28 Ocak 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4

28 Ocak 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

-ııılıpı göütürer Şehzad-urkud o kadar dalmıştı ki, UZ SE Kapıağası-Esrarcı V nın odaya girdiğinin farkına bile varmamıştı Tezkereci efendi, dışarıya çıktı, Br sast sonra ber şeyi hazırla- mıştı. Sahte mektup da kapa- tılmişti. . Tezkereci refakailade — br bölük ağasile buzura çıktı. — Geldiniz mi?. Bana bek Ü ağal. Şu mekiybu alacak, der: hal Manisaya giderek va'i Kor- kud efendiye verecaksin.. Zinhar —ağzından bir şey kaçırma!. Bunu yeniçeri ağalarının, yayabaşıların gönderdiklerini söylemekle mü- kellelsin. — Peki padişahım!.. — Fakat dikkat etl Üstüne şüpheyi davet etmel, Haydi ba- — kalım vazfende muvafiak ole- — mazsan kara gömleği giy de öyle gell. — Böük ağası sarardı ve huzur- — da eğilerek dışarı çıktı.. ”. Korkud. Manisadaki sarayın- da; can sıkıntısı içinde gezini- yordu. — Vazyet ne olacak?.. Ah: met bir tarafta, Selim bir ta- — Talta, ben bir tarafta... Padişah- lık hakkı. benimd. Rabwetü — babamin hatalarıle - tahti elim- den kaçırdım. Diye düşünüyordu, Akıbeti — iyi görmüyordu. Kardeşi Seli- — min, her hangi bir vesveseye kaplarak kendisini öldürtmesi C iht mali fazlaydı.. * Bu da hayat mıydı ya?,. Şeh- zad-ik, valilk bunun — neresn- © deydi? Mütemadi br üzintü, — Mmütemadi bir endişel.. Kapağası içeriye girmiş, avak- ta dıypyordu, Korkud . hâlâ dü- Üüfokdu."O kadar daldırmıştı ki, Kapıağasının girdiğinin far- — kımnda bile değildi. Ağa özsür Güç Korkud buprar kaldırdı; — Sen buradamıydın? Ne a, ne var?. “Diye bağırdı. Ağa kekeledi: »— Şebzadem, arzetmok ster: O dmki. Korkud sinir buhrani içir deyd: — Arzetmek — istemeyiver, kim geldiyse kovl. Deffaup git — ginler. Kimseyi görmek istemi- yorum.. — Şehzadem bir mektup ge- tirdiler de.. Korkud, durdu: — — Mektup mu, ne mektubu — imiş o? — Bilmiyorum, işte onun için. — — Yani mektubu getiren ken- disi gelmek istiyor öyle mi? — Evet, ayni keramet dev. — detlüm. — Çığır öyleyse bakalıml. — Kapağası dışarı çıktı, Korkud: — Acep ne ola?. Diye murıldandı. Bir az sonra ANADOLU Günlük siyasal K gazete bıb ve b harri Haydar Rüşdü ÖKTEM Ümumi neçriyat ve yazı işleri mödü. at Hamdi Nüzhet ÇANÇAR —— İDAREHANESİ Hmir İkinci Beyler sokağı CHlolk Partisi binası içinde Telgraf: İzmir — ANADOLU Teleloni 2776 « Posta kutusu: 405 Abone şeraiti — Yallğa 2400, el aylığı B00 Yabancı n ğ tenelik abene ücreti 27 liredız ANADOLU MATBAASINDA — BASILMIŞTIR Hakan Selimin adamı, bölük ağası içeriye girdi. Ağa, etra- fina — bakindi; — Kimseler yokl!. Eğildi, Korkudun eteklerini öptü, Korkud, avuçları ile saka- hnı yakalıyarâk düşündü: — Ben bu adamı tanıyorum amma nereden?, Bölükağasının yüzüne dikkatle bakıyordu. Hat rlamıştı. İstanbulda Yeniçeri medrese- sine misilir olduğu gecelerde ona rasgelmişti, — Hayır ola ağa!, Bir şey mi dilersin? — Efend'mize — beşaretavor haberleri hâmil bir ariza çetir» dim. — Kimden? Biraderim Ha- kanı muazzamdan mı? — Hayır ey Şehriyar, hayır!. Biz, onu Hıkan olarak tanım- yoruz ki.. Bizim Hakanımız zatı haşmetpenahileridir. Korkud şaşınr gibi oldu: — Anamadım. Yoksa yanlış mı işitiyorum. Otur, şöyle otur bakayıml. Bölük ağaşı, birinci partiyi ka: zanmişt. Mektubu çkardı ve Şehzadeye uzattı. Korkud, bir hamlede mektubu Laparak sür- atle okumağa başiadı. Şehzade her satırda renkten vyenge griyor, gözleri mesud bir tebessümle — aydınlanıyor, sakalk titriyordu. Az kalsın bö- lük ağasının önünde mektubu öpecek oldu. Son şatırı oku: yunca: — Efendim, emindim, aster kullarımın bana sadakatlerinden emindim, Ben de onları — seve- tim.. Dedem Fatihtena sonra.. Hagi şu kısack saltanat zama- pım yok mu?, Ah, ah.. Ta o zamandanberi ordu beni sever, ben de orduvu; Söyle bakalım, başka neler var? $ — Sonu Vır — Narlıdere cinayeti davası! Dünkü duruşmada idam mahkümu- nun avukatı Bay Mahmud Esad Bozkurt bulunamadı Narlıderede sazlıkla: arasında | pusu kurmak — süretile kaşab Müustafayı — çifte tüfeğle taam- müden öldürmetten — suç'u Ha- san ve oğlu İbrah min Ağırceza mahkemesinde yapılan dyruş- maları neticesinde Hasanın, ve- fatı dolayısi e onun hakkındaki âmme Gavasının sukutuna ve İbrabimin idamına dair verilen | karar, temyiz beyeti umum ye- since bozulimuş ve iade edilen evrak üzerine yeniden yapılan duruşmada bozma kararına itü- baen karar verilmişi Bu karar üzer.ne şahid celb- edilmiş ve bozma kararı daire- sinde dön müvaceheleri yapıl- mıştır. Hâdiseyi daha - ziyade hatırlıyabilmek için şu tafsilâtı tekrar vermek mecburiyat!ndeyiz: Ölü Mustafanın karısı Zehta, kizi Meryem ve oğlu Hasan namındaki çocuk bu hâdisenin şahididirler, aycıca Rıza, Güllü, İbrshim adındaki — şabıslar da âmme şahidi bulunmaktadırlar. Dün bu şahidlerden Rea, Göllü, Zebra, Meryem ve Ha- san gelmişler ve kısıgen muüva- cehe yapılmışlardır. Evelce din: lenen Abbas vefat ettiği için Öür tar hi tetkik edilecektir. Dünkü muvaceheye gelince, bu bâdiseyi ilk defa gören mak- tulün karısı Zehra olmuştur. Zehra kocasının alkanlar içinde yere yuvarlandığını görünce fer- yada başlamış ve ilk dela kar- şunna rastlıyan — kizi - Meryeme ve soura Rızaya hâdişeden ma- lümat vermiştir. Şahidlerden Rıza - ve dün verd kleri ifadelerde: —— Zehraya rastladık; kocamı katırcılar vurdular; yetişin! Diye muavenet talep ettiğini Küçük Hasan da: — Bena evde idim, eniştem Mustafa geldi. Babamın nerede || olduğunu sordum. Abbasın çar Güllü | dağına gittiğini söyledi, Blâha- || ise Vukungeldi. re de bu hâdise Dem ştir. Bu muvacehelere karşı ne dyeceği suçsudan soruldu.. Suçlu İbrahim ayağa kalklı. Elerile parmaklık'ara dayandı. Ve mellu bir. ilade ile: — Öli Mustala, arsadan mı, önden mi vurulmuştur? Şahitlere sorunuz? diye bir teklifte bu- u du., Suçlünün — kazısı, — kocasının arkadan vurulduğunu söy.eyince suçlu: — Hahl İşte yalan'arı mey- dana çıktı. Bunlardan bir kısmı benim ön taraftan geldiğimi gördüklerini söylemişlerdir. Ön- den gelen bir adam, nasıl olur da karşsındakini arkadan ya- ra'ar! Hem benim bir çok mü- dafaa şahidim verdir, buuları da dinleyin2? demiştir. Mahkeme — başkanı — suçluya htab etti: — Szia vekilinir. Mahmud Exad, basta o'duğundan çelb- nameyi almamıştır. Hâlâ vekh> liniz midır? — Evet. Törahimle Zelihanın muvace- belerinin yapılmasına, Mustafa. nin şabid olarak celbine ve terhiş edilen jandarımaların bu- lundukları maballerin jandarma komutanlığından öğrenilmesine ve Mahmud Esad Bozkurda ye- niden — celbname — yazıl duruşmanın 24 şubat — tarihine talikinc karar verildi. ı eysel — a S ça dün tevkif edildi| K:z:! - (Algömlek) Evinde yapılan araç:;—mada âç tabanca, bir kama, bir bıçak ve 150 fişek bulunmuştur ——— Meşhur esrar kaçakçısı Vey- selin evinde dört kilo esrar bu- lunarak yakalandığımı yazmıştık. Veysel hakkındaki evrak tekem- mül ettirilmiş, suçlunun tevkifi talebile nöbetçi Sulhceza mah- kemesine gönderilmiştir.. Okunan kâğıtlara göre, Vey- telin son günlerda esrar kaçak- çılığına fazla ehemmiyet verdiği ve evinde mühm miktarda es- rar bulundurduğu haber alınmış ve alınan tertibat üzerine evine girilerek mutbakta, tavan ara- #ındaa dört kilo esrar ve evin muhtelif mahallerinden de üç tabanca, bir kama, bir bıçak ve yüz elli fişek çıkarılmıştır, Ayrıca yattığı yatağın altından esrar parası olarak bin dört yüz lira bulunmuş ve hepsi de Mmühürlenerek emanete — tevdi olunmuştur. — Sorgusu yapılan Veysel demiştir ki: — Ben esrar kaçakçılığından vazgeçeli çok oldu. Zabıta, beni içeriye aitırmak için bir plân yapmış, evimnin kapısını kırarak İçeriye girmişlir. Zevceme — aid 1400 Brayı almış ve bunlar ta- dad edilirken; diğer memurlar mut! » tavanınmı sökmüş ve beraberinde getirdi.leri esrarı tavan arasından çıkardıklarını #öylemişlerdir. Bunlar, bir prog: vam altında yapılan — tuzaktır.. kabul etmem. bir sürü silâh çık mış, sen.n evin cebbane depo- su mu? — Orası başka mesele.. Be. nim düşmanım, dostumdan faz- ladır. Hayatım n muhafazası için bulunduruyorum! Mevcud delillere göre suç'ur nun tevk fine ve evrakın iddia makamına tevdüne karar veril- m ştir, Vaysel: — Bu da geçer yahul Demiş, ceztevni baylamıştır. ——— —— ——— —— Bir esrar davası daha! Saph! mahkemede neler söyledi? Dün Hüseyin adında bir sa«- bıkalı eşrarkeş Suphiden esrar satın alırkea yıkalanmış, - ikişi de nöbetçi ikinci Sulhceza mah- kemesine gönderilmişlerdir. Suph, bir müdüct evel bir sene hapse ve iki yüz lira para cezasna mahküm olmuş bir sabıkalıdır. Geçenlerde gene esrerdan — mahkemeye — gelen Suphi, mahkeme — huzuruada deklik alâimi iş ve ken- disini balkı aşağı atınak istemiştir. Tıbbı adli mücssesinde bir müddet müşabede altına alınan Suaphi, tekrar salıyerilmiştir. Hâkim Naci Erel Suphiye sordu: — Soyadın? — Yengündoğdu! — Senin doğmanla ortalığa ferahlik gelecek galiba? Saphi ağrını açtı, gözünü —d_n. Bir konferanaçı gibi mütemadi- yen söyledi. Söyledikleri lâflar arasında: — Ben bumillete çok hizmet ettim. — Merhametli — milletim.. Bana acı. Şu halme bakınız, İ| bana merhamet ediniz.. Aklım tam değildir; ruhi ve akli bar- Nü A malülüm.. Hırsızlık Namusumla çalı- tduklarla yapmıyorum. şıyordum! üi gaçmalarına şöyle de- vam etmiştir: — Esrarı Vaktile tanırım. epey arkadaşlık yeptık. Kâfir, l beni çok zaman aldatırdı. Fakat il asla.. Artık benden Diğer suçlu Hüseyin, esrar gatın almadığını ve yerde bul- duğu ufik bir maddenin ne olduğunu — Subhiye sorduğunu söylemiştir. Hüseyinin tevkiline ve Sub- binin serbest bırakı!masına kar Tar veriliniştir. Subhi, yaşasın Çumhuriyetin adil mahkemeleri diye bağırarak mlhkqıedı:yn—'mı_şt:r. Firari Kâni yakalandı —— .— İstantuldan şehri. m'ze getirildi Bundan bir müddet evel, Ba, Mahmure adında genç bir ka- dının, 4 yaşındaki çocuğuyla ve Konya vapuri:e İstanbukdan İz- vhre gelirken vapurda Kâni ve İsmail adında iki şahsın teca: vüzüne maruz kaldığını ve mü: tecavizler hakkında cürmü meş- hud muamelesi yapılarak ikinci Sulhcezada mevkufen yapılan duruşmaları sırasında Kâninin nasılsa firara muvaflak olduğu- nu ve bunlardan İsmailin kırk Kâninin Sügün müddetle hapis- lernekarar verildiğini yazmıştık. Fram Kâni İstanbulda yaka- lanmış ve İzmire — getirilerek sahte hüviyet verdiğindea dolayı tekar mahkemeye yollanaımıştır. Kâni bidayeten 294 numaralı evde otuzduğu halde 394 ola- rak göstermş ve İstanbulda bulunduğu Mmüessesenin adre- sini yanlış olarak söylemiş ve kendisi Kasımpaşada ve söyle dıği adres hariclude bir mües- sesede buluumuştur. Hâkim suçluya sordu: — Ne diye sahte büviyetler ve numaralar verdin? — Korktum, Bu kadın bizi ağır bir ceza ile cezalandıracak diye aklım gitti! — Daha mı iyi oldu? — Orasını takd * edemedim! Sahte hüviyet verdiğinden hak- kında ayrıca takibat icrasına Nazillide çalınan elbiseler —.-— Hırsız & rtında elbi- selerle yakalandı Nazillide yapılan bir hırsızlk hâdisesinin suçlusu Haydar adın da bir şahıs zabıtaca yakalan- mıiştır. Hâdise şudar: Haydar, Nazıllide bir hanede yatıp kalkan Yusuf adında bir şahsın bir kat elbisesini, göm- leğini ve atkısını çalmış, gelerek Mazarlıkbaşında iki dir hem bir çekirdek - dolaşırken, elbise sahibi tarafından görük müş ve yakalatlırılınıştır. Tavk f talebile Sulhceza mah: kemesine — gönderilen suçlunun ağlık bahislari Dahili banlalıklar mülebamım ae Dr. M. Şerki Uğar diyor cü Kızıl, gayat bülışicı bir has- talıktır. Kıdillı bir hastanın ya- nında bir müddet durmak, bu- Taşmağa kifayet eder. Hastaların | kullandığı yatakar, elbise ve çamaşırlar, kitaplar, oyuncaklar ve kab gibi şeylere hastalhk âmili yapışır; hatta hastalık geç tikten aylarca sonra bile mik- robu yaşatır. Hastalarla ihtilât eden sağ- Tam kimscler, hastalığın etrahıne dakilere sirayetine sebeb ola- bilirler. Yiyeceklerle, bahusus süt ile hastalık zehrni kızıllı bir hase tadan sağlam bir insana bulaş- tırdığı çok defa vaki olmuştur. Agömlek hastalığına tutulmuş ganlar, uzak veya — yakından olsun gönderdikleri mektublarla da mikrobu sevketmişler, hasta- lığı yaym şlardır. Bu hastalığın faktörü, pek dayanıklıdır. Onun için eşya üzerinde aylarca hatta yıllarca hayatını muhafaza et. mektedir. Sırayeti en ziyade hastalığın başlangıcından nakar hat nihayetine kadar sürmekte- dır. Bu hastalığa istidad ve ka- bi mumi değildir. En çok müsteid olanlar iki ve beş ya şına kadar olan — çocuklardır. Meme emen süt çocuclarında ve kırk beş yaşından yukarı olan insanlarda istidat pek az dir. Hastalığın faktörü en - evel bademciklerde oturur, buradan vücude girer. Bazan da cild sıyrıklarından — ve yaralarından girdiği vakidir. Hatta lohusala- rin rahim yirtıktarından d gire — diği görülmüştür. -Arkası var- lNuoa';:' ECLÂRU YAK? I Bu gece Kemeraltında İttihad, Güzek yalıda Güzelyalı, İrgadpazarın da Asri, İkiçeşmelikte — İkiçep melik, A'sancakta B. Fuad && zaneleri nöbetçidirler, Mahkâm oldu Tepecikte Ahmet Özbıçağı yaralıyan Ramiz Barutun meş- huden görülen muhakemesi ne- ticelenmiştir. Suçlunun bir ay yirmi gün müddetle hapsine ve mevkuf kaldığı müddetlerin mahsubuna karar verilmiştir. _.— hüviyeti tesbit edilmiş ve esasa dair müdafaası dinlenmiştir. Hay- — Alfedersiniz, fakat ben hırsız değilim, Bileğimden kan damlıyan bir san'atkârıml — Anladık amma, elbise üze- rinde çıkıyor ya?... — Evet.. Fakat ben bu elbi- seleri Kayserili Osmandan yirmi liraya satın aldım. Suçlunun top- lanan deliller karşısında tevki- fine ve Nazilliye gönderilmek üzere evrakın iddia makamına tevdüne karar verildi. Dr. Behçet Uz Çocuk hastalıkları mütehassısı Haştalarını 11,30 dan bire ka- dar Beyler sokağında Ahenk matbaası yanında kabul eder. Muayanehane telefonu 3990 Ev telefonu 2261

Bu sayıdan diğer sayfalar: