20 Ağustos 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

20 Ağustos 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Plâjda bir artist yeni bir dansın figürlerini arkadaşlarına gösteriyor, bu çok hırçın bir danstır dansörün çevik olması lâzımdır. Atlantik denizini daha süratle geçerek * Normahdiden mavi kurdelâyı alan Kuin Mari ve kaptanı “Londrada hava manevralarında yeni i toplarla mefruz düşmana ateş ediliyor | Yeni bir filim çevirmeğe başlıyan Nora Gregor Belinden Nevyorka 25 ve Nevyorktan oBerline 20 saatte gidip gelen Alman Conder tayyarei Berline dönüşünde halk tarafından hararetle alkışlamrken, köşedeki tayyarenin pilotudur. Sahife 9 Eski ve yeni Istanbul Münakaşa mevzuu olan Ibrahim paşa sarayı (Baş tarafı yedinci sahifede) | Tabiatile, fazla sofu olanlar tarafın. dan homurtular başladı ve Fügani iş- minde bir şair tanzim ettiği bir hieviye. de şu mânada bir beyit yazmıştı! «Dün, yaya iki İbrahim geldi. Biri putları kır. dı, öteki de dikti.» Dü İbrahim amed be deyri cihan, Yeki büt şiken, digeri bât nişan"(3) Bu mukayese yüzünden, şair, bir eşe. ğe ters bindirilip şehirde dolaştırıldık- tan sonra idam edilmiştir. Şaire karşı dürüşt muamele amma, anlaşılan hikmeti hükümet böyle icap ettirmiş: Mürteciler bağkâ türlü su: turulamıyacakmış... İbrahim, Macaristandan İstanbula kütüphaneler naklettirmek suretile ilim sahasındaki geniş düşüncesini gös termiş, hele ne serbes fikirli olduğumu da şu misalle anlatmıştır: 1527 senelerinde İstanbulda Kabız (kaf, elif, be, zad) isimli bir müctehid zuhur ederek: — Hazreti İsa, Hazreti Muhammede faiktir, çünkü... - diye bir takım deliller saymağa başlamıştır. İ Kazaskerler, bu iddidaları dinlemiş- ler, fakat cahil kimseler oldukları için çürütememişlerdir. —Hikmet: bikatlihi!» den başka söz süyliyememişlerdir. İbrahim, bu hükmü, idam için kâfi bulmayınca, padişah: — İsayı Muhammede tercih eden bir kâfir niçin cezalandırılmadı? - diye haykırmış, İbrahim de: — Kazaskerler salim delillerle mü- dafaa edecek yerde hiddetle mahküm ettiler. Bunun içindir ki hakkındaki isnadattan dolayı cezalandıramadık! « der : Padişah Şer atı bilmek kazaskerlere mah- Sus değil » cevabını verince, zama» nın âlimleri toplanmış, Kabızı ikna edecek deliller bulmuşlar; fakat O bun. lara kani olmadığından katle mahküm olmuştur. Kabız fikrinde sarsılmaksızın ve son nefesine kadar içtihadından dönmeksi- 3in cellâda kendini teslim etmiştir. İbrahim ile metbuu münakaşayı se- | viyorlardı. Hattâ, bahsi geçen sünnet düğününde birçok hocalara sualler sor muşlardır, İyi cevap verenler alkışlan. mış, veremiyenler, yahud tereddüd gösterenler sükütla cezelandırılmıştır. Süleyman Halife isimli bir müder- ris bir sorguya karşılık bulamadığı için menzul olarak evine Bakledilmiş, ora- da ölmüştür. İbrahim paşa bizzat talâkatlı bir zat tı. Macar elçisile uzun uzun muha- verelerini tarih zaptetmiştir. Birkaç cümlesini alıyorum: — Bilirsiniz ki, Macarislanın parası 'me- nabil kalmantıştır. Bu halde senin efen- din padişahı metbu banısın.. Onun kude retinden istimdad etsin.. O zaman yar dım eder, yal Ferdinandı (Avusturya devletini) değil, bütün onun dostlarını da mahveyler; onların dağlarını atlarımısın ayaklarile ova yaparız.. Ben sana Türk usuliyle söyledim: Türkler, ax söyler, çok yaparlar. Sen benim günldüğümü gö- rüp te taaccüb ediyorsun. | Kıbemı- an okuvvetile fethettiğimiz yerleri iste- meğe çeldiğin için gülüyorum. Malümün olsun ki bizim şahin pençesinden “daha korkunç pençelerimiz — vardır. Ellerimiz, bir kere koyduğumuz yerden çekilmez Meğer ki kesilsin. Yer gökten düşen her di alır. Biz de onun gibi bize söyle- niler zlerin cümlesini, bahusus bir 88- fir tarafından söylenenleri o hatirımızda tutarız. Lâkin bizim uzun kollarımız var, Sizin de uzağı görür gözleriniz vardır. Ne çgirane bir siyasi edebiyat... Fakat ayni zamanda da bilgiye müs- tenid. İspanyadan gelen bir sefiri, pa- şa boyuna sıkıştırıyor: — Fransada ziraat niçin ilerlemiş de İspanpada geri kalmış... İbrahim paşa hakkında! Nemselil Je anlaştığı için Viyanayı sukut ettir- medi!» derlerse de, Hammer buna dair hiç bir membada bir vesika elde ede- mediğini ve bu iddianın doğru olamıya- | cağını yazmaktadır. Sulh için Avusturya elçisi İstanbula gelip'de para teklif ettiği zaman, İbra- him parmağile Yedikuleyi göstererek orasının altınla döpdolu olduğunu söy» lemiştir. (Böylelikle, bu mevzuumuzda Yediküleye temas etmiş oluyoruz.) İbrahim, artık kendini padişahla eş görmeğe başlamıştı. Hattâ selirlere şu sözleri söylediği bile vesikalarla tesb!t edilmiştir: — Benim yaptığım. yaptıktır, Bir se- yisi paşa haline getirebilirim. Efendi- min malümatı olmadığı halde istedi- gim gibi memleketler, krallıklar vere- bilirim. Onun verdiği şey, benim ten- sibim olmazsa iradesi esersiz kâlır. Bi- lâkis benim emrettiğim halde o tensip etmezse benim emirlerim icr ki, deği! imdedir. De etim altındadır. a olunur Paşa, İskender Çelebi isminde gaj kıymetli, nüfuzlu ve faydah bi Siyeti de haksız yere öldürtmüşt disine «serasker sultan» ünvanını vet- miş ve bu ünvanla imza atmıştı. B padişahın içine «Acaba vezirim benim yerimi mi alacak?, şüphesinin j kâfidir. Bilhassa Misırdaki Ahmed pa- şanın «Sultanslığını da hatırlamıştır İşte yukarıki haberleri öğrenince, bu mukayese ve şüphe üzerine, bir mezarı gecesi, padişah, arkad şını if. tara davet etti, Sarayda boğdurttu Hurrem sultanım da bu işte parmağı olduğu iddia edilir, Boğ'ulmanın ne şekilde olduğuna da- ir tarih birşey tesbit etmiyor. Yalnız epeyce mücadele olduğu ve duvara pa- şanın kanı sıçradığı, bu kanın da bir asır kadar O duvardan çıkmadı ğı zik- rediliyor, Ne gariptir ki, İbrahim Sezar olma- ğa üzeniyordu. Ölümü de Sezarın yıl. dönümüne raslar: 15 mart Sultan Süleyman, mecbur olduğu bu idama pek acınmş hattâ bir mersiye yazmıştır: Bu işe zaruret duyduğunu fakat kalbinin yandığını söyler. İbrahim paşa, bir sefaret raporun. da tarif edildiği üzere, orta boylu, es- mer tenli, beyaz çehreli; alt çenesinde gayet keskin ve biribirinden fasılalı beş dişi dikkati celbedeen eşkâli kariciyeye malikti. Azim bir serveti vardı. 5000 esiri ara- sındaki 400 has askeri sırmalı külâh gi. yecek derecede şıkta, Sarayı, bütün vüzera saraylarının en muhü di. Kendisine (Frenk İbrahinı paşa) da denir. Ölümünden evvel şöhreti (Mak- bul İbrahim paşa) imiş; sonra (Mak- tul İbrahim paşa) olmuş!. Galatada Canfeda tekkes lüdür. Mezarının üzerinde $ ağaç çıktığı geçen asrın kita; yazılıdır. Kumkapı civarında da bir tarmıştı. nde gömü. a bir plarında a i yap» Yürük Çelebi (3) Ata bey, oğlu Nurullah Ataş birade- rimiz gibi her kesin yanlışını ve dikkatsiz Mğini kitabinda, yüzüne vurur. Ben de, ikinci mısrağı verinsiz kayde geri) yerine (yeki) dediğini yazayım. İyt hasırmış, fakat nazmi gevşekmiş galiba Posta ittihadına dahil olmıyan - memleketler: Seneliği 3600, altı 1900, üç aylığı 1000 kuruştur. Adres tebdili için yirmi beş kurusluk pul göndermek lâzımdır Cemaziyelâhir 23 — Ruzuhizır 107 8. İmsak Güneş Öğle İkindi Akşâm Yatsı ». 821 1016 814 9oz 1200 140 Ve. 324 SISİZIT 1805 1062 2041 İdarehane: Babığlı çivarı Acımuzluk sokak No. 13

Bu sayıdan diğer sayfalar: