23 Eylül 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

23 Eylül 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER lidir" şeklinde (o karşılık verilmesi aslında belki normaldir. Ne var ki, İstanbulda tam bir AP ocak başka- nı gibi hareket eden Vali Vefa Poy- razın, "Bilezikçi Çiftliği" konusun- daki tutumunu ve davranışını bilen- lerle bu çiftlik üzerinde çevrilmek istenen dolaplardan birazcık olsun haberdar olanların, yukardaki soru- ya, gene yukardaki "normal" ceva- bı vermeleri de mümkün değildir. Olamıyacaktır da... Zira, oldukça renkli sahnelerle dolu bulunan bu ve buna benzer başka bir çiftlik hikâyesinin altın- da, bugün birçok yönü gün ışığına çıkarılan ve partizanlığa sırt daya- mış bir ufak zümrenin büyük yağ- macılığı yatmaktadır. İki çiftlikten biri DP devrine rahmet okutacak bir sorumsuzlukla günü gün etme sevdası içinde bulunan AP teşkilâtı- nın, -özellikle Süleyman Demirelden de güç alan, sübaşını tutmuş takı- mın-, İstanbuldaki yağma konusun- da nasıl bir çaba harcadığını anla- mak için, sadece iki çiftlik hikâye- sini bilmek kâfidir. Bu çiftliklerden biri, Hacıosman Bayırı civarındaki "Bilezikçi" çiftliği, öbürü de, Sarı- yer Çayırbaşı omahallesine (bağlı "Kefeliköy"dür. Vali Poyrazın, atların önce sa- tınalınması için, â Vilâyet Meclisine nerdeyse baskı yapmağa kalkıştığı Bilezikçi ( çiftliğinin hikâyesi, eski ittihat ve Terakkinin ünlü lideri Enver Paşayla başlamaktadır. Ha- cıosman Bayırı civarında, zamanın bir av sahası olan önümlük bu çiftlik, -geçmişteki adıyla "Ab- raham Korusu"-, Enver Paşaya da karısı Naciye Sultandan geçmiştir. Yıllar sonra Paşa ile karısı Naciye Sultan ölmüş ve ortaya bir kabzı- mal çıkmıştır: Ahmet Kara. Açıkgöz bir adam olan Ahmet Kara da, çok değil, bundan sadece onyedi yıl ön- ce Bilezikçi çiftliğini, Naciye Sulta- nın vârislerinden 160 bin liraya sa- tınalmıştır. Nasıl olmuşsa olmuş, bundan yedi ay önce, bu yıpranmış ağaçlar- la örtülü bakımsız ormanlık saha Vali Poyrazın dikkatini çekmiştir Daha doğrusu, bazı kimseler, Vali- nin bu konuya dikkatini çekmişler, "Bu çiftliği Özel İdareye satalım" uv ii de, "Olur" demiş- Ama onun "Olur" demesiyle iş ölecek gibi değildir. Bunun tek yo- 12 lu vardır: Meclisi ikna etmek! Ni- tekim, bir toplantıda Vali, fiyat bil- dirmeden, -sanki 1-2 milyonluk bir- şeymiş gibi- teklifi Meclise getir- miştir. Meclis, başlangıçta, AP ve CHP ayırımı yapmadan teklifi o- lumlu karşılamış ve sadece "fiyatını bilelim" demiştir. Buraya kadar durum normal de- vam ederken, Meclisin bir olağanüs- tü toplantısında bu konuda ilk pat- lak, CHP Grupunun, çiftliğin fiya- tunmn 15 milyon lira olduğunu 6ğ- renmesiyle ortaya çıkmıştır. Artık, Bilezikçi çiftliğinin Oo hikâye kısmı bir tarafa atılmış, Muhalefetin bü- tün dikkati, sahneye konulmak is- tenen yağma oyununa çevrilmiştir. Komisyonda kimler var.. Nitekim, usüle göre, Meclisten bir Fiyat Tesbit (Komisyonu teşkil edilmesi ve ondan sonra pazarlığa girişilmesi ogerekmektedir. CHP, böyle bir komisyona aday gösterme- yeceğini bildirdiği için, komisyonun 11 üyesi AP Grupund'an seçilecektir. ll kişinin seçilmesi kavgalı bir toplantıya yol açmıştır. Ahırdan bozma Vilâyet Meclisi salonun - da saat 15'te toplanan muhalif üyelerin çoğu, yân taraftaki AP rupu odasındaki kavgayı ve yaka- sı açılmamış küfürleri tam bir saat bu nedenle dinlemiştir. Mal sahibi nin Valiye yaptığı 2 milyon liralık bir hatır indiriminden sonra, 13 milyon lira fiyatla ortada duran, 17 Necla Akdoran Tekinel Eski defterler karışınca.. AKİS yıl öncesinin 160 bin liralık çiftliği- ni, satınaldırtacak AP Komisyonu nihayet (ogüçlükle ( seçilebilmiştir. Mal sahibi ile temasa geçecek ve fi- yat tesbit edecek olan bu komisyo- na ilk turda girenlerin başında E- dip Aktel, Coşkun Kural, Gülhiz Mankut ve Halil Lütfi Dördüncü- nün bulunduğu anlaşılmıştır. Peki ama, Plânda mevcut olma- dığı için Devlet tarafından satma- lınması mümkün olmıyan bir çiftli- ği ille de aldırtmak için Valinin harcadığı oçabanın sebebi ne ola- caktır? Şimdilik, bu soruya kesin bir cevap vermek mümkün değil- dir. En bonkör bir idarenin -geliri dikkate alınmak şartiyle-, taş çatla- sa 5 milyon liradan fazla para ver- miyeceği bu çiftliği 8 milyon lira fazlasıyla salı akl demek, ara- cılara büyük sapla vurgun imkân sağlamak demektir Daha da kötüsü, 13 milyon lira- ya satmalınacak olan bu çiftlikten gerektiği gibi (o istifade edebilmek için, en az on yıl beklemek ve 10 milyon lira da harcamak lâzımgel- mektedir. Öyle ki, Devlete 23 mil- yon liraya mal olacak olan bu yerin. on yıllık bir beklemeden sonra, yıl- da sadece 1 milyon liralık bir orman geliri sağlıyabileceği, bizzat Orman aş Müdürü tarafından da ifâde c- dilmiştir. Bilezikçi çiftliğinin üzerinde dö- nen oyunlar elbette ki bu kadarla bitmemektedir. Ancak, bu kadarı bile, değerlendirmesini bilenler için hayli ilginçtir. İkinci çiftliğin hikâyesi Bugün, İstanbul AP beşkiliime dan söz edip de, hemen ar kasından yolsuzluklarla ilgili bir hi- kâye dinlememek mümkün değil- dir. Kefelikoy arsa yolsuzluğu da bu hikâyelerin başta gelenlerinden biridir. AP Beyoğlu İlçe Başkanıyla bir- likte Teşkilâttan "görülen 'lüzum üzerine- kovulan Selâhattin Akso yun "Arap Selâhattinin- iki hafta önce AKİS muhabirine, "Cebinde simit parası bulunmayanlar, bu ün AP sayesinde milyoner oldu- Tari" diyerek dert yanmasına sebep olan bu yolsuzluk hikâyesinin baş- langıcı da, bundan onüç yıl önce sine kadar uzanmaktadı Sarıyer ilçesinin Çayırbaşı Ma- 23 Eylül 1967

Bu sayıdan diğer sayfalar: