16 Mart 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

16 Mart 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TAP > 7 Tai Büyük harp gemileri etrafında münakaşalar Mütehassıslar “ 35 bin tondan yukarı gemilerin kıymeti yoktur ,, diyorlar Japonyanın 46 bin tonluk harb ge mileri inşasına karar verdiğini bu sa- tırlarda yazalıdanberi geçen bir kaç hafta zarfinda Avrupadaki büyük de- niz devletlerile Amerikanın çok endi- şeye düştüğünü ve onların da bir ta- kım ayri büyüklükte harb gemileri inşasına karar verdiklerini bildiren bir çok haberler neşredildi, İngiltere- hin Amerika ve Fransa ile bu husus- ta müzakereye giriştiği ve bu müzakı relerin neticesinde bu üç deniz devle- tinin çizeceği deniz inşeat programı- na ait ana hatların belli olacağı işi- tildi, Bir taraftan bu müzakereler ce- reyan ederken diğer taraftan İngilte- Te önümüzdeli sene içinde 2 harb ge- misi, 1 tâyyare ana gemisi, 7 kruv zör, 3 tahtelbahir, 3 mayin gemisi, 2 nehir gambotu, 2 depo gemisi, ide tamir gemisi inşa etmeğe karar verdi. Bu gemiler hakkında tafsilât yok- tur. Yalnız bu inşaat için top yekün 123,707,000 İngiliz lirası»sarfolunaca- ğından bahsediliyor. Bu kararsızlık Japonyanın program Haricinde gemi inşa etmiyeceğine dair teminat ver- meklen sişşinkâf çeylemesinden ileri geliyor. Onün İçin, inşaat hakkındaki teferruat mali sene zarfında vaziyı icablarına göre tesbit edilecektir. Herhalde - ne İngilterenin, ne de Amerika ve Fransanın pek büyük harb gemileri iışasına taraftar olma- dıkları görülüyor. Olsa olsa İngiltere- nin, yeni harb gemilerini 42 - 43 bin ton olarak inşa edeceği söyleniyor. Bir taraftan büyük deniz devletleri Japonyanın 46 bin tonluk harb gemi- leri inşa etmekte olduğunu ve bunları şimdiye. kadar harb gemilerinde gö- rülmemiş büyük toplarla teslih edece- gini işittiklerinden dolayı Japonyayı taklid etmeğe teşebbüs ederlerken. di- ger taraftan gösterilen bu heyecan | esassız olduğunu iddia eden deniz mü- tehassısları da vardır, Bunların iddi- asına nazaran Japonyahın azami had olarak tayin edilen 35 bin tonu aşma- sı endişeyi muçib olacak bir hal değil- dir; Bu endişe olsa olsa'halk arasında baş gösterebilir. Çünkü deniz inşaa- tından anlamıyan avam kısmı gemile- rİ tozajına ve toplarını'da çapına gö re ölçerek hüküm verir, Halbuki Ja- ponyann hareketinden doğan yeni vaziyeti mütehassis | gözile kavrıyan bahriyeliler. bu şaylalardan dolayı €n az heyecana kapılanlardır. Bunlar diyorlar ki; «Farzedelim ki büyük deniz devlet- leri 35 bin tonluk harb gemileri inşa ve burları beherinde üçer top bulu- nan üç küleye yerleşlirilmiş 9 aded 14 pusluk Loplarla teslih ettiler, Buna mukabil farzedelim ki başka bir dev- let de bir kaç tane 43 bin tonluk harb gemisi inşa ve bunları 16 pusluk top- lârla teslih etti. Bundan ne çıkabilir? Bir kaç tane harb gemisi diyoruz, çünkü daha fazla inşa edecek olursa ilk inşa edilenler hizmete alındıktan in sonra duyulacağı için onlardan son- İngilterenin 41 bin tonluk Hood zırhlısı rakilerin gizlenmesine imkân yoktur. Daha büyük olan harb gemisinin temin edeceği ilk ve kati faide topla- rmn daha büyük çapta olmasıdır. Yoksa geminin büyük olmakta haddi zatında bir fayda yoktur, çünkü gemi top taşıyan bir kaleden ibarettir. Da- ha büyük topun menzili daha fazla dır ve bu daha çok tahribat yapar. Bununla. beraber merminin daha uzun mesafelere erişmesi mutlaka el- zem olan bir şey değildir. Her ne ka- dar daha büyük olan harb gemisinin zırhları da daha kalın ise de düşman hücumuna karşı koruyacağı kütle da- ha fazla olacağı için mukavemet kuv- Yeti de ayni nisbette azalmış olur, Bir de daha büyük harb gemisi da- ha fazla mahrukat taşıyabileceği için daha uzun seferlere mütehammil ola- | bilir. Ancak bir kere harbe tutuştuk- tan sonra bu tahammülün de'ameli bir faydası yoktur. Daha büyük harb gemisinin daha kuvvetli bir harb mia- kinesi olduğu aşikârdır. Fakat, önun “bü yüksek evsafı herzaman harbi ka- zanacağını temin eder mi? , Materlalist olanlar ihtimal ki bu Suale «övet» cevabını verirler; halbu- ki.taktik bakımından düşünen bir kimse tereddüde düşer ve harbin mut- İaka daha küvvetli olan tarafından kazanılmıyacağım hatırlatır. İngilte- Tenin kabül ettiği 14 pusluk toplar gibi, deniz harbi için tasavvur oluna- bilecek bütün ihtiyaçları tatmin eden bir top mevcud olduktan sonra ondan daha büyük bir.top nasıl düşünülebi- lir? Tasavvur edilebilecek fayda, da- ka büyük, bir topla teslih edilmiş ve daha kalın zırhla mücehhez, daha bü- yük bir.genşinin bugün kâfi derecede büyük görülen bir gemiyi kadro hari- İ cine çıkarması demek midir? Cihan tarihinin kaydettiği en bü- yük deniz harbi olan Skajerak muha- rebesini gözümüzün önüne getirelim. O muharebeye iştirak eden Alman barb gemileri karşılarına çıkan İngi- Uz barb gemilerinden daha küçüktü. Alman harb gemileri 12 pusluk, hattâ bazıları 11 pusluk toplarla teslih edil- mişti, İngiliz harb gemilerinde ise 13 Pusluk toplar vardı. Bunların 14 pus- luk toplardan sayılabileceğini her topçu mütehassısı bilir. Bunları kaydettikten sonra bir de muharebenin verdiği neticeyi hatır- Jatarak ona göre muhakeme edelim; izlerin 18 pusluk toplarla teslih eğilmiş olan «Kvin Meri» ve 12 pus- Tuk toplaris müsellâh «İndefatigebi» harb kruyazörleri 11 pusluk toplarla , müsellâh Alman harb kruvazörleri ta- rafından açılan ateşle batırıldı. Alman kruvazörleri daha büyük toplara ma- lik olsaydılar daha büyük iş görebi- irler miydi? O büyük deniz harbinin İngiliz ami- rali Biti'nin mütaleaları bu hususta bizi tenvir ediyor. İngiliz amirali ken- di. gemilerinin 13 pusluk toplarının menzilini 23 ile 24 bin yarda arasında - tahmin ediyordu,: 12 pusluk topları için ise 18500 yara kabul ediyordu. Alman harb kruvgzörlerinin topları ise Alman amiral! Şer'in ifadesine na- İ zaran 19674 yarda uzağa kadar erişe- biliyordu, Şu halde İngiliz harb kru- vazörlerinin 13 lük toplarının menzi- inden iki mil daha uzundu. İngiliz amirali Biti bu menzil far- kından istifade ederek daha geriden | ateş etmeyi ve düşman ateşini tesirsiz bırakmayı hatırına getirdi mi? Hayır etmedi, çünkü Skajerak muharebe- sinde amiral Biti tarafından verilen amiralin harbe tutuşmak için en mu- vafık menzili 16000 yarda olarak ka- bul ettiği görülüyor. Bunu böyle olarak kabul ettiğimiz takdirde, Japonyanın gizlice inşa et- mekte olduğu büyük harb gemilerin- den"dölayı o gemilerdeki töp mengili- nin daha uzun olacağını “düşünerek endişeye düşmekte mahal yoktur. İn- gili amirali Biti'nin bu mesele hak- kındaki mülâhazalârını burada anlat- mağa imkân yoktur. İngiliz hüküme- ti tarafından neşrolünan “harb tari- hinin $ üncü cildiin 333'üheü sahi- fesindöki deniğ hârekâtı”behsinde bu hustista ğihât vardir. ; Bu mülâhazalâida eri giyâde göze çarpan yoktalar. 16000 Yardanih ate- şi iyi” fârassud “ötmek İçin © kadar uzak bir mesafe olmadığı, merminin seyir müddeti olan 26 saniyeriin çifte sabö endahtına uyguri ve top ateşini yükseltmeğe elverişli olduğu ve o Za- mar İngiliz donanmasına mensup harb gemilerindeki büyük: topların bu. azami mengilinin düşman torpitoları- hin melizilini aşmağa kâfi geldiği mer- kezindedir. Hulâsa,“daha uzak mesa- feden harbe girişmeğe teşebbüs etmek cephane” sarfiyatında israfı Süratle arttırmağa başlamaktan başka bir şey olmasa gerektir. | harb emirleri tetkik edilecek olursa | Ufkun ötesinde kalan ve görülmi- yen düşman gemilerine karşı muaz- zam mermiler savrulması kabiliyetin- den hiç bir fayda hasıl olmıyacağını iddir etmek de doğru değildir. Yalnız şunu demek istiyoruz ki ne mermile- rin ağırlığı, ne de mesafenin uzaklığı itibarile o kabiliyetten fazla bir fayda memul değildir ve Japonyanın esra- srengiz deniz inşaatını da buna göre mütalea etmek lâzımdır. Japonların bugün 16 pustuk toplarla teslih edil miş Mutsu ve Nagato adında iki harb gemileri yardır, Japonlar bunlara ilâ- ve olarak daha fazla harb gemileri in- şa ederlerse bundan ne çıkar? İngil- terenin 'de, biraz daha eski olmakla beraber, Nelson ve Rodney adında 16 pusluk toplarla müsellâh iki harb ge- misi yok mudur?» A.CD. İzmitte Şark Pazarı Sadeddin Yalım Ticarethanesi Kocaeli yilâyeti mektep kitapları satış ey Döneniri gözleri yaprak yeşili, Dönenin aşkile canlar deşili Gelmiyor çekilen hasretin sonu, En fazla seviyor dört kiş! onu. Birinci âşığı bir genç apaştı, Bu sevde yel gibi başından aştı. Bir bıçkın: omuzuna #lmış ceketi, İ Başında sol kaşa eğmiş kasketi, Şayaktan pantalon; paçaları bol Üstünde ok resmi dağlanmış bir kol, Alnına dökülmüş dağınık saçı, Eskiden raslanan bir tulumbacı, Genç kıza yazdığı şu aşk mektubu Ruhunu anlatır, kendisidir bu: Güzel kız!.. Köledir sana külhanlar, Bıçkmlar önünde duruyor salta!.. Muştayı yiyince dünyayı anlar Haber ver birisi olursa bal * Bakınca tutuştu gönlümün kavı, Koş baha, gelmiştir bu aşkın tavı!.. Sen balık etinde bir deniz avi: 'Plâjda alınışira.ben sana olta!.. * Peşinde tutgunlar kalabalıktır, Abayı yakmıyan sana alıktır!., Dediler: çok şişman!. dedim: kışlıktır! Feng mı?.. Bak şunun yediği halte!.. * Hoş değil bu sıska kızların biri, Marula benzersin: göbeğin iri! Sans göz koyanlar kalır mı diri: Çelmeyi ştınca alırım alta!.. * Seninle yapalım gizlice düğün, İ Yanmda kalayım bir gece, bir gün! . | Razıyım o sabah e! | Gittiğim yer olsun isterse Malta!., nler sürgün: * Hey anam!.. Bakışın sustalı çakı, İnsana seçtirir karayı, akı!.. Aşkından içerim binlikle rakı, Bir sağa, bir sola vururum Yoltaf,. Apaşın mekdubu kızı korkuttu, Bü nasıl €şkiya, nasıl bayduddu Elbette evlenmez bir serserile; Eerifin yüzüne bakmadı bile, ie Bir paşazadeydi ikinci seven, Sen gelde bu zübbe adama güven!, Barlarda geziyor bu genç her gece, Prenkçe söylüyor, varken öz türkçe. Halini anlatmak görmekten beter, Yazdığı mektubu okumak yeter: Başlayım derdimi sie açmaya: Hürmetle yaparım önce reverans!.. Müşeri!.. Bir akşam geliniz çaya, Sizinle edelim bir parçacık dansi. * ği Mon amor!.. Bakmakla doyamam size; Oipek kâküller olmuş #rize!?... «Virjinsin «polsuyum.. geleyim dize, Aşkımı söyliyeyim, demeyin: silâns!.. Balayı yapalım kâçıp bir yana: Beraber gödelim “*Dövibe «Kansal;; O kümral sâçlari koklatın bana, Bu bence dünyada &n güzel &sans!, * Yolumda hir sonsuz hasret göründü, Aşkımız «Romeo jülyetne döndül.. Aylardır sanmayın ümidim söndü, Elbette bana da yardım eder şanal., * İdeal kadınsın.. İçim eriyor, Döne'nin 4 seveni Yazan: NECDET RÜŞTÜ 16 Mart 1938 beni öldürüp yere seriyor! mi görenler diskor veriyor? azıktır, bu kızdan vaz geç, ekselânsluğ * Ben si: Tüker adayıp Bir buse veriniz avansı. Güzel kız kalbinde bii nefret duydu, Dünyanın ön zübbe âdamt buydu. Fibette uzanmaz bu gence eli Dururken kendinin güzel öz dili, Yabancı sözleri parahıyordu Frtiikçe kelime sıralıyordu. Sevmedi; âdetâ düşmai kesildi, Or da'toz gibi gözünden sildi. iğ Üçüncü seveni: bir iş adamı Pırlanta diyerek yutturur camı, Alinin başından külühı alır, Veliye giydirir; hep #âtir"kalır. £ Küstahtır, pişkindir, düşmez tasaya: * Parayı toplamak için kasaya, Kalmiyor hileden, düzenden geri. Elinde bir koöa kasap süngeri, Silmeğe uğraşır kara yüzünü. Geceye kalmışlır ö gündüzünü: Her zaman bir başka kalıba girer, Bin dolap döndürür, muradk eref, Döneyi isteyen bu çam sakizı Kızdırdı bu adi mektupla kızı: Güzel kız!.. Çok parlak istikbalin var, Ticarel işinde basmam mantara! .; Zenginim; “kasamda duran altınlar Tartılmaz vurulsa hattâ kantara!.. * Doludur, görünmez kesemin dibi, Gönüller zaptettim ben Karon gibi! için çünkü her kalbi altından bir anahtaral., * Bana var; gel, çatma o samur kaşı; Pırlanta bir taçla süsle o başı, Plâtin kutuda pudranı taşı, Elmaslı tarakla saçını taralı, * Benimle evlenen murada erer, Altını kucakla önüne serer! Dalma kalıptan kalıba girer, Bin dolap döndürür, ben gelmem daral N Gözleri hiddetten parlaya, söne, Bu iğrenç mektubü Şırtmıştı Döne. Kendine -bilmişti bunu büyük zül, 'Elmedi bakmıya bile tenezzül: rig Dördüncü seveni, cândan seveni: Bif uzak yerdeki köy“öğretmeni. Adini kim anar, onu kim söyler, Şelilrden üzakta, Mesken! köyler. Ne para arzusu, ne caka, ne şan; Feragat sahibi, seğsiz çalışan Nağhuslü bir gençti, asti türküt'bu. Yazmıştı bu kısa, temiz mektubu: Seği lik görüşte yüreğim durdu: Sevgin bir bıçaktır, bağrımdan vürdüleği ; Ey güzel #evgilim!., Fakat övünme; Ben sönden ziyade severifi'yurdul. Davullar çalındı harman yerinde. Atlılar göründü. Geldi gelin-de, Mektebin yanında tek katlı bir ev. Bir ana öğüdü: karını çok sev. ) Yazmadan bir duvak. Basma bir ete Çevrilen kuzular. Şarkılar. Gerdek. Bu yurdu seven genç, bu köy hocası Olmuştu Dönenin mesud kocası. Aydm (Akşam) — Aydan vilâyeti, zeytin mıntakasındaki yerler arasnd8 İ büyük ehemmiyeti haizdir. Bu yıl, zeytinlik sahiblerine fenni geytinciliği, 2€7* tin budama ve toplümâ usullerini öğretmek için mıntaka Ziraat müfettişliği tarafından Aydında bir zeytincilik kursu açılmıştır. Bu kursta yetişenle, zeytin mıntakasına yayılarak yeni şekilde zeytin bakım usullerini tatbiki başlamışlardır. Yukarıdaki resim, Aydın zeytincilik kursunda yetişenleri gösteriyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: