14 Ekim 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 44

PLAKLAR 42 nci kim olacak? ji Biret'in son plâğı, Fransa'da Vega fir- masınca yayımlanan ve Beethoven ile Brahms'ın musikisinin yer aldığı plâk, geçen nisan ayın- da, musikisever bir ta- cir olan Faruk Erengil tarafından Oo Türkiye'ye ithal edilmişti. Aradan geçen altı aylık süre boyunca, ge- tirtilen 500 nüshadan ancak 4l tanesi satıldı. Erengül, Fransa'dan olsun, Rus- ya'dan olsun, sürekli olarak sanat musikisi plâğı ithal ettiği ve bu işi zevkten önce "ticaret amacıyla yaptığı için, plâk satma yöntemleri- nin yabancısı sayılamaz. o Öyleyse, İdil Biret gibi, Türkiye'nin bir ulu- sal övünme kaynağı diye görülen bir sanatçının çalışmalarını sunan bir plâğın yalnızca 41 tane satması- nın nedeni ne olabilir? Bir plâğın, herhangi bir yayım gibi, satış sayışma bakıp, bu sayı- nın doğrudan doğruya o plâğa ve temsil ettiği dala ilgi gösteren alı- cıların sayısını kesinlikle bildirdiği- ne inanmak doğru olmaz. Sanat musikisi plâkçılığı ticaretinde bir istatistik teorisi vardır. Buna göre, en çok satan veya en çok satış yap- ması beklenen bir plâğın piyasada ulaştığı sayı, o plâğa gerçek bir il- gi >, 0 sayısının ancak on- da biridir Hesap-kitabın gösterdiği Bu teoriye göre, Türkiye'de, İdil Biret'in sözkonusu plâğının tem- sil ettiği türden bir musikiyle, ya- ni Batının sanat musikisiyle ilgile- nenlerin sayısı 410'a yükseliyor. Bel- ki bu kadar kesin olmak da doğru değildir. Böyle bir plâğı her an al- mağa hazır, fakat türlü nedenlerle bilmedikleri için- alamamış olanları da kabataslak hesaba katıp, elde edilen o sayıyı 10'la çarpınca 4000 sayısına ancak varılır. Gene 4e bu sayıdan çıkarı- lacak sonuç, Türkiye'de sanat mu- sikisini halka indirme undaki savaşın başarıya yakınlaştığını bize 44 bildirmekten uzaktır. Hele hele hafif Batı müsikisi di- ye bilinen türden plâkların âdeta ibadullah satıldığı, bazılarının es- kimek bilmediği bir ortamda... Durum gerçekten buysa, savaşa ancak oi vadeli amaçlar gözete- rek dev edilmesi Oo zorunluluğu karşısında, geriye yalnızca, 41 kişi- den öte bu musikiyle a kim kalmışsa onlara, ret'i bu plâktaki çalışının ME. hiz liklerin uzaktan o bir m sağlamağa çalışmak kalıyı Beethoven'in "Pastoral sonat'ın- da Mozart'sı bir duruluk ve hafif- lik; buna karşılık, Brahms'ın "Op. 76 Cappriccio ve Intermezzo"larında ürkütücü bir karamsarlık ve alın- yazısı tadı. Düşünülmüş ve düşün- dürücü yorumlar ve bunların doğal, rahat çalışlarla sunulması... İLHAN MİMAROĞLU ŞANTÖZ ZÜMRÜT Siz adına bakmayın KONSERLER Ankara, başta er mevsimle birlikte konser mevsiminin de açıldığı bugün- lerde, sanat hareketleri bakımından İstanbul' la kıyaslanmayacak kadar zengin Ankara'da müzikseverler meşhur Konser Salonunu doldur- maya çoktan başladılar. Hem de haftada iki-üç kere.. Bu konserle- rin yanında Othello'yu oynayan ope- ra, çeşitli bir programa sahip bale. Başkentin çalım sebebi oluyor. a kiler, "densizlik değil, yersizlik" sö zünü boşuna söylememişler. Baş. kent, ver bakımından daha şanslı. zümrüt, "İstanbul'un alaturka plâk piyasasını istilâ etmiş çingene- lerden biri mi acaba?" şüphesini uyandıran bir ad. Oysa, bu şüphe- , popüler şarkıcılarda seyrek rastlanan bir özellik de taşıyor. Gene de, Zümrüt'ün önce İstan- bul Konservatuvarına gitmiş, son- ra da Darmstadt Musiki Akademisi ni bitirmiş olması, son plâğım İs- tanbul Radyosunun yayma çıkar- mak istemeyişini önliyemedi. "Lar- go" adlı parça, radyonun Batı mu- sikisi yayın şefliğince, bazı sesleri doğru nedeniyle yayma ikarılağağıl Bach'- ın bir parçasını, oSwingle Singers topluluğunun üyelerinden Christi- ane Legrand'ı andırır bir tarzda, sözsüz şarkı olarak söyliyen Züm- rüt, kadı kızında bile rastlanacak kusurlardan, anlaşılan, kendini kur- taramamıştı ve, işte, hergün sarım- sağı birkaç sefer gelin eden İstanbul Radyosunun İl kere kılı kırk ya- racağı tutmu Bununla birlikte plâğın öbür yü- zü, gene bir Bach uygulaması olan "Bir Sevenin Şarkısı" , yayınlanma iznini kazandı. Parça, popüler mu- -ındaki Oo "Aşk mesin" ve "Bu Benim Şarkım" ii başlattığı şöhre- tini sağlamlaştırıyor. alışmalarım “Simdilik yalnız cı, gece klübü sahnelerine kesin o- arak adım atmak ama konser vermeyi düşünüyo AKİS