25 Eylül 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

25 Eylül 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

deydi! Gece, halk C.H.P. bina-' bir oyunun peşin sihih 1 öniinde toplandı. Sokak geçilmez hal al- miş, trafik durmuştu. Parti ileri gelenlerinin tavsiyeleri para etmiyordu. “İktidar bizim! Kahrolsun radyo! Radyo yalan söylüyor!” ses- leri yükseliyordu. Seçimleri Başkentte kazan- mış olan Ankaralı C.H.P.'liler, partilerinin se- çimi yurtta kazanmamasını anlamıyorlardı. Ama, gres bu kadar basit değildi. Radyo irin doğrudan doğruya Bayar - Menderes inin isine alana Cumhurbaşkanı, ve. Bakanlar evvelâ Başbakanlıkta emir Oradan toplu » halde İçişleri Bakan- lıiğına geler Neticeler İçişleri Bakanlığına ya, yayınlanması için gön- İyoedü. Fakat b analare istediği neticeyi ya - göndertiyor, istemediğini tutuyor, karina Meşin Biz C.H.P. Merkezinde, bir radyodan yayınları ta- kip alyorduk. bin edilen neticeler gelenleri tut. Radyonun sabahın ikisinde ver- r haberin bütün ölçüleri kaçırdığını ha- yorum. O saatte, İstanbulda tasnifin bittiği söylenildi ve D.P.'nin kazandığı, rakkamlarla ilân edildi. Halbuki bir kaç dakika evvel C.H.P. İstanbul il merkezinden telefon edilmiş, tasni- fin devam ettiği ve daha en az yarım gün de- vam edeceği bildirilmişti. Nitekim radyonun değil, İstanbul CHAP, i il merkezinin doğruyu söylediği ertesi gün meydana çıktı. Pazartesi öğleden sonranın ikisinde tasnif henüz bitme- mişti, “İstanbulda denize atılan sandıklar” hi- kâyeleri bu yalan yayının uyandırdığı şüphe- lerin dile gelmesidir. C.H.P, Merkezine, Hükümetin ve Bayarın bulunduğu İçişleri Bakanlığından da, el altın- dan haberler ulaştırılıyordu. D.P. Büyükleri son derece heyecanlı ve sinirliydiler. Rivayete göre bir ara Menderes “Kaybettik, İsmet Pasa- ya haber verelim” demiş. Bayar buna karşı koy- muş. İktidarın hiç bir suretle elden çıkarılma- yacağını söylemiş, Menderesin perişan hale gelmiş sinirlerini takviye etmiş. Bunlar seçim- lerden sonra da hep söylenilip durdu. Ne dere- ceye kadar doğrudur, bilmiyorum. Gerçek şu- dur ki, C.H.P.'nin önde gittiği illerde birden bi- re bir yer çıkıyor, oradan D.P.'ye bir oy, hir oy geliyordu ki bütün netice altüst oluyor ve za- fer kuşu C.H.P.'nin başından kalkıp D.P.'nin başına konuyordu. D.P. bu şekilde, geceyarısı ile üçbuçuk arasında yüz kadar milletvekilliği kazandı. O saatte, radyoya göre D.P.'nin ikti- darda kaldığı anlaşıldı. Gecenin başka bir hadisesi, Fevzi Lütfi Karaosmanoğlunun İsmet Paşayı C.H.P. Mer- kezine gelip tebrik etmesi oldu. Saat ondu, Bi- zim bulunduğum" odaya biri girdi, İsmet Pa- şaya “Fevzi LütMi bey geldi” dedi. İsmet Paşa 212 kalkıp, misafirini kapıdan karşıladı. Karaos- manoğlu bit süre kendi partilerinde kalmış, ge- len haberlerden neticeyi anlamıştı. Zaten bu neticeyi evvelden tahmin etmemek gafletlerin en büyüğüydü. Hür. P,, listelerini dolduracak a- dayları güç bulmuştu. Buna rağmen Çelikbaş gibi en hayalciler iktidardün, İbrahim Öktem- ler ve Turan Güneşler “yüz kadar .milletveki- lindep bahsediyorlardı. Hür, P, çıkara çıkara 4 milletvekili çıkardı. O da, Çelikbaşın sürükle- diği Burdurdan.. 4 milletvekilliği de C.M.P. al- dı. Bölükbaşının sürüklediği Kırşehirden. C.H.P. Adana, Ankara, Çankırı, Elâzığ, Erzin- can, Gümüşhane, Hatay, Kars, Malatya, Maraş, Mardin, Ordu, Sıvas, Tokat, Tunceli, Urfa, U- şak, Vanı kazandı ve 178 milletvekilliği aldı. Fa- kat beş kişi iki ilden birden aday gösterilmişti. Yeni Mecliste C.H.P.'nin 173 milletvekili oldu. 8 de öteki muhalif partilerin vardı: 181. D.P. ise Meclise 421 milletvekiliyle gelecekti. Bu, çoğunluk sisteminin bir haksızlığını teşkil etti. Zita memlekette oyların yüzde 48 kadarını a- lan D.P. 421 milletvekilliğiyle iktidarını per- çinleştiriyor, yarıdan fazlayı alan Muhalefet ise ancak 181 sandalyayla vetiniyordu. Sonra- dan, D.P. bir ihtilâlle süpürüldüğünde 1957 se- çimlerinde radyonun kullanılmasından o gece İç- işleri Bakanlığında çevrilen dolaplara ve çoğun - luk sisteminin beliren mahzurlarına kadar bü- tün aksaklıklar ders olacak ve yeni seçimlerin esasları bunlara göre tesbit edilecektir. Parti Merkezinden İsmet Paşayla birlikte çıktığımızda sokak hâlâ kalabalıktı. Tezahürat devam ediyordu. Bana anlatılan, o gece Men- deres Ankara Valisi Kemal Aygüne C.H.P önündeki halkı derhal kuvvetle dağıtmasın emretmiş. Fakat akıllı Aygün bunun doğura cağı mahzurları iyi hesaplamış ve Başbakan oyalamış. Yoksa, bir Gaziantep Hadisesinin 2" Ekimi 28 Ekime bağlayan gece Ankarada ol ması işten bile değildi. Herkes, o derece feve ran halindeydi. İsmet Paşa bizi Ayten Sokağa bırakt Yorgun, fakat memnundu, Arzuladığı gibi kuv vetli bir muhalefetin Meclise girdiği anlaşılı yordu. “İşimiz çetin, Metin” dedi. Veda ettik, Otomobili oÇankayaya doğru yoluna devam etti. D.P.'nin yeni bir iktidar devri başlıyordu. Son iktidar devri. BİRİNCİ KISMIN SONU

Bu sayıdan diğer sayfalar: