3 Eylül 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

3 Eylül 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER korteje takılmıştı, Akşam muhabiri Mustafa Özkan, diğer gazeteci arka- daşlarının ve bu arada AKİS muha- birinin bulunduğu arabasmı hare- ket ettirdi. Fakat iriyarı, esmer, br- yıklı ve külhani tavırlı bir trafik polisi derhal arabayı durdurflu. e zeteciler, bi kartlarım göster rek, görev yaptıklarını izah vik istediler, Ee bu, polisi daha evam eden kibar -fakat biraz yük- e sesli- bir konuşmaya girişti. Bu polisin yaka numarası *759'du. Sonra bir komiser geldi. Sağol sun, o da arkadaşını aratmadı, Kü- für etmedi ama, Mustafa Özkanı çektiği gibi arabadan çıkârdı ve di- reksiyona kendisi kurulda, arabayı çalıştırdı ve gaza dayandı. Ama 24 valı araba yaralı bir hayvan gibi ofluyor, pufluyor ve olduğu yerde zıplayıp duruyordu. Çünkü bizim 8754 yaka numaralı Komiser efendi el frenini çekmemişti!. Flâşlar pat- lamağa başlayınca, trafik polisleri, yaptıklarının delille tesbit edildiğin- den ürkmüş olacaklar ki gazetecile- ri biraktılar. Basın teşekkülleri derhal, ilgili- lere a çekerek, bildiriler yayınlıyarak, Polisin tutumunu pro: testo ettiler. Ankara Gazeteciler Ce- miyeti ve Türkiye Gazeteciler Sen- dikası, ilgililere Anayasadâki haber alma hürriyetini hatırlatan telgraf- lar gönderdiler. Türkiye Ş Sendikasının yayınladığı sert bildi- ride ise şu ifade yer aldı: “Görev .başındaki O gazetecileri dövmekle beşine hapse atmakla devam ed lerin sadece ve sadece sahiplerinin mahvına sebep olduğu zihinlerden silinmemiştir...” ame nı hayretle ciye Köşkü Malki yel psn arabalarını ş olan bazı Kulağa Küpe... Aptal dost Bizim, “Tonton” var ya... Ba- kınız, gene amerikalıları koruyup .sovyetlere ne yaman yüklenmiş! Ml deprem Jelâketzede- lerine yardım mak hikâyesi. ton''a göre nsya ne verme liymiş; bilir misiniz? “Bir kaç milyar altın ruble!.” Bunu ver- mediği için de, hepimiz onu kınamalıymışız. “Bir kaç milyar altın rub- le!” Rublenin kur değeri dola rm eşi, Yani, bir kaç milyar altın dolar!. Bir kaç milyar.. Adam ya dayak yememiş, ya hesap bilmiyor. “Tonton” A- merikayı da hemen savunma vi ihmal etmiyor. -Amerika- nın gönlünden kopan 750 bin dolarmış. 750 bin, kâğıt do- lar. “Tonton” diyor ki: Lütfen hesab ediniz. Kok talist Ame: son'un fonundan 7,5 ama D li Kaç milyar altın ruble. Yapılacak yardım konusun- da asıl zengin ve yetkili Ame- rika , Sovyet o Rusyadır. 12 feza denemesine, 12 milyar lira harcayabili Amerika, Amerika! Seni Türkiyede bu hale, bir Baş kan Johnson, bir de böyle dostların soktu ya.. çekilen bir Ankaralıdan ise cingöz bir polis, “İtfaiye yardımı ile araba çekme ücreti” istedi!, Dini devlet propagandası Kral Faysalın hap gelişinin özellik tek yanı, Polisin ilen bir devlet başkanı geldi ba; se kapılı Bâbıâlide Sabah kale olarak yayınladı. Bu kale şöyle satırlar vardı: “Ademin kiyamet AKİS İ gününe kadar hiç bir ideoloji yahut anayasa, islâmın teşkilât ve disip- lin bakımından eriştiği şahikaya e rişemiyecektir. O halde, müslüman ve peygâmberin ümmeti olduğumu- zu iddia eden bizler niçin dinimizin prensipleri ile tearuz halinde ola- lum? Kanunlar ve nizamlar imal et- meye Bisen Biliyorsunuz ki is- lâm bizi müslümanların umurunu tanzimden menetmiyor. Lâkin bu tanzim işi kur'andan ve sünnetten istimbat edilenlere dayanmalı...” Yani istenilen, dine dayalı dev- lettir! Bâbıâlide Sabah adlı gazete, bu fikre katıldığını, bu konuşmayı alenen başmakale yaparak ilân et- mektedir. Tercüman Gazetesi de 14 sayfalık bir ilâve ve milletvekili- tacir mensubu -Ticaret Suudi Ara- bistanladır!. Lütfi Akdoğanın gay- retleriyle bu yarışa katıldı. Yeni İs- tanbulda ise AP'nin iri baş, aşırı sağcı, muhafazakâr milletvekillerin- den Prof. Osman Turan bir Türk- Arap Konfederasyonu saçmasından -daha' arapların kendi aralarında konfederasyonları yokken ve birbir- lerini yerlerken- açıkça bahsetti. Böylece, Faysalın gelişi, anti-lâik ve panislamist propagandaları son de- rece hızlandırdı. Bu yoğun ve paha li faaliyet çok kimseye şunu düşün- dürdü: “Bu değirmenin suyu nere den geliyor?” | Bütün tuhaflıklara rağmen Fay- salı bir komşu iilkenin kralı olarak dostça karşılamak ve sempati duy- mak isteyen normal düşünceli va- tandaşlar ise, bizzat Faysaldan sâ: su Atatürkü ziyareti reddetmişti! Mâzeret ise, mensubu. . bulunduğu Vahabi mezhebinde türbe ziyareti- nin günah sayılması idi. Peki, her sene Peygamberin - Arabistandaki türbesine yapılan ziyaretler ve bu adetin denim lideri olduğu hükü:- met tarafından - desteklenmesinin anlamı nedir? .— Haa, o mu? O, alın yumurtla yan tavuk hikâyesidir! Hükümet Depremle gelenler Gestiğimiz haftanın . sonunda Cu- martesi günü Başbakanlığa uğra- yanlar, olağanüstü bir durumla kar- şılaştılar: Ortalıkta seferberlik gün- lerine özgü bir telâş ve endişe var- 3 Eylül 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: