2 Mart 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

2 Mart 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

? ak gar ey« tuk yla tur 3 Mart 1938 Neden koca bulam AKŞAM ıyorlar ?. mm. Bir Amerikan gazetesine göre erkek- lerde evlenmek arzusu azalmamıştır “Fakat kadınlar kılı kırk yarmağa, koca beğenmemeğe başlamışlardır ,, Bed cevabı veren beş kız: Soldan sağa doğru; 1 - Varidatı Ohakkındaki ifadelerini mübalâğalı görüyorum, X- Hürriyet ve Istiklâlimi feda edemem, 3 - Yaşlı istemem, 4 - Eve kapanıp can sıkıcı bir hayat süremem, Erkekler arasında evlenme ârzusu- Bun azaldığından, bu yüzden kadın- ların koca bulamadıklarından #ık sık bahsedilir. Bir Amerikan gazetesi bu- Bun ne derece doğru olduğunu anlar Mak için tedkiklerde bulunmuştur. Bu tedkik şu neticeyi vermiştir: Er- Kekler arasında evlenme arzusu #zal- Mâmıştır. Kadınlar kocabeğenmemeğe başlamışlardır... Amerikan gazetesi bu iddiasını isbat etmek için evlenmek istiyen bir erke- İN başından geçen vakaları ve bu #dâmın uğradığı sukutu hayalleri yar yor, Gazete diyor ki: Bahsedeceğimiz erkek kirk yaşında» dir. Şimdiye kadar istikbalini temin etmek için hayatını çalışmakla geçir- MİŞ ve evlenmeği aklına getirmemiş- tir. Son zamanlarda. kendisine İyi bir Mevki yapmıştır. Gençlik arkadaşları birer birer dağıldığı, evinde kendisine kimse kalmadığı için çok si kılmaktadır. Geceleri ötedeberide gez- mekten zevk almıyor, evinde kendisi. ME'tahat bir köşe arıyor. Bu vaziyet Karşısında düşünmüş taşınmış, evlen- Meğe karar vermiştir. Kirklık bekâr erkek bu kararını ba- N tanıdıklarına açmıştır. Hepsi bunu muvafık bulmuşlardır. Fakat kendi- “İNE Şu tavsiyede bulunmuşlardır; «Sar genç bir kızla evlenme. Ard- dığın eş otuzunda olsun, aradaki yaş farkı büyük olursa belki mesud olar Mazsın...> Evlenmeğe kârar veren zat bu müs talâaları muvafık bularak ona göre başlıyor. Bu esnada talih onu otuz dört yaşında cazibeli Güzel bir kızla karşılaştırıyor. Bu kı- in güzel olduğu halde o yaşa kadar #lenmemesine sebep olan hâdise genç ie iken uğradığı bir hayal inkisa- Bİ. Onun için erkeklerden çok ür- Küyordu. Kız, yeniden bir hayal inkisarına üğr için-kırklık zatın izdivac ta- lebini reddetti, «istemem!» dedi. Va- Hdatı ve istikbale it düşünceleri hak- 1 söylediği şeyleri pek mübalâğa- bulduğunu sebep olarak ileriye sür“ Kırklık erkek araştırmalarına “de Yam ediyor. Bu sefer otuz üç yaşında tanışıyor. Ev idaresi dersleri Yeren bu kız o kadar cazibeli değildi, at zeki ve şakacı idi. Fakat bu kız day, Treği reddediyor. Bebep olarak de 5 şeyden ziyade izdivaç hayatın. hür ve müstakil kalmağa ehem- Yerdiğini söylüyor. On beş Yön fpdanberi bu gaye uğuruna mücade- ye ekte olduğunu anlatıyor. O ga- imge una herşeyi feda ettiğini ve birizdivaç oyununa girişmek ondan vaz geçemiyeceğini ilâve Otuzunu geçen kızlar aşk için evlen- a dlklerinden ve kolay kolay Aşık da ağ ıklarından otuz fçitik kızın ver- len Ted cetabına hayret elmemek 1- pe Bu gibi kızlar evlenmeğe mk gi, neden evvel çok ince eleyip kudukları için zor evlenirler. şudur ki evlenmek için orta» kaçı y akları meseleleri müdafaa eder- Bit on haklı da bulurlar, Tg» red on altı yaşlarında ve hânüz Wnceye eleme idmanına başlar Ya atı 5 - Üniversiteli arkadaşımla evleneceğim de A i Eş arıyan kırklık erkek mışken çıkan izdivaç taleplerini ka- bulde tereddüd etmezler. Halbuki otu- zunu geçince araştırmağa ve seçmeğe meyyal görünürler, âdeta bu işte birer ihtisas sahibi olurlar. Senelerce çe- şid çeşid koca tipleri tahayyül etmek yüzünden öyle bir idman hasıl ederler ki artık her talibe bir kusur bulmak- ta güçlük çekmezler. Kılı kırka yar- maktan zevk alırlar, maaşı ne kadar- dır, ne zaman zam görecek, ve- zifesi devamlı midır, yoksa muvak- kat mıdır, sene başında ikramiye alır mı, çapkın mıdır, metresi var mıydı gibi daha bilmem ne kadar suallerin cevaplarını isterler. Âdeta varacakla- nı kocanın anasının kucağından &y- pek müşkülpesend olduklarını dığı için yirmisindeki kızlar arasından kendisine bir eş aramağa karar veri- yor. Kabul edilip edilmiyeceğini pek düşünmeden yirmi beşlik güzel bir kıza talip oluyor. Bu genç kız ötekiler gibi ince eleyip sık dokumuyor, fakat derhal «yaşlı, istemem!» cevabını ve- riyor. Kırklık erkek dördüncü defa da yir- mi dörtlük bir kıza talip oluyor. Bu s€- fer artık kabul edileceğini ve nihayet bekirlıktan kurtularak rahat bir evli- ilk hayatı geçireceğini ümid ederken bu Kız da onu hayal inkisarına uğratı- yor, Çünkü bu dördüncü namzed de «Can sıkıcı bir hayat sürmek için bir eve kapanmak niyetinde değilim! ce- vabını veriyor. Kırklık erkeğin bulduğu beşinci kız daha genç olmakis beraber diğerlerin- den daha ciddi görünüyor. Evlenmek isteyen adam evvelâ onunla iyice tak nışmağa ve ondan sonra *evlenmek talebile meydana çıkmağa karar yeri- yor. Kızla birkaç defa geziyor, tiyatro- ya gidiyor. Genç kız onun kür yapma» sına bile müsaade ediyor, Fakat niha- yette bu beşinci namzed de zavallı er- keği hayal inkasrına uğratıyor. Çün- kü kendisile evlenmek istediğini kıza açınca genç kız: «Henüz evlenmeyi düşünmüyorum. Hem evlenecek ol sam bile gelecek sene üniversiteyi bi- tirecek olan bir erkek arkadaşım var, onunla eylenirdim, ona söz verdim.» cevabını veriyor. Kırk yaşındaki erkeğe beş kız tara- fından verilen bu cevapları okuduk- tan sonrasiz gelinizde kızlarımız koca bulamıyorlar iddiasına inani- MiZ. Et ucuzladı Dün her tarafta tayin edilen fiat üzerinden satış yapıldı Ucuz et satışı hakkındaki karar, dünden itibaren şehrin her tarafında tatbik edilmiştir. Her kasap, etin cin- sine ve nev'ine göre birer etiket koya- rak etin flatini göstermiştir. Bazı ka- saplarda kıvırcık, dağlıç gibi etler bu- Tunmağığı için bu kasaplar duvar lis- telerinden bu etlerin kendilerinde bu- lunmadığını bizzat tasrih etmişlerdir. Her belediye şubesinde şube bayta- rile belediye müfettişlerinden biri, iki belediye zabıtası memurile birlikte ka- sap dükkânlarını birer birer gezmiş, ilân edilen fiatlerden fazla satış yapı- hp yapılmadığını kontrol etmiştir. Ak- şama kadar yapılan kontrolde flatlere riayet etmiyen ve yahud daha pahalı #iat etiketi kullanan kasaba tesadüf edilmemiştir. (kayırcık), (dağlıç), (karaman), (w- | da kesilen Keçi, manda etleri müşteri bulamamıştır. Bu rağbetsizlik de etle- rin damgalanması kararının tatbikine geçilmesinden ileri gelmiştir. Bu da artık eskisi gibi hileye imkân veril miyeceğine bir delildir. Dün mezbahada hergün kesilen et- ten noksan et kesildiği ileri sürülüyor- du. Hafta başı olan pazartesi günleri et kesimi dalma azdır. Dünkü” kesiş, geçen haftakinden farklı değildi. Bü- tün piyasada satış tabii mecrasını ta- kip etmiştir. Zırva Alinin miarifeti fr) vesaire gibi nevilerine ve cinsle. | diği rine göre damga vurdurmağa başla. | mıştır. Ancak bu kararın dün tama. | mile tatbikine imkân bulunamamış- | tır, Maamafih bugün piyasaya çıka. | cak bütün etler damgalı ölürak satı- lacaktır, İ Şimdiye kadar mezbahada keçi ve | ade; Kasik Sade din grlenbahe. Üstündeki elbise dünkü elbise idi, Ceketinin küçük, mendil cebindeki kalem bile yerinde takılı duruyordu!.. Zavallı İhsan!.. Göz kapaklarının aralığından tavanın hep bir noktası- na bakan donuk gözleri ve yarı açık dudaklarile bir şeyler düşünüyor, bir geyler konuşuyor gibi!... Kaşları ıztırabia çatılmış, buna mu- kabil burnunun yanlarından sarkan çizgilerde meçhul bir sevkin mânaları var.. Islak ve karışık saçlarından dü- gen bir tutam, sorgu işareti gibi alnın- da kıvrılmış. elbiselerinden bir düğ- me bile eksi kdeğil Hattâ ceketinin sağ cebinden bir metre şeridinin ucu sarkıyor... Boğazım tıkanır gibi oldu, gözlerim karardı. Bir şey söyliyemeden dön- düm.. Bir burgu gibi delerek geçtiğim ka- Jabalığın arasından bu sefer bir kur- gun gibi fırlıyarak kendimi dışarıya attım. * İhsanla ayni mahallede büyümüş- tük. Her şeyi anlamak istiyen bir ço- cuktu: Sokakta oynayıp yorulduğu- muz zamanlarda bir kapının eşiğine yanyana oturur, bir türlü sırrına ere- mediğimiz büyük meselelerin düğü- münü çözmeğe çalışırdık. Ekseriya © bana sorardı: — Peki ama, şimendifer istasyona yaklaştığını nasıl biliyor da yavaşlı- yor?.. — Evet, hem de memur odasının tam önünde!., — 9p.. İkimiz birden, başımızı döndüten bu muammanın önünde dakikalarca düşünür, dururduk!.. Bu meselenin içinden çıkamayınca İhsan hemen başka bir mesele yumurtlardı; — Ben büyüyünce öyle bir saat ya- pacağım ki, derdi, geri geri işliyecek! Bunun da nasıl kabil olacağını bir hayli düşünür, kafa yorardık!.. Bu geri geri işliyen saat meselesi epey uzun sürmüştü. Her işi dalma teknik tarafından gören İhsan buna bir türlü kulp takamamıştı. da (1) den (12) ye kadar yanlı olan rakamları tersine çevirerek (12) den (ye da vardı.. Adamcağız ne zaman oğlü- na bir oyuncak otomobil, bir şimen- difer, bir vapur alsa oğlan iki günde hepsinin hakkından gelir, parçalar, atar, arkasından da bir temiz dayak yerdir. sa «bakalım han- gi gün dayak yi- > yecek?» diye bek- 77 leşirdik!.. İhsanın bu hu- yu ziyankârlik- tan, kıymet bil- memezlikten de- ğildi. Bilâkis o hepimizden çok kıymet bilirdi. Hattâ ik defa bir yol silindiri görüp arka- sına takıldığımız gün bu şeytan işi icada en çok İhsân hayran olmuş, be- genmiştir.. merakından başka bir şey değildi. Öyle ya).. Bir teneke parçası ki bir ta- rafından kurulunca bizim gibi yürü- yor.. fakat bizim gibi canlı değil, ye- miyaor, içmiyor!.. Nasıl merak edil- mez? İhsan büyüdükçe bu merak da on- da kökleşti, Küçüklüğünde içini açıp karıştırdığı oyuncaklara artık tenez- zül etmez oldu.. Onun bir gün duvar saatini kırdığı, dikiş makinesini bozduğu, bir gün de eniştesinin fonoğrafını parçaladığı için dayak yediğini duyduk!.. Fakat evde dayakla karşılanan bu merakına Sahife 7 İZ AYY. TAN) Yazan ve resimlerini yapan: Cemal Nedir mes NO, 16 mukabil o, mekltöpte hikmet hocasın- dan tam numara alırdı. TamiŞtI. side takdir edip mektebin bozulan sillerini tamir etmek imtiyazını İhsa- na vermiştil., bütün arkadaşlar bir olup ona ad tak- tık: Elektrik İhsân!., İhsan da'sanki etrafından böyle bir

Bu sayıdan diğer sayfalar: