8 Nisan 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 28

8 Nisan 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 28
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

«Olur mu böyle, olur mu» 8g ler, İzmir CHP İl binasının kapısını kendilerine kapalı bulunca kapıya buketler bırakmışlar (o ve acıklı konuşmalar yapmışlar. Oysa ki 8ler, bu par- tinin tüzüğünü çok iyi bilirler. Siyasi bir çalışma ya- pacak olan partililer, en yüksek mevkilerde de olsa- lar ,bu siyasi çalışmayı nerede yapacaklarsa o ilin veya ilçenin parti teşkilâtı ile müştereken hareket eder, daha önce teşkilâtın yetkili kişileriyle -bunlar, isterse, yıllaryılı partiye hizmet etmekten başka sı- fatları bulunmayan sade vatandaşlar olsunlar- prog ram hazırlarlar. Her partili, kendi başına buyruk ola- rak siyasi toplantı düzenleyemez. Zaten öteki bütün partilerde ve dünyanın her yerinde bu, böyle olmak gerekir. Yoksa örgütlenmenin bir anlamı ve değeri kalmaz. 8ler, giriştikleri mücadeleyi de, CHP'yi aşırı sola kaydırmak istiyenlerle onu Atatürkün partisi olarak muhafaza etmek istiyenlerin mücadelesi (şeklinde niteliyorlar ve bir yandan da sosyal adaletçi, reform- cu, devletçi ol arını, özel teşebbüs ve yabancı ser- maye konularında CHP programına sâdık kaldıkları m söylüyorlar. CHP dışındaki bazı kimselerin ve özellikle AP mensupları ile e amaçla kuruldukları artık çok iyi bilinen- (“komünizmle mücadele" derneklerinin, imam - hatip okulları kuruluşlarının ve bunlara ben- ler örgütlerin, bugün Türkiyenin kalkınması için bilinçli bir ekonomik ve sosyal politikama öncülüğü nü yapan, dertlere parmak basan, gerçekleri açık dille halka anlatmakta sakınca görmeyen CHP yöne- ticilerini ve hattâ tarihi şahsiyetinin şüphe götür- mez berraklığına rağmen sayın CHP Genel Başkanım aşırı sola kaymakla suçlamalarında anlaşılmıyacak birşey yoktur. Dış çevrelerin bunlar üzerindeki et- kisi de açıktır ve bugün Türkiyede oynanmakta olan oyun, ekonomik yönden az gelişmiş memleketlerin hepsinde oynanmıştır veya oynanmaktadır. Reform- cu, ilerici, CHP'li olduğunu söyle, sonra da bunun ge- rektirdiğini yapanları aşırı sola kaymak veya aşırı so- la âlet olmakla suçla. İşte asıl, anlaşılamayan budur!.. Izmir İl Başkanlığının kapısına buket bırakan ve “yuva"dan şikâyetçi olan 8lerden herhangi birisine sorunuz, en az İnönü veya Ecevit kadar sosyal ada- letçi olduğunu söyleyecektir. Ama, gelin görün ki, CHP Genel Sekreteri, bu inancın getektirdiği .şekilde halkın arasına girip, bir konuşma yaptığı ve örneğin, “1965 yılında, 454 bin tütün üreticisi ailenin eline, tüccara sattığı tütünden yılda ancak 91 lira kalmış- tır .Oysa ki, beher ailenin yıllık kazancı böyle, yok denecek bir seviyede kalırken, aynı tütünü ihraç le bunların karışımı ve bütün renk- lerin parlak tonları modadır. Bü- yük ve sıcak desenli emprimeler çok görülecek, japon desenleri ö- çok kullanışlı taşarılı olmuştur. Fakat bu tayyörlerin yanında, kadınlar başka tip tayyörler meydana çıkmıştır ki bunlara Mic- eden 120 ihracatcının herbiri, bir yıl içinde, 15 mil- yonun üstünde kâr sağlamıştır. İşte CHP, bu bozuk düzeni düzeltmek, gelir dağılımında sosyal (adaleti gerçekleştirmek için ortanın solundadır" dediği veya Türkiyedeki sosyal, ekonomik dengesizliği buna ben- zer açık Örneklerle, su götürmez şekilde, rakkamları ve vicdanları dile getirerek anlattığı zaman, hem onun kadar ortanın solunda, hem de sosyal adalet- çi, üstelik daha da atatürkçü olduklarını İddia eden eski arkadaşları tarafından "sınıf çatışmasını körük- leyici bir çalışma yapmak"la, açık veya kapalı şekil- de, suçlanmaktadır. 8'ler yine, en azından İnönü ve bugün CHP'yi yöneten CHP'liler kadar toprak reformuna inandık- larım söylerler ama gelin görün ki, örneğin bir Mer- kez Yönetim Kurulu üyesi bu konuda gerçek rakkam- ları dile getirdiği ve "Türkiyede 81 bin ailenin 88 bin hektar arazisi varken 1200 aile 288 bin hektar arazi- ye sahiptir. Güneydoğuda 29 bin ailenin sadece 30 bin hektar arazisi varken 500 bin hektar arazi 3 bin ailenin elinde bulunmaktadır. Yine aynı bölgede 39 bin aile 9 bin hektar araziyle yetinmek zorundayken 49 bin aile 30 bin hektar araziye sahiptir. Biz bu dü- zene karşıyız" dediği zaman, "sınıf mücadelesi" yap- makla suçlanmaktadır. Gelir dağılımında sosyal ada- lete inanacaksın, fakat Türkiyede gelir dağılımı oranı- nın 22 bine | olduğunu; alt sınıf milli gelirden yüzde 4.5 pay alırken, üst sınıfın yüzde 57 aldığını söyliye- miyecek, bu dengesizliğe bir çare (o gösteremiyecek, halkı bilinçli bir mücadeleye hazırlıyamıyacak, çıkar- cının, sahtekârın elinden kurtaracak bir bilince ka- vuşturamıyacaksın!.. Bunu yaparsan, 8ler, senin ka- dar halkçı, senin kadar sosyal adaletçi 8'ler, seni aşırı solcu olmakla suçlayacaklar, "Partiyi nereye götürü- yorsunuz?" diye bağıracaklar?" Yine, vergi adaletin- den yana olduğunu söyleyecek, bağır bağır bağıra- caksın, fakat rakkamları dile getiren ve "Türkiyede mükellefler I milyar 131 bin lira gelir vergisi öder- ken, memurlar ve ücretliler 2 milyar 530 bin lira öde- mektedirler" diye yazan veya nüfusun yüzde 4'ünü kapsayan tüccarın, tarımcının, küçük esnaf ve sana- yicinin, sanatkârın aleyhine devlet kredilerinin yüz- de 75'ini aldığını açıklayan bir Ulus yazarına "mark- sist" damgasını vuracaksın!.. Bu, olsa olsa, gülünçtür. Sosyal adalet, halkçılık, toprak reformu, atatürkçülük, vergi adaleti ve saire gibi parlak sözlerin arkasına sığınıp halkı aldatmak ve parti ağalığım böylece sürdürüp gitmek artık mümkün değildir. 8'ler mücadelesinin asıl gerçeği de bu olsa gerektir. Jale CANDAN abiye (o havalıdır. Eteklerin belinde hiç ke- için Omer yoktur ve hepsi de düşük ke- merlidir. Bunların küçük, hafifçe evaze ve makine dikişli, vücuda ya- zellikle aranacaktır. Mini eteğe hayır diyen, fakat yine de dizden yukarı 6 santimi ka- bul eden chanel tayyörleri, ayrıntı değişikliğiyle, bu mevsim yine çok 28 hele Morgan tipi tayyör demek de mümkündür. Mongomeri şeklinde, üstten makine dikişli, boyları kısa, manşetli ve üstten cepli, bel hatla- rı bulunmayan küçük tayyörler hem çok pratik, hem de çok genç, kın, pratik, çekici bir görünüşleri vardır. Bluzlar kısa kollu veya u- zun şömizye kolludur. Yakalar u- faktır. Mevsimin yeniliği, kısa kol- lu mevsim pardösüleri ve fermuarlı rob mantolardır. 8 Nisan 1967

Bu sayıdan diğer sayfalar: