14 Ekim 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 32

14 Ekim 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 32
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TİYATRO kuyruğu gibi bitiyor" dedikleri cinsten. u genç bir kadro oynuyor ve yan masal havasına uygun oy- nuyor. içlerinde bir tek "eski şöh- ret" yok üneyt Gökçer bunu böy- le yamak iyi etmiş. Yenilerden tam yerine oturamayanlar var. Fa- kat oyunu aksatan yok. Bunun bir sebebi sahne koyucusu Raik Alnı açık'ın piyesi iyi anlaması. Bir baş- kası, Hüseyin Mumcu'nun basit, fa- kat yadırganmayan dekoru ve kos- tümleri. Yabancı eserler oynandı- ğında onların dekor ve kostümleri- melekelerin harekete geçtiğini unutmamak lâzım. Gözönündeki rollerden Akad'ı Can Gürzap oynuyor. İyi bir fizik, eksik tecrübe. Zaman zaman sun'i kalıyor. Danval, Ali Cengiz Çelenk. "Küskünler Kahvesi"nin unutulmaz kamburu. Gene renkli, Anat' ; El- van Özak, Koşar Usta'da Ve zayirli fazla özellik Sösermiyeris. Yıldızı olmayan başardı bir ekip. ...ve Devlet Tiytarosunun ilk tur- ne eserlerinin en cazip olanı. UYGUN DÜRER SAHNELER Bu defa rumbadan cumbaya İstanbul'da tiyatrolar, Di- n sonra, şık Beyoğlu cihetine naklet- işi mevsim, istanbul'da ce- reyan tersine dönmüş görünü- yor. Beyoğlu'nun gözde ve iyi iş yapan sahnelerinden ikisi, Gülriz Sururi - Engin Cezzar topluluğu ile Ulyi Uraz toplu- luğu Beyoğlu'ndaki yerlerini bırakarak Köprü'nün öte ta- rafına taşınmışlardır. Bu göçün sebebi nedir? Aşağıda, İstanbul yolcula- nuda AKİS yazarına verdiği cevapları bulacaksınız. Ulyi Uraz'ın cevapları ise gelecek sayıda yayınlanacaktır. 32 GÜLRİZ SURURİ SAHNEDE Yukarı bulvardan aşağı bulvara AKİS: Beyoğlu'ndaki bir tiyatroyla İstanbul'un başka yerindeki bir ti- yatro arasında sizce ne gibi ayrı- lıklar vardır? GÜ URURİ: Bence hiç bir fark yoktur. Çünkü, Beyoğlu nda kl yi zaman da, a . zin yansı, saat 6.00'da oynamamıza rağmen, Fatih ve çevresinden gel- mekteydi. Bugün, 300 bini aşkın bir nüfusu var Fatih'in. Fatih deyince. Çekmece, Yeşilköy, Florya, Yeşil- yurt, Basınköy, Bahçelievler, Ata- köy, Aksaray ve Beyazıt'ı da içinde kabul ediyorum. Beyoğlu'ndaki se- yircimizin yarısı bu saydığım yer- lerden geliyordu. Biz onlara daha yaklaştık sadece. Buna karş yüzde 25 seyircimiz de Nişantaşı, Şişli, Beşiktaş, Bebek gibi, Köp- rü'nün öbür yakasından geliyordu ki onlardan da uzaklaşmış olduk. Seyircimizin yüzde' 25'inin ise Ka- dıköy tarafından geldiğini bilirdik. Onlar için hiçbir şey değişmedi. AKİS: Beyoğlu'ndaki tiyatrolara gidemeyen, Fatih'te olduğunuz için size gelecek o seyirciniz olmıyacak mı? GÜLRİZ SURURİ: Olacak. Hiç ti- yatroya gitmeyen Fatinliler, ayak- larına kai gelmiş bir tiyatroya gitmek isteyeceklerdir. - ENGİN CEZZAR: Ben bu konuda o kadar kesin yargılara varamıyo- rum. Bunu zaman gösterecektir. Çünkü şimdiye kadar yeterli ölçü- de araştırma yapılmadı, elimizde istatistik bilgiler yok. Çok beğeni- len, çok tutulan oyunlar bu konu- da bize yeterli bilgiyi veremiyecek; böyle oyunlara halk uzaklardan da gelecek. Aynı şekilde hiç tutmayan oyunlardan da bir sonuca varamı- yacağız. Oysa ortalama ya seyircisi, bizi bu konuda aydınlata ci AKİS: Halk sözünden ne anladığı- nızı kısaca belirtir misiniz? GÜLRİZ SURURİ: Halk deyince ben, genel olarak, seyirciyi anlıyo- ru m. AKİS: Öyleyse, bu yıl Fatih'te bu- lunan bir tiyatronun yöneticisi ola- rak genel tutumunuzda ve oyun se- çimindeki ölçülerinizde bir değiş- me olmıyacak.. ENGİN CEZZAR: Hayır. AKİS: Fatih'e gelmekle, halkı ta- nımak bakımından, daha elverişli kavuştuğunuza inanıyor 9 GÜLRİZ SURURİ: Bence, İstanbul- lu oyuncu, her yerdeki halkı Bey- oğlu'nda tanır. GÜNAY AKARSU AKİS

Bu sayıdan diğer sayfalar: