3 Eylül 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

3 Eylül 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER X raç mekanizması yine işletilmiş, Zeren için ikinci defa karar alın- mış, fakat bunun o tebliğine vakit kalmadan 77 Mavıs patlak vermiş- tir, Zeren, Beledive Başkanlığında gösterdiği başarıyı Ticaret Bakanlı ğında pek gösterememiştir. O, bir nu, “— Ticaret Bakanlarının kade- rinde var, bu! Fiyatları vüksek tu- tarsın, müstehlik “kızar; düşürür» sün, müstahsil köpürür” diye izah etmekte ve kendisinin Plândaki he- defleri gerçekleştirdiğini, bu bakım: dan başarısız A se SÖY- lemektedir. Ama her halde hiç kim- se, Zeren için, “nüfuz tacirlerine karşı müsamahakâr davrandı” diye- mez. Aksine Zeren bu konularda daima son derece hassas olmuştur. Bir ilginç nokta da, Zerenin, açı lişında konuşlturulmadığı için isti- fa ettiği Izmir Fuarı hakkındaki fikridir. Eski Ticaret Bakam, Fuar için, — Mazarrat olmaktan başka faydası vok. Bana kalsa, kapatırım” demektedir. İzmirlilerin, hele Osman Kibarın çok re m görüşünü Ze yen , şöyle izah et — Fua r ithal bomdia illa yo- lu ile Sima katılan devletlere avan- taj tanımaktan başka bir şey yap- mıvoruz, Gel, bana sat, diyoruz. A- dam geliyor, malımı satıyor. Buna karşılık pavyon açıyor. Böylece, normal ithal kotasının dışında bir de Fuar sebebiyle ithalât yapıyoruz. Sonra, bu kontenjanların dağıtımı da bir dert. Bir sürü dalavere!.. Fa- lan sefir rica eder, kontenjan arttı- rılsın diye, Hariciye Vekilini araya koyar. Filân milletvekili rica eder... Ben bu 'dağıtımı objektif ölçülere bağladım. Ama vine de 'bu şekle ta- raftar değilim, Zamanında, katıla: cak devletleri teşvik için konulan bu ithal kontenjanları kaldırılmalı, Fuar sadece teşhir fuarı haline ge- tirilmelidir. Yoksa, bu şekliyle zü- rarlıdır. Üçü saâtten fazla devam eden ko- nuşma artık sonuna gelmişti. Gaze teci, son soruyu S —— Önümüzdeki günlerde ne va: pacaksınız?” Cevap, umulmadık tarzda oldu: “— I want learn engli ish! - İngi: lizce öğrenmek istiyorum - Şaşıran gazeteci: “— Ooo, very good verv good” demekten kendini alamadı. Vedalaşma sırasında telefon çal dı. Gazeteci bu şık bürodan ayrılıp sokağa çıkmak üzere iken, eski Ti caret Bakanının, telefondaki “arka: daşına şöyle dediğini duydu: “ Sağol Orhancığım! Valla, bir. kaç gündür saklanıyordum. Yo vo... Gazetecilerden saklanıyordum. Kral Faysalın karşılanışın İşini bilmeyen çavuşlar. Ama ne kadar kaçarsan kaç, eloğlu yakalıyor!.. Eee, sen nasılsın baka lım?.” Ziyaretler “Arabistandan tedbirlerle...” fisenboğa Terminalinin ikinci. ka- tında, camın önünde duran. Sivil elbiseli genç a iri deyle- etrafını gözden geçirdi ve & i , transistörlü radyoya benze- ven uzun antenli, dikdörtgen hiçi- mindeki âlete eğilerek, hsan âbi, ona kadar sayıvo- rum: 5 bi iki, üç, dört...” dedi Aşağıda, pistin üzerinde dolaşân bir başka şahıs, elindeki aynı bi- çimdeki âleti kulağına götürdü, din. ledi ve cevap verdi: “- Tamam, duyulüyor!.. Dikkatli bir göz, Kral. Faysalı karşılamak için Terminali ve pisti dolduran. Kalabalığın. arasında bu âletten taşıyan sivillerin çokluğunu farkedebilirdi. Bu adamlar, çok ö- nemli bir iş yapar gibi dolaşıyorlar ve heveslerini saklamağa dikkat e derek, arada bir yeni oyuncaklarını deniyorlardı. Bu adamların sivil po- lis oldukları, kendilerine yeni dağı- tıldığı belli olan telsiz âletlerini' ta- şımasalar ve esrarh tavırlar takın. ” da işgüzar polisler faaliyette 3 Eylül 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: