6 Mart 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

6 Mart 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 8 Sporcu genç!!... - Komedi - (Gençler bilse!.. Ihtiyarlar yapabilse!...| Eşhas: . . Spordan başka hiç bir şey bilmiyen bir genç. Nihal ;..... Kalbi ihtiras dolu, güzel bir kıs. Baba Mıgır. . . Otelci Birinci sahne Bülent - Nihal (Bülent: Yirmi üç yaşında uzun boylu, geniş omuzlu, kış günü bile - ağlebi ihtimal kıvırcık saçlarını göstermek için - şapkasız gezer. Nihal, yirmi yaşında ateşli bir kızdır. Nihal, mışanlısı olan Bülendin kendisile alâkadar olmayıp, sporla meşgul olmasına kizmaktadır. Ilk takdim edildikleri gün konuşurlar :) Bülent... Nihal hanımefendi 1... Çeker misiniz Nihal (Gene spor bahsi açıldığı için münfeil : ) Hayırl... Böyle bir şey için lâzım sağlam bir yürek? kürek 2... Bülent Yüzme bilir misiniz, cana can katar deniz?... Nihal ( Mastehzi: J Hayır 1... Onu uzaktan seyrederim bendeniz! Bülent Futbolü seversiniz, öyle zannediyorum?..', Nihal Hayır!... Ben stadyoma yılda bir gidiyoruml.. Bülent Mutlak biniyorsunuz öyleyse bisiklete?.., Nihal Hayırl.. Biraz şişmanım, dayanmaz bu sıkletel.. Bülent (Ne söylediğini bilmez:) Siz bir “koşucu,, sunuz, küçük hanım, mutlaka?.. Nihal Hayırl.. Hemen tıkanır: Kalbimle olmaz şakal.. Bülent şte nihayet buldum: Oynuyorsunuz tenis?... Nihal Hayırl... Nefret ederim bu oyundan bilâkis |.. Bülent Usrarla:) Hayret içinde kaldım! Boksör müsünüz yoksa?... 'Nihal (Sabrı tükenip ayağa kalker:) Hayuurl... Dayak yiyemem; merak etmedim boksal... (Odada derin bir süküt hükümran olur. genç kız peeçereden. ilkbaharın bin bir çiçek kokusunu taşıyan ruzgârile dolgun göğsünü şişirir. Sporcu genç bir gey söylemiş olmak için, kekeler:) Bülent Mayısın yirmi üçü... Bugün hava ne güzeli.. Nihal likbahar.. Ah, ilkbaharl.. Dünya cennete bedel; Gökten güneşin düşmüş yere bin bir huzmesi, Ne tatlı tabiatın nur içinde yüzmesi | Dallarda sevişiyor kuşlar âşıklar gibi, Sevda ile, çarpıyor onların bile kalbil Bülbüllerin sesini biraz dinleyin hele, Diyorlar ki: “Bu gençlik her zaman geçmez elel.., Bülent (Yerinden kalkarak:) Evetl.. Böyle bir fırsat ele geçmez her zaman, Bize çok uzak değil şu karşıdaki orman; Gell.. Haydi, al mantonu.. Gir koluma, güzelim, Seninle, yapayalnız, birkaç saat gezelim! (Nihal, hiç ümit etmediği bu hal karşısında, şaşınr. Nişanlısının koluna girer. Kapının önünde, Bülendin spor otomobili vardır. Bülent otomobilin kapısını açarak:) Bu “spor otosu, yla, uçarız bir kuş gibil... Hihal L İsyankâr: J Amanl,. Yine mi spor?.. Bıktım artık, yarebbil... Hayırl.. Şöyle kol kola yürüyelim beraber. Ötüşen kuşlar versin bize bahardan haber; Baş başa sevişiyor nasıl çiçekler bile, Nasıl, hasret çekmekten, Bülbül geliyor dilel Şu papatyalı yoldan koruluğa gidelim, Suların aktığını orada seyredelim! Hiç şüphesiz ki büyük aşıkların yoludur, Sonu şiir doludur! Sevdal buse doludur!.. Orada otururuz, öyle, baş başa biraz: Sevişiriz seninle... Bilent Hayır; yürümek olmaz, otomobile binip, açdik mı biz freni Emin ol ki geçeriz en sür'atli treni!... Bu her yerde bulunmaz, sözlerim değil şaka, Altı silindirlidir! Bu makine “Benz,, markal... (Bülent, genç kızı ısrarla otomobile bindirir, Bir an sonra rüzgârla yarış eder gibi, eren köyünden Yakacığa doğru uçmağa başlarlar. | Nihal (Gözleri hâlâ tabiyetin güzelliklerine saplanmış bir halde:) Güneş gökte parlayor, bir büyük elmas gibi, Gelincikler yayılmış, kırmızı atlas gibil... Bülent Gelincikler açılmış... Şimdi bırak sen onu, Nasıl kullanıyorum bak şu direksiyonu!.. (Otomobil yirmi dakika içinde Yakacığa varır. Bülent nışanlısına caka yapmak için otomobili önlerine çıkan bir hendekten atlatmak ister. Vitesi açar, makine giye süratile hendekten atlar. Lâkin bu mahevrâ Bülendö paha- uya mal olur; Makine sakatlanır:) Nihal İşte burada kaldık.. Gördünüz mü, küçük beyl.... Bülent I Dışarı atlayarak: | Şimdi tamir ederim.. Ehemmiyetsiz bir şeyl,.. (Bülent, sırt üstü yatarak, makinenin altına girer, Tef, kan içinde saatlerce uöraşır. Bu esnada genç kız tarlalara doğru ilerleyip, çiçek toplamakla meşgul olur. Avdette sorar) Nihal Beyfendil... Makine düzelmedi mi halâ?.. Bülent I Yüzü, gözü simsiyah otomobilin altından çıkar: ) Allahıml... Nereden çıktı başımıza bu belâ; Karburatör bozulmuş.. Bu en büyük engeldir!.. Nihal Haydi; uğraş bakalım sana bu iş meheldirl.. I Bülent tekrar çalışmaya başlar. Aradan yarım saat geçer, Gün batar, Ortalık gittikçe kararmağa başlar, Nihayet zifiri bir karanlık etrafı sarar. | Bülent Artık tamir edilmez makine karanlıkta!... Nihal I Çırpınarak: |) Gördünüz mü, küçük beyl Şimdi kaldık açıkta: Bulunduğumuz yerden, Erenköyüne kadar, I Bülent birdenbire kızın sözünü keserek, bermutat cakalı;) Adımlarımla ölçtüm: Altı kilo metro var! Nihal! Gözüm segiriyordu, işte çıktı bir keder! “ Nerde kaldılar?.,, diye, annem de merak eder! Bülent Çaresiz makineyi yolda terkedeceğiz, Yakacıkta bildiğim otele gideceğiz!.. | Nihal, Bülendin koluna girer. On dakikalık bir mmesafe- deki otele varırlar, | Ikincinci sahne Mıgır baba I Mıgır baba kapıyı açar. Müşterileri içeri alır, | Bülent Sana misafir geldik! Mıgır baba; merhabal.. Otelci Hava teptili için taşındınız galibal.. Bülent Hayır; yalnız bu gece kalacağız.. bukadar, bize iki oda ver... Otelci Boş kalmış bir odam var! Nihal Biz daha evlenmedik.. Yatamayız bir yerdel.. Bülent Iki oda lâzımdır.. Çattık en büyük derdel.. Otelci ( Bir müddet düşünür: Sonra aklına bir çare gelmiş gibi:) Iki karyolalıdır oda.. Gererim çarşaf, Ayrı odaya benzer böylece iki tarafi (Nişanlılar bunu kabul ederler, Baba Migır küçük odanın “ortasına, tavandan itibaren, büyük bir çarşaf gerer. Nişanlılar birer tarafa geçerek, yekdiğerini görmez olurlar, Odaya aydınlık veren mum genç kızın tarafındadır. Nihal, pireleri bahane ederek Bülentle konuşmak ister. Bu sirada sporcu gencin bölüğünden bir horultu işidilir, Bülent çoktan uyumuştur. Bunun üzerine, genç kızda kendi yatağına girer. ) Üçüncü sahne Nihal — Bülent (Ertesi günü otomobil tamir olunmuştur. Nışanlılar derhal binip, Erenköyüne doğru yol almağa başlarlar. Otomobilin sür'atından şiddetli bir rüzgar hasıl olur.) Nihal Bu yollarda rüzgârlar ne şiddetli esiyor, Tıpkı bir bıçak gibi, yüzümüzü kesiyor! (Bu sırada kuvvetli bir rüzgâr genç kızın başındaki tülü alup uçurur, Tül iri bir kelebek gibi, kanallarını sallayarak yolun kenarındaki büyük dıvardan aşıp bahçenin içine düşer. Nihal bir çığlık koparır) Dur, Bülenti.. Eşarpımı rüzgâr başımdan aldı, Aştı bak şu dıvarı.. Öbür tarafta kaldıl.. Bülent (Derhal otomobili durdurur. Dişarı atlayarak) Sporcu olduğumu unutmadın, sanırım, Şimdi, bir dakikada: dıvara tırmanırım!.. Nihal (Bu sözü düyar duymaz şakrak bir kahkaha fırlatır. Müstehzi bir eda ile şu sözleri söyler;| Senin bu palavranı ben pek gülünç bulurum. Bir patıska dıvarı aşamamıştın, yavrumli... Necdet Rüştü İN in 6 Mart 1923 © — Samsun mektupları Samsunda iki büyük dispanser inşa ediliyor Yeni bazı yollar ve Terme yolunda yeni bir köprü yapılacak Samsun umumi meclis âzası ( ortadaki X işaretli zat vali Samsun 29 Şubat(Hususi)—Vilâyet umumi meclisi iki aydan beri iç- tima halinde idi. Meclis nihayet geçen pazartesi günü vilâyet büt- çesini kabul ederek içtimaa niha- yet verdi. Tasarrufa rağmen bu sene Samsunun bütçesi 581,959 lira olarak tesbit edilmiştir. Bunun 253,000 lirası maarife, 116,000 lirası nafıaya, 82,000 lirası sıhhat ve içtimai muavenete, 13,000 lirası ziraat ve baytari işlere tah- sis olunmuştur. Bütçenin mütebaki kısımları daimi masraflarla yardımlara ait fasılları ihtiva etmektedir. Bu me- yanda Samsun Halkevi için 5000 liralık bir tahsisat ayrılmıştır. Vilâyet dahilinde esaslı yollar ve şoseler sabık vali Kâzım paşanın himmetile bitmiş olduğu cibetle yeni bütçede yollar için mühim tahsisat yoktur. Bu sene yapılacak yollar, geçende ihaleleri yapılmış olan Terme - Çarşamba, Bafra-Alaçam şoseleridir. Terme - Ünye arasında o havalinin müna- kalâtını durduran üç kilometrelik bir yerin şosesi ile Terme için- deki köprünün inşası için bütçeye tahsisat konmuştur. Yol vergisi dört lira olarak kabul ve tesbit edilmiştir. Salim beydir ) Bu sene vilâyet dahilinde yeni mektepler (o açılması o mümküm olmamasına Orağmen bütçenin mühim bir kısmı maarife tahsis olunmuştur. Vilâyet dahilinde 117 mektep, 245 muallim (vardır. Tahsil çağındaki 33 bin çocuktan ancan 8,478 i okumaktadır. Mek- tepleri olmıyan Terme kazasile Alaçam ve Kavak nahiyelerinde bu sene yeniden birer mektep yaptırılacaktır. Yeni bütçenin sıhhat ve iç- timai omuavenet (fasıllarındaki tahsisattan Vezirköprü ve Lâdik kazalarında birer dispanser açıl- lacaktır. Bafradaki dispanser de bu meyanda takviye edilecektir. Memleket O hastanesiyle (Frengi hastanesine verilen tahsisat geçer senekinden fazladır. Burada ge- çenlerde daimi encümen intihabı yapılmıştır. o Daimi encümene, geçen sene de intihap edilmiş olan Selim ( Çarşamba ), Ragıp (Köprü), Ahmet (Samsun), Talât (Bafra) ve yedekler de Osman (Samsun), Fuat (Havza), Hamdi (Lâdik), Kemal (Bafra) B. ler seçilmişlerdir... Zübeyroğlu Fuat Kış sporlarının hararetli devresi Isviçrede kış sporları en hararetli devresine vasıl olmuştur, Yüksek dağ tepelerindeki spor yerlerinde her gün müsabakalar tertip edi- liyor. Bu müsabakalara iştirak etmek için Avrupanın her tarafından spor meraklıları geliyor. Bundan başka buz üzerinde kaymak içinde ayrı yerler yapılmıştır. Kadın erkek, çoluk çocuk yüzlerce halk her gün buz üzerinde kaymaktadır. Resmimizde buz üzerinde kaymağa mahsus yerlerden biri görülüyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: