30 Eylül 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 27

30 Eylül 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 27
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ARAŞTIRMA Lenin Köylü Rusya gemisinin kaptanı 1917'den 1921'e kadar, Lenin ile ilişkilerimiz, hiç de istemediğim şekilde, durgun devam etti. Fakat bunun başka türlü olmasına da za- ten imkân yoktu. Lenin, bir politika adamıydı ve köylü Rusyası gibi hantal, o derece- de de ağır, büyük bir geminin kap- tanına gerekli gücü ve görüş isa- betliliğini kazanmış bulunuyordu. Bana gelince; benim, politikaya karşı âdeta uzvi bir nefretim var dır. Hem ben, şüpheci bir mark- sistim; kütlelerin, o özellikle de köylü kütlelerinin omuhakeme ve sağduyusuna pek inanmam, 1917'de Rusyaya dönüp de "Tez" ler"ini yayınladığı zaman ben, Le- ninin, sayıca az olmakla birlikte, kahraman bulduğum bir orduyu, politik alanda eğitilmiş işçi kütle - sini ve samimi ihtilâlci olan aydın- ları rus köylüsü için feda ettiği ka- nısına varmıştım. Rus toplumuna özgü bu hareket gücü, köyün ba- taklığı içine bir avuç tuz gibi atıla- cak ve burada, hiçbir iz bırakma- dan, rus düşünce tarzına, gelenek ve tarihine hiçbir değişiklik getirme- den eriyip gidecekti. Teknik ve bi- lim alanındaki aydınlarla, genellik- le meslek sahibi aydınlar, benim gö- rüşüme göre zaten-devrimcidirler. Banlar, sosyalist işçilerle birlikte, Rusyanın birikmiş gücünü, en de- gerli gücünü meydana getirirler. Bugün olduğu gibi, 1917'lerde de ik- tidarı ele almağa ve köyleri, müca- deleyi yürütecek hâle getirmeğe ye- terli başka bir güç mevcut değildi. Fakat, sayı bakımından birşey ifa- de etmiyen, fikri anlaşmazlık yü- zünden birbirinden ayrılmış olan bu kuvvetler, kendilerinden beklenilen rolü ancak, birleştirilmek suretiyle yerine getirebilirlerdi. Bunları bek- leyen görev gerçekten büyüktü: Köy anarşisinin üstesinden gelmek, mu- jiğin iradesini eğitmek;'çalışma me- todunu değiştirerek, onu akıllıca ça- 30 Eylül 1967 lışmaya yöneltmek ve böylece, mem- leketi hızla ileriye götürebilmek... Bütün bu işler, ancak, köy sevk- tabiisini şehrin düzenli mantığının yönetimine almakla (mümkündü. Düşünüyordum ki, ihtilâlin başlıca amacı, memleketin kültür seviyesi- nin yükselmesini sağlıyacak şartları yaratmak, güçleri biraraya getirmek tir. Bu düşünceyledir ki, daha Kap- ride iken işçiler için bir okul aç- ma teklifinde bulunmuştum. 1907- den 1912'ye kadar devam eden ge- ricilik döneminde, bütün gücümle, işçilerin bilgi ve moral bakımın- dan güçlenmesine gayret ettim. Bu amaçtadır ki, 1917 Şubat ihtilâlin- den hemen sonra "Müspet Bilim- lerin Gelişmesi ve Yayılması için Serbest Birlik" kuruldu. Bu kuru- luş, bir yandan Rusyada bilimsel a- raştırma enstitülerinin örgütlenme- sini sağlarken, bir yandan da bilim- sel ve teknik bilgiletin, işçi çevre- lerine inecek şekilde, yayılmasını öngörüyordu. e Birliğin basma isa . Steklov, Çugaev, Fersman, o Kosti- çev, Petrovski gibi, Rus Bilimler A kademisi üyeleri getirilmişti. Sağ- lam gelir kaynakları bulundu. Kos- içe bir botanik ve hayvanat ens- itüsü kurmak için teşebbüse geç- ni ve uygun bir ver arıyordu. Tam o sırada Ekim İhtilâli patlak verdi ve Birliğin paralarına elkon- du. Daha açıklıkla (anlatabilmek için şunu söylemek isterini ki, Rus- yanın batılılaşma ve kültürel iler- lemede karşılaştığı başlıca engel, okur-yazar olmıyan köyün şehir ü- zerindeki ezici baskısı, köylünün il- kel bencilliği ve sosyal heyecandan yoksun bulunuşudur. Araya giren savaşla daha da belirgin bale gelen köydeki anarşiden ve bunun mey- dana getirdiği çıkmazdan kurtul- manın tek çaresi, bence, politik e- ğitimden geçmiş aydınlarla işçile- rin sıkı bir işbirliği yapmaları idi. Ben, aydınların Rus İhtilâlindeki rolünün değerlendirilmesinde, hiç- bir zaman, komünistlerin görüşüne katılmadım. Bence, Büyük İhtilâli aydınlar o hazırlamışlardır. Zaten, binlerce işçiye sosyal kahramanlık fikrini ve yüksek düşünce gücünü aşılıyan bolşevikler de, bu aydınlar zümresindendirler. Bence, gerek bi- lim alanındaki ve gerekse işçi sını- fina dahil bütün rus aydınları, Maksim Gorki anlatıyor! Lenini Leninle anlatabilmek için insanın bir Maksim Gorki olması gerekir. Zaman zaman yanyana, zaman zaman karşıkar- şıya bulunan; birbirlerine, hatırlatan bağlarla bağlı iki insanın birbirini anlatması, "hem muvafık, hem muhalif" sözünü şüphe- siz ki hem kolay, hem de zordur. Lenin, rus aydınından ve köy- lüsünden çok işçiye güvenen ve inanan, köylü kitlesinin kurtulu- şu için aydını ve işçiyi "bataklığa atılmış bir avuç tuz gibi" eti- ten sağlam bir marksist; Gorki ise, köylü sınıfından geldiği hal- de köylüce zerrece güveni olmayan, inisyatifin aydında ve işçi- de bulunması gerektiğine inanmış "şüpheci bir marksist"tir. İh- tilâl amacına yaklaştıkça sağ kanatta kalan Gorki, bir aydına yakışır şekilde dav- anılarını tespit ederken gerçe ranmış, ona, erişilmez" demekten kaçınmamıştır. anlaşılmaktadır ki Lenin, hayatını, insanların kölelikten, nu ve sağlığım, burjuva basınıyla birlikte, Lenine dair "ölümünde bile büyük, Gorkinin anlattıklarından zevkini, eğlencesini, uykusu- kulluktan, tutsaklıktan, hayvanca bir yaşayıştan kurtulmaları yolunda feda eden bir li- der, bir dâhi bir kahramandır. Bitmez bir enerjiye, eşsiz bir irade gücüne ve müthiş bir ikna yeteneğine sahiptir. Kimsenin tasavvur bile edemiyeceği bir büyük işin üstesinden gelmiş, geniş bir köylü kütlesine sahip, ortaçağ mantığıyla yaşayan ortodoks Rusyaya yön değiştirtmiştir. Böyle bir kimseyi, onunla ayni saf- ta savaşmış, zaman zaman ondan fikri şüphesiz ki, ünlü bir kalemden okumak, bakımdan uzaklaşmış büyük bir kazançtır. Gorkinin anılarında Lenin, bilinmeyen gerçek yanlarıyla yer al- mıştır. Bolşevik İhtilâli ve Rus köylüsü adlı seri yazılarımızdan son- ra yayınlamağa başladığımız bu yazı, AKİS okuyucuları için lüzumlu ve tamamlayıcı bir nitelik taşımaktadır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: