- disine krediyi İsmet Paşa bulmalıydı. İsmet Paşa krediyi nereden bulsun? Buna rağmen; elinden geleni yaptı. Olmadı. Bir akşam, bizim Ayten Sokaktaki evde oturuyorduk.. Radyo, C.H.P.'den istifa edip Vatan Cephesine veya D.P.'ye girenlerin ismini okuyordu. Bunun ismi okunmaz mı? İsmet Paşayla bakıştık, O hadi- sede ben bu adamın gösterdiği anlayışsızlığı, insafsızlığı vermiştim, İsmet Paşa onu savun- muştu, Kredi isinde vaziyetlerimiz aynı kal- mıştı. İsmet Paşa “Rejim!” dedi. “Karakter!” diys mırıldandım. Bir büyük adamın cok yakı- nında olup ta insanların küçüklüklerinden iğ- Bu, Yakup Kadri Karaosmanoğludur, Yakup Kad- ri, Bâbiâlinin, pek bilinen tiplerinden biridir; Us- talfkla kullandığr bir kalemi vardır, bu kalemi sa- dece hislerinin, yahut kızgınlıklarının, yabut men- atinin emrind kâr ettiğinin de farkına dahi varmaz, Bu tip Bâ- bıâliden kayboluyor son zaman'arda ge- ne örnekleri türemeye başlamıştır. 209

Bu sayıdan diğer sayfalar: