3 Eylül 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 7

Bu Pazar günü İstanbuldaki Bay- ramoğlu ciddi özel sektör temsilcilerinin Gerçi karşılaşma bir tesadüf sonra da sataşmaya devam etmiş- ti. ni sağ doğrult- de bağka Bâbıâli faresinin de, bir başka zengin aracılığı zel sektörün örtülü ödeneği"nden çimlendiği ve bunun ılığında sol aleyhtarlığı yapıp özel teşeb- büsün faziletini terennüm ettiği çok az kimsenin meçhulüdür. Ko- mik olan, aynı tipin, daha önce Kani Nitekim, randevu verir- koyduğu “istifadan in yok şartını daha ilk sorularda bir vana biraktı. fotilama; nk Fua- rının açılışında meydana gelen ola- vın sebep olduğunu söyledi. Bu yıl- ki açılışta gelenek uş, kendi- si de bu durumu istifa müessesesi- ni kullanarak protesto etmişti. Gazeteci sordu: — Bu husustaki gelenek ne . dir?” “ Bak, bu sorunuz objektif” diyen Zeren, oldukça etrafli incele- diği anlaşılan bu konudaki cevabını şöyle dikte etti: "— Fuarların tesisi ve idaresi Ti- caret Vekâletinin vazifeleri meya- nındadır. Bu itibarla, fuarları bir konuşma ile Ticaret Vekili açar. 35 senedir bu, böyle olmuştur. Şüphe- siz, Ticaret (Vekili, kendi yetkisi içinde olan bu fonksiyonu Hükümet adıma yapar, şahsı adına değil. De- mek ki, Hükümet Reisi orada bulu- nursa, Vekilin açmasına lüzum kal mayabilir, Filhakika 1934 ve 1936 yıl- larında İnönü, 1938 yılında da Ba- yar “Başbakan sıfatıyla ' konuşma 3 Eylül 1966 mahallesinde Vehbi tp. | 'are- siyle yanyana görenler Türkiyede ? asıl düşmanının kim olduğunu dü. şünmekten her halde kendilerini alamamışlardır. Her halde niyeti, biraz dünya- © oç firmalarından di yin “ö- ei Aynaya hakıp kızanlar Vehbi Koç Tâlât Aydemir heyülasını gösterip telefon başında özel teşebbüs sa- hiplerini korkutması ve onlardan vapmışlar ve Fuarı açmışlardır. A- bir Başbakanın, İzmirde bie ma lunmadığı halde konuşma hazirla- * ması ve hazırladığı bu konuşmayı bir spiker vasıtası ile okuttuğu gö- rülmemiştir!.. Bu cevaba göre ,Başbakan Demi rel, “gelenekten habersiz” bir Baş- bakan, Demirelin açış konuşmasını Fuarda a Bilgehan ise- “spi- ker” oluyordu Gazeteci, edinmiş olduğu bu in tibaı kontrol için üsteledi: “- Peki beyfendi; Başbakan, memleket meselelerini izah için ha- zarlar bu konuşmayı fiilen Baş- Yardımcısı o durumundaki Deilet Bakanına okutmak istemiş olamaz mı? Zeren, mâruz kaldığı hareketin anlamı üzerinde tereddütte: değildi, Gi atıldı: “— Valla, hadiseleri zorlamıya- lımi. Bir Fuar var, bir de 35 senelik bir gelenek! Eski köye yeni âdet ge- tirmiyelim!” Bir süre durdu ve: “— İşte geldik gidiyoruz, şen © lasın Halep şehri” diye ekledi. tib yacağı düşünülebilir mi? Bir grup insan ki her şeyi pa- rayla satın kızıyor, kabahati kasında, çok, fikir söyleyenlerde buluyor. İnsan bizim özel sektöre bakı yor da, para kazanmanın ayrı bir sanat olduğunu düşünmeden ede miyor! Dert ortağı: Gürsan! Gazeteci, Zerene, nasıl istifa etriğiz ni anlattırmak istediyse de, Ti- | caret Bakanı bu konuda konuşmak | istemiyordu. Fakat sorulan müte- | addit sorular ve her biri bir tefer. | ruatı ortaya koyan cevaplarla mes&- le 1 gün Zeren, Başbakanın Fuara | inle kesinleşince, Ticaret Bakanı olarak, yapacağı açış konuş» | masını, otel odasına kap: has. zırlamıştı. Fakat bu sırada sahne de, olanca lâubaliliği ile Osman Kis bar arzı endam etmiş ve Başbaka- nın putkunu Bilgehanın o nı “usülü dairesinde” Zerene bildir. mişti. İzmirde olaya şahit olanlar, | Do emare Demirelin talimâtı- 1 Ze e derecede “usülü daire. | sinde” naklettiğini izah için şu ye Ni kâyeyi anlatmaktadırlar: Askerliğini yapmakta olan Ati medin anasının öldüğüne dair tek il | grafı alan kumandan, Ahmedin ar. kadaşı Mehmedi çağırmış ve haberi Ahmede usülü düiresinde bildirme. Mehmet koşa koşa ? sini söylemiş.