22 Temmuz 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 17

22 Temmuz 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER Ortadoğu Kazan kaynıyor Geçtiğimiz hafta Ortadoğuda olup bitenlere dikkatlice bir göz atı- lınca, ortalıkta, arap dünyasının İi- derliğine adaylığını koyan yeni bir yönetici ile, birbirlerine karşı dur- madan diş gösteren tarafları ümit- sizce durdurmaya çalışan bir talih- siz teşkilât görülecektir. Kolaylık- la anlaşılabileceği gibi, arap dünya- sı liderliğine o adaylığını koyan bu yeni yönetici, Cezayir bağımsızlığı- nın lideri Ben Bellayı önceki yıl yaptığı çabuk ve sessiz bir darbeyle işbaşından ouzaklaştıran o Cezayir Devlet Başkanı Hayri Bumedyen- dir. Tarafları ümitsizce birbirinden ayırmaya çalışan talihsiz teşkilât da, gene kolaylıkla anlaşılabileceği gibi, Birleşmiş Milletlerden başkası değildir. ,. Ortadoğu savaşıyla ilgili olarak Önce Güvenlik Konseyinde, onun ar- kasından da Olağanüstü Genel Ku- rulda yapılan görüşmeler hiçbir ye- re ulaşamayınca, anlaşmazlığa bü- kün taraflar için kabul edilebilir bir çözüm yolu bulununcaya -yani, kimbilir ne zamana!- kadar yeni ça- tışmalar çıkmasını önlemenin bir yolunu araştırmak, yalnız ilgili bü- yük devletler için değil, fakat bütün dünya için kaçınılmaz bir gerek ol- muştu. İşte bu düşünceyledir ki, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konse yi, geçtiğimiz haftanın başında, İs rail ile Birleşik Arap Cumhuriyeti arasındaki yeni ateş-kesimi çizgisi- ne, yani Süveyşin iki yakasına as- keri gözlemciler göndermek kara- rım almıştır. Bu kararın alınma- sıyla uygulanması arasında geçen süre içinde gerçi Süveyş bölgesin- de oldukça önemli yeni çatışmalar patlak vermiştir ama, şu satırların yazıldığı sırada İsrail ve Mısır yöne- ticilerinin Güvenlik Konseyinin is- teğine uyarak Birleşmiş Milletler gözlemcilerini şuur boyuna kabul si üzerine, bölgeye, ne kadar süreceği (o bilinmeyen bir sessizlik indiği bildirilmektedir. Şahinler ve güvercinler gölgede, geçici bir süre için de ol- sa, sessizliğin kurulması Birleşik Amerika ile Sovyetler Birliğini pek memnun mişe benzemektedir. Gerçi iki devletin bu konuda yaptık- 22 Temmuz 1967 ları hesaplar birbirlerinden pek ay- rıdırama, sonunda ikisi de aynı ka- pının önünde birleşmişlerdir. Was- hington'a göre, araplar, kaybettik- leri toprakları silâh yoluyla geri ala- mıyacaklarını anlayınca, ister iste- mez yahudilerle görüşme masası başına oturacaklar ve devamlı bir anlaşma yolu bulacaklardır. Was- hington' un bu görüşü İsrailin görü- şüne yalandır. Fakat İsrail, şu şua- larda, gözle görülür birkaç endişe içindedir. Bunların birincisi, bir çözüme bağlanmadan uzayıp giden işgalin İsrail kabinesi içinde yarat- tığı ayrılıktır. e Kabinedeki sertlik taraftarları -ki bunların başında Savunma Bakanı Moşe Dayan gel- mektedir- Ürdün ırmağının doğu kıyısıyla Gazze şeridinin İsrail top- rakları arasına katılması lüzumunu savunmaktadırlar. o Uzayıp gidecek bir işgal, bunlara isteklerini gerçek- leştirmek ve ılımlılar karşısında du- rumlarını kuvvetlendirmek fırsatını verecektir. Başbakan Eşkol, bu ba- ımdan, pek huzursuz görünmekte- dir. İkincisi, eğer İsrailin Sina çö- lündeki işgali uzar giderse, buranın yönetimi yahudiler için büyük bir ekonomik yük olacaktır. Nihayet, gerçeklere korkmadan bakmasını bilen bazı yahudiler, Sovyetler Bir- liği, Birleşik Arap Cumhuriyetini bu hızla yeniden silâhlandırmaya de- vam ederse, zamanın araplar lehine döneceğini de pek iyi anlamaktadır- lar. Onun içindir ki İsrail hüküme- ti şimdi, bütün gücüyle, hiç değilse, bir arap lideriyle görüşme masası başına oturmak için acele etmekte- dir. Bunun için ortalıktaki en elve- rişli aday da, savaş sonunda en ve- rimli topraklarını kaybeden ve elin- de kalan topraklarda da durmadan çoğalan göçmenlerin nefesini ense- sinde duyan Ürdün Kralı Hüseyin- dir. u güç durumunu kendisi de . iyi bildiği içindir ki, geçen haf- ta bütün arap liderlerinin bir ara- ya gelerek İsrail karşısında ortak bir politika çizmeleri için Hüseyin büyük çabalar harcamıştır. Bu a- maçla Kahireye kadar gitmiş ve ora- da Başkan Nasır ve onun konuğu Bumedyenle uzun görüşmeler yap- mıştır. Fakat bu görüşmeler şura- sında olduğu gibi, ondan, sonra da Sudan, Irak ve Suriye devlet baş- kanlarının da katılmasıyla ven görüşmelerde de, özellikle Başkan Nasır, araplar arasında İsraile vr şı ortak bir politika izlenebileceğin- den pek ümitli görünmemiştir, Baş- kan Nasırın bütün ümitlerini kıran olay, Suudi Arabistanın, savaşın ba- şından buyana yapılan boykota son vererek batılı (devletlere yeniden petrol satmak kararını almış olma- sıdır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: