3 Eylül 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 26

3 Eylül 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 26
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“ iK TiSADI Depremier Gittik, gördük, döndük rtadoğu Teknik Üniversitesinin işbilir Rektörü Kemal Kurdaş: “— Doğu Anadoluya öyle şeyler yapmalıyız ve bunları o şekilde vap malıyız ki, yaptığımız işin bir lütuf insanının bu duyguya olan ibtiyacı her zamankinden fazladır.” diye konuştu ve sözlerini şöyle bitirdi: “.— Eğer iş, geçici ve küçük ted- birlerle geçiştirilmek yoluna gidi- ei başarılı bir vardım yapıla ğu Anadoluyu bir kere döke “kalybedeciğiz. Halkın kışa ka“ dar başka vere taşınması: söz konus VE MALI başka Bir sonuç ortaya -çıkmadı. Bazı vergilere yapılacak bir mik- tar zamla yılda 500 milyon lira sâğ- lanabileceğini belirten ve bu par&- nın Doğunun Kalkındırılmasında kulanılmasını isteyen Kurdaşm fi- kirleri toplantının sonlarına doğru öteki uzmanlar ve yetkililerce de be- nimsenmeye başlandı. Konuşanlar- dan biri: “— Bizde geçici olarak yapılan işler bir daha ele alınmaz. Onun için, ne yapacaksak, daimi imiş gi- bi yapalım. Yoksa, halkın'işine va- ramıyacak bu konutlar, ilerde ivice anlamını kaybedecek bir yatırım © larak Kalacaktır” dedi. Hükümetin vatkın gözüktüğü baraka Lipi evler için ise Milli Gü- Devlet Plânlama Teşkilâtı İsmi var, cismi yok! su olmazsa, geçici barakalar yapıl- mamalı, halkın durumunu temel den düzeltecek bir seri tedbirle bir- likte, bugüme de, varına da yetecek evler yapılmalıdır.” Demireli en çok kızdıran, bu ko- nuşma oldu. Demirel, saçsız başını bir e e sağa yatırıyor, kendi düşüncesine ya sözlerle ilgileni- yor, ii görüşlerdeyse solunda ver alan kık yüzlü, gergin ağızlı bir zatla KHolmuyöbdü. Uzun salonda bu manzara için- de devam eden toplantının sonun da, Doğu olunun “fedakâr”, “cefakâr”, “hamiyvetl”... insanları için Hükümetin birşey yapmaya ya naşmıyacağının anlaş dan 26 venlik Kurulu Genel Sekreteri Kor- generei Gökakın şunu dedi: “— Bu sein ye farkı voktur. Oturulam » Nihayet dank dedi Doğuya yapılan . yardımların, Se- nato Başkan Vekili CHP'li Sırrı Atalayın ve TİP Genel Başkanı Meh- Ali Aybarın da belirttikleri gi bi, resmi bii aksine, pek he defe ulaştığı vaesime MAYI ekmekleri, el altından 50 kuruşa sa tılmaktadır. Halka besin yardır ise “üzüm - ekmek” veya “karpuz - ekmek”ten ibaret kalmaktadır. Kendi deyimlerine göre, “komü: nist tehlikesine karşı milliyetçi ve mukâaddesâatçı inancı yaymak için SAHADA Doğu ve Güney Anadolu şehirlerin- de konferanslar vermekten dönen Türkiye Milliyetçi Gençlik - Derneği önetim Kurulu üyeleri, başların- Başkanları Ünsal Çak- maklı olmak üzere, deprem günle- rinde düzenledikleri bir basın top- lantısında, bu Anadolu gezisinin iz- lenimlerini şöyle açıkladılar: “Üzgün ve kırgınız. Şu hususu seyahatimizden sonra bir kere daha gördük ve kabul ettik ki, Anadolu- da aç ve sefil insanlar vardır. Ma- ğaralarda yaşayan, susuzluktan kı- rlip mahvolan, kendi öz ,toprağın- da garip ve öksüz bırakılmış insan- lar vardır.” Ürkek tavırlı, çekingen ik lınm dudaklarından dökülen bu sözler, nurlu geleceklerden bahse, denlere karşılık, hangi takımda v- #ursa olsun, menfaat oyunlarına, döviz tahsislerine batmamış kimse- lerin Türkiyede artık hep aynı ke- limelerle. konuşmaya © başladıkları- nm en açık bir delilidir . Aşırı gerici, tutucu, mukadde- satçı ve milliyetçi tanınan bazı ku- ruluşlar bile bugün, komünizme karşı nasıl mücadele edileceğini, bi- zim uyurgezer özel sektör erbabın- dan 'daha iyi bilmektedir. Suç kimde Suudi e Kralı. Faysaldan milyonun üstünde yardım an, Amerikanın hastahane askerleriyle Doğunun kadersiz çocuklarının re- simlerini Turizm Bakanlığının ve yabancı -ajansların filmlerine geçir ten ilgililer tam bir çıkmaza girdik- lerini görmeğe başlamışlardır. Dep- remden daha büyük felâketler, Tür- kiyenin üzerinde dolaşmaktadır. Ama bu felâketlerin ony şeyler binalara benzemediği , ilgililer bunları henüz tirködememektedin. ler. Bugün Devlet Plânlama Teşkilö- tnda müsteşarlık makamı, Memr- duh Aytür gibi bir kim$eden sof ra, Orhan Çapçıya devredilmiştir. işe getirildiği Mart 1966'da gazete- irmi gün sonra gidece- ri işler için imza atacak birisi lâzım diye benden Tica she ben de gel: im..” diyen Çapçı şimdi, mâşallah, beşinci ayını doldurmaktadır! Şu anda denizde, tatilde bulu- nan Çapçının koltuğunda ise, bir başkası oturmaktadır. Cevdet A karun adındaki bu zatın da suçu 3 Eylül 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: