30 Eylül 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 33

30 Eylül 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 33
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS İliçin gençlik yılları. Lenin, hafızalarda hep, sakallı olarak kalmıştır. Açık bir alın, çekik gözler ve özellikle çene etrafında toplanmış kısa bir sakal... Leninin hafızalarda kalan yüzü, işte budur. Fakat o, Ihtilâl yıllarında, zaman zaman, tanınmamak için, sakalını kesmek zorunda kalmıştır. türe bir susamışlık, dünyanın kar- makarışıklığına bir kin, bir nef- retti. O, satranç oynamayı, tarihi bir 30 Eylül 1987 kıyafeti o incelemeyi, bir arkadaşla saatlerce tartışmayı, oltayla balık tutmayı, Akdenizin insafsız güneşi- nin ısıttığı Kaprinin taşlı yamaçla- ARAŞTIRMA rını tırmanmayı, katırtırnaklarının san çiçeklerini, balıkçıların kini çocuklarını seyretmeyi aynı heye- canla severdi. Ve akşam olup — sular karardığı zaman, Rusyadan kendi köylülerinden bahsedenleri dinlerken içini çeker, — Ben, Rusyayı ne kadar az ta- iyor Simbirsk, Kazan, Peters- burg ve sürgün... İşte, bütün bildik- lerim" derdi. Komik hikâyeleri sever ve bunla- ra Adeta katılarak gülerdi. Öyle ki, bazen gözlerinden ye boşanırdı. Kendine özgü ve sık sık kullandığı "hımm.. tın İsumda, açık bir a- laydan ihtiyatlı bir şüpheciliğe ka- dar, değişik anlamlara gelen, haya- tın "saçmalıklarını bilenlerin sezebi- leceği iğneleyici bir tınlama vardı. Lenin cüsseli ve sağlam yapılıy- dı. Sokratınkine benzer bir başı, çok zeki, her şeyi gören gözleri var- dı. Sık sık, biraz tuhaf, biraz da komik bir tavır takınırdı: Başını arkaya ve azıcık sola yıkar, par- maklarını yeleğinin koltukaltlarına geçirirdi. Onun bu tavrında, komik ve çok hoş bir şey, muzaffer bir ho- rozun mağrur edası vardı. Böyle anlarında bütün yüzü sevinçle ay- dınlanırdı. O, bu pis, kalleşlik dolu dünyanın, güzel olanı ve yaşamayı insanlara vermek için kendini mü- cadeleye ve kine kurban etmiş bir büyük çocuğuydu. Becerikli ve zarif hareketleriyle ağı, fakat güçlü duruşu, kelime yö- ünden fakir, fikir , yönünden ise ZEhBİN konuşması tam bir ahenk meydana getirirdi. Moğol yüzünde, yalanın ve hayatın kötülüklerinin yorulmak bilmez bir gözlemcisi gibi parlayan keskin, avcı gözleri, bazen yarıyarıya kapalı durur, bazen alay- lı, şekilde güler, bazen de hiddetle parıldardı. Gözlerinin parlaklığı, sözlerine şiddet ve korkunç bir ber- raklık verirdi. Zaptedilemez ener- jJisi bazen, sanki kıvılcımlar halinde gözlerinden fışkırır ve bu gözler sanki, havada parıldardı. Konuşma tarzı, sözlerine daima, reddedilemez bir gerçeklik hissi verirdi. Bu ger- çekleri çok zaman kabul edilebilir bulmadığım halde, onlardaki gücü de inkâr etmeme imkân yoktur. Lenini Gorki parkında dolaşır- ken görmek bana hem tuhaf, hem de harikulade gelirdi. Çünkü insan, 33

Bu sayıdan diğer sayfalar: