30 Eylül 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 8

30 Eylül 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER sine "Başbakan, dış politikamız kö- tüydü, biz düzeltiyoruz, diyor. Ne dersiniz?" diye soran gazetecilere, şu Karşılığı vermiştir: — Gören, Allan için söylesin!" Allah için söylenirse.. Allah için söylemek yi türk dış politikasına, bugü AP'nin bile geri dönmek gücünü kendinde göremediği yeni yolu a- çan, İnönü hükümetleridir. Demi- rel, AA'nın şakşakçı Umum Müdü- rünün deyimiyle, şimdi Sovyetler (Birliğinde, bu hükümetler tarafın- dan ekilen tohumların meyvalarını toplamaktadır. Bilindiği gibi, Cumhuriyet Tür- Fakat ikinci Dünya Savaşı yak- laştıkça, Stalin yönetimindeki Sov- yetler Birliğinin Oo Türkiyeye karşı tutumu değişmeğe başlamıştır. Tür- kiyenin bütün gayretlerine rağmen, savaş içinde Türk - Sovyet ilişkile- ri çok zor günler geçirmiş ve niha- yet, savaş sonunda da, açığa vuru- lan rus emelleri yüzünden, bütün- bütüne kopmuştur. Türkiye, Sov- yetler Birliği (o karşısında okendini emniyete 'almak için Batıya bağlan- maktan başka çare görememiş ve, büyük ölçüde Moskovanın yüzün- den, soğuk savaşın göbeğine sürük- lenmişti ir. Sovyetler Birliği, Stalinin 1953'te Süleyman Demirel ve Köossigin Konuşarak anlaşanlar kiyesi Sovyetler Birliğiyle ilişkileri- ne daima özel bir dikkat göster- miştir. Bu ilişkiler, her iki ülkede de bugünkü rejimlerin kuruluşla- rına kadar geri gitmektedir. Bir u- yanık dış politika yazarımızın da dediği gibi, "daha (milletlerarası münasebetlerde telâffuz bile edil- meden Önce, Türkiye ve Sovyetler, 'barış içinde birarada yaşama il- kesini kendi karşılıklı ilişkilerine başarı ile uygulamışlardır." 192 i Moskova Dostluk ve iyi Komşuluk Andlaşmasıyla -ki bugünkü Türk- Sovyet sınırı bu andlaşmayla çizil- miştir- başlayan dostluk, 1925 Türk - Sovyet Saldırmazlık Paktı ile de perçinlenmiştir. ölümünden sonra, dünya politika a- lanında görülen değişikliklerin de etkisiyle, Oo Türkiyeye karşı takın- dığı sert çehreyi değiştirmek gere- gini duymuştur. Özellikle Hruçof tarafından benimsenen "barış için- de birarada yaşama" ilkesini dış politikasına temel yaptıktan sonra, Türkiyeye karşı daha güleryüzlü ol- maya başlamıştır. Türkiye, Kıbrıs dönüm noktasına gelinceye kadar, 1961'de imzalanan bir demiryolu, 1962'de varılan bir ortak baraj an- laşmasının dışında, Sovyetler Bir- liğindeki bu politika değişikliğinin kendisi için yarattığı fırsatlardan gereği gibi yararlanamamıştır. Fa- kat Kıbrıs buhranı patlak verdik- AKİS ten sonra, o zaman iktidarda bulu- nan İnönü hükümetleri, iki eski: komşu arasındaki ilişkileri yeniden, düzeltmenin Türkiyeye sağlıyacağı sayısız faydaları anlayarak, bu ko- nudaki ilk adımları atmışlardır. Ürgüplüden Demirele zun bir soğukluk devresinden sonra Sovyetler Birliğini ilk zi- yaret eden türk devlet adamı, Suat Hayri Ürgüplüdür. O Zamanlar Se- nato Başkanı bulunan Ürgüplü, 1963 Haziranında Sovyetler Birliği- ne gitmiş, iki ülke arasındaki buz- ları çözen bu geziyi İnönü Hükü- metinin (Dışişleri Bakam Feridun Cemal Erkinin 1964 Kasımında yap- tığı Moskova ziyareti izlemiştir. Feridun Cemal Erkinin Moskova ziyareti her bakımdan çok verimli; olmuştur. Denilebilir ki bu, bu- günkü Türk - Sovyet yakınlaşması- nın temelidir. Bu ziyaret şurasında iki ülke yöneticileri arasında yapi- lan görüşmelerde, Türkiye ile Sov- yetler Birliğinin ayrı ayrı bloklar- da olmasının Türk - Sovyet ilişkile- rinin geliştirilmesine (oengel teşkil etmediği; iki ülke arasındaki iyi 'komşuluk bağıntılarının toprak bü- tünlüğü, bağımsızlık ve hak eşitliği. ilkeleri çerçevesinde (o kuvvetlendi- rilmesi konularında görüş birliğine varılmıştır. (Kıbrıs konusunda da Sovyetler Birliği, bu problemin, A- dadaki iki ulusal topluluğun varlığı esasına dayanacak ve bu iki toplu- luğun meşru haklarını koruyacak- bir biçimde, barışçı yollardan çö- zulmetinden yana olduğunu açıkla- mıştır. Görüşmeler şurasında ticari" konular da ele alınmış, iki ülke ara- sındaki ticari ilişkilerin artırılması kararlaştırılmış ve bu amaçla, 1965 yılı içinde, iki ülkenin uzmanları karşılıklı otemaslar yapmışlardır. Bu temaslar sonundadır ki, 1965 A- ralığında, Türkiye ile Sovyetler Bir liği arasında, Türkiyede üçüncü bir demir çelik sanayii, bir petrol tas- fiyehanesi, alüminyum, sülfürik a- sit, lif levha bulalım kurul- ması ve emprime cam ile rus tipi votka sanayiinin genişletilmesi için Sovyetlerin proje ve teklif hazırla- maları konusunda bir ön-anlaşma imzalanmıştır. Bilindiği gibi, şim- i, bu tesislerin bazılarının ana sözleşmeleri (o hazırlanıp yürürlüğe girmiştir. Ayrıca, 1967 Martında, iki ülke arasında, bu tesislerle ilgili bir tediye anlaşması da imzalan- mıştır. Bu anlaşmaya göre Türkiye, Sovyetler Birliğinden bu tesisler 30 Eylül 1967

Bu sayıdan diğer sayfalar: