28 Ocak 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 9

28 Ocak 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

28 Kinunurani Fransız kıbinesi nasıl düştü; vaır m? Sol ve sağ gazeteler'n Komünist gazete, h -rict tesirler yazıları! ANADOLU cepheyi İngiltere yardı, diyor Ingiltere, Hitlerle Mussolini- —— ee oA nin emellerine yardım etmiş Sağ gazetelere göre iş, Marksistler, sadece ihti- ... lâli ve Moskovanın menafıını duşun.uyorlarmış Son Fransız kabinesi buhra- nni mütecakıb, Fransız matbua- tında, dikkate şayan bazı yazı- lar görülmüştür. Bunlardan ba- zılarını iktibas ediyoruz. *Journal des De- bats, g sine göre; Başvekil ittihad edilmesi hususunda ayni zamanda hem memlekete hem de parlâmentoya — müracaatta bulundu. Fakat marksistler ih: tilâl ve Moskova menafiinden başka bir şey tanımıyorlar; hem pazarlıkta bulunmak, hem de himayelerini cebren kabul et- tirmek — istiyorlardı. Bu , şerait tabtında M. Chautemps vaziye- tin tahammülfersa olduğu kas nâatini hasıl etti ve istifa etme- ği tercih eyledi. Bu hal, hükü- met ekseriyeti arasında — bir müddettenberi devam edegelen münakaşaların mantıki bir neti« cesidir. Radikaller, anlaşılan, *Halk cephesi, ne — girdikleri zaman bunun ne olduğunun ta: mamile farkında değildir. Ra- dikaller Blumun şiddetine kat- lanmak — zarüret'inde - kaldılar. Doğrusu M. Chautemps mark- sistlerden beklediği iş arkadaş- .S”»W__ . Ken- Maliye Nazırı ile birlikte makul bir politika takib etmek istiyordu. En büyük hatası bu Politikanın tatbikinde — mecl si mebusanın makulâttan en ziyade uzak elemanlarına dayanabile- ceğini zannetmiş olmasıdır. Maliyeci, “İnformation, gaze- tesine göre; zuhura gelen na- zırlar buhranı Fransız diş - po- litikasının kontinüitesi mesele- sini ortaya atmaktadır. Son in- tibabattanberi “halk cephesi, namına iş başına gelen kabine- lerin her ikisi beynelmilel işler sahasında, mebusan meclisinin heyeti umumiyesi tarafından dai- ma tasvib olunmıyan — bir poli- tika takib ckmi.l.ıd., E etmek değil onları nyıd etmek- tir, İngiltere Başvekili Londrada Fransa Başvekili ve Hariciye Nazırı ile vaki olan mülâkatla- rından bir çok neticeler bek- liyordu ve hâlâ beklemektedir. Dün meclisi mebusanda vaki olan münakaşaların takibinde İngiliz sekrinin gösterdiği alâka ve dikkat ciddi bir alâmettr. Politikanın tebdili kabıldir. Far kat istifa eden kaburnn takb ettiği barici politika oir — Fran- gızeİngiliz dostluğu — politikası idi ve o halde kalagelmektedir. Çünkü frank meselesinde Mark- sistlerle radikaller arasındaki tezad tam idi. Radikaller fran- kın müdafaasını ciddi bir su- rette arzu ediyorlardı. Marksist- ler ise para ve sermayeyi yık- maktan başka bir şey düşün- müyorlardı; bütün harekâtlarına Moskovanın ilhamları hâkim bu- lunuyordu. Bu şartlar içinde herhangi bir uzlaşma yapılma: Sına matuf gayretler önceden akamete mahxüm idiler, Maliyeci — “İnformation, — ve komünist “Humanite, Nazırlar buhranını diş. pol ikâ - zavöğe- #ransa Reisicumhuru M. Lebrun Başvekil M. Şotan ve M. Delbos sinden tetkk etmekte ve dik- kate değer iki makale neşret- mektedirler: Komünist “Humsnite, ge- zetesine göre; İnglz muhafaza- kârlarının Lord Lothiam, Lord Halifaks ve Lord Londonderry tarafından idare olunan ve Baş vekil Cemberlayaa ilhamlarda bulunan bir hizbi bir kaç danberi Fransız halk cephesini dağıtmaya, vücude — getirdiği eserin ink şafına mani olmaya ve halk cephesinin elde — ettiği neticeleri yıkmaya ahdetmiş bu- lunmaktadır. İspanya harbinde İngiliz ser- mayesinin oynadığı rolü — hatir- lıyanlar İngliz — teşebbüsünün şümul derecesini anlarlar. Bu sahada Büyük Britanya impara- ğu âdeta Avrupa irticanın essili gibi hareket etmiş- İngiltere hareketlerile Mus- solini ve Hitlerin — emellerine hizmet etmektedir. — Fransada dahilde “Panse, ve hariçte de *ademi müdahale komitesi,, fi- kirlerini telkin eden İngiltere- dir. “Panseçun manası — para kuvveti - karşısında — teslimiyeti; *ademi müdahale, ise Alm ya » İtalya macerası karşısında teslim yeti ifade eder, Bu neti- celere varıldiktan sonra Güy maliyecileri yeni bir merhale atlamaya kalkışınışlardır: Bunların Fransada - tatbikini istedikleri pol tika evvelâ komü- nistlerden ayrılmayı saniyen C, G. T. teşkilâtınn — faalyetine mani olmayı icab ettirmektedir. Yalnız bunlarla iktfa etmekte değildirler. — City — maliyecileri bunlardan başka Fransız diplo- masisinin İngiliz haticiye neza- retinin talepleri karşısında evel- kine nisbeten daha hizmetçice hareket etmesini arzu etmekte- dir. - İagiltere Fransamn — Sala- mangaya bir mümessil gönder- memesine tahammül edemiyor; Fransanın Fransa-Sovyetler tına gitikçe daha bariz bir ria. yelsizlik göstermesini — isliyor; *“mihver, devletlerinin ihtirasla- rına büyük bir pay ayrılmak üzere Fransa - İtalya ve Fransa Almanya arasında anlaşmalar yapılmasını arzu ediyor. Bunun için M. Chautempsnın söyledik- leri âni bir tehevvürün mahsulü olan şelyer değildirler. Sechaw- temps sadece Londrâ bankacı- larile muhafazakârlarının emirle- rini yerine getirmektedir. Bir hastalığın feci tezahürlerı Kadıncagız —. — Beni kocam vur- du, fakat ona do- kunmayın, dedi. — Karım iyi hr kadındı, be- nim hoşuma gitmek için ne ya- pacağını bilmezdi! Bu sözleri, ekmekçi Leru Pa- risin Binyon mahallesi polis ko- miserinin önünde söylemiştir. Ve yukandaki sözleri -söyliyen adam, lehinde bulunduğu karı- sını öldürmüştür. Leru, bütün gün çalıştıktan sonra evine dönmüş ve kendi- sini İdaişileyan büminz — Yorgun görünüyorsun, hay- di sen istirahat et! Demiştir. Bayan Leru kocasını yukarıya çıkarmış ve mülâyemetle: — İstersen seni — yatırayım! Demiş, kocası da bu teklifi ka- bul etmiştir. Bir az sonra, kocasının ken- disine doğra geldiğini gören kadıncağız, hç bir şeyden ha- bersiz bir halde: — İyi ettin de kali Şöye le yanıma otur! Demek istemiş, fakat herif hemen tabancasına sarılmış ve kadıncağızı ağır su- rette yaralamıştır. Hâdise ve tabanca sesleri he- men duyulmuş ve zabıta cina. yet yerine gelmiştir. Genç ve - zavallı nefesinde zabıtaya: — Vakın beni kocam vurdu, fakat bu adamcağız hastadır, nevresteniktir, ona fenalık yap- mayınız! Demiş ve ruhunu ter lim etiniştir. kâdın son Canavar düdükleri İzmir seferberlik müdürlüğü tarafından satın alınan üç ca- navar düdüğüaün — tecrübeleri ış, seslerinin az olduğu müştür. Maamafih tecrübe- ler tekrar edilecektir. Parisin göbeğinde gizli bir rakı inbiği bulundu Rakı kaçakçısına müracaat eden müşteri, polis imiş.. Parisin göbeğinde çalışmakta olan gizli içki imalâthanesi Pariste, — şehrin — göbeğinde gizli bir rakı imalâthanesi bu- lunmuştur. Bu gizli rakı imalâthanesini işleten adam, çok şirret va küs- tah, bir adamdır. Klişi meyda- nındaki ; kahve ve gazinolarda teklif edecek dere. cede işi azıttırmıştır. — Bizim rakımızı temin edi- yorlür. İtiraza rağmen: — Ben size hem daâha iyi, hem de çok daha Ucüz rakı vereceğim. Diye ısrar ve nihayet gazino wu elde etmiştir. g —— B Mizaht Hikâye Bay Nizameddin o akşam faz- la ackmıştı. Gözleri, önündeki defterin yazılarını - seçemiyor, midesinden yükselen bir açlık feryadı devamlı baygınlık ve- riyordu, Boğazına düşkün bir adamdı. Bazı kımselerin boğaz'arına düy kün ve obur oldukları malüm. Fakat, Nizameddin bu çeşid insanlara muhakkak - taş çıkar- tacak vaziyette bir açboğazdı. Mübarek adam, sekiz insanin midesini bir araya toplamış gi- bi yer, aâldığı maaşın dörtte üçünü mutbağa sarfeder ve sa- bahtan öğleye, öğleden akşama kadar zor dayanırdı. O gün, inadına iş çıktı. Öyle bir iş ki, bırakıp gitmenin ça- resi yok. Bitün arkadaşları gibi © da bu işi bitirmek için, me- sai vaktinden hariç de olsa ça- hışacaktı. Çalıştı. Ne yapabilirdi? Onun canı candı da, herkesinki pat- lıcan mıydı? Sonra, Bay Niza- meddin acıkmış, kime ne Gözleri kararmış, midesi ba- ğırmış, Sur! lmış bir halde daireden çıktı. Adım atmağa mecali yoktu. Evi, çeyrek saat mesafedeydi. Boğazından artır- mak kabil olmuyordu ki, daire- sine yakın “bir ev tutabilsin. Yürüdü. Etraf iyiden iyiye kararmıştı. Ufak kasabada hiçbir açık dükkân kalmamıştı. — Vakit, ne kadar da geç- miş, dedi. Saatine baktı. Yedi idi, Yani, her günkünden bir saat faz'a. BURERLST T YA n el MER T YA A | e Fakat bunu müteakıp gazinoda arzedilen fiat nazarıdikkati cel- bedecek 'derecede düşkündür. Bu sebeple zabıta, gizli bir rakı imalâthanesi olduğu şüpbesini hasıl etmiştir. Bu şüpbe üzerine apılan tahkikatta, Parisin mer- Lıuıdı Sen Süplis meydanında Mure adlı bir adamın dört başı mamur bir inbik işlettiği ve Mure Marten ve astik isimli iki kişinin yardım ettiği anlaşık mıştır. Günlerce süren şiddetli ta kibat, nihayet Mureye bir müş- terinin müracaatı ile niba; bulmuştur. Mühim miktarda çak rakı angaje etmek istiyen bu müşteri, doğrudan doğruya kaçakçılık tekip memurlarından birisiydi ve bu müşterinin azi- metinden on dakika sonra ku- wetli bir polis müfrezesi küstah kaçakçının imalâthanesini mış, mühim miktarda çekilmiş rakı, rakı çekmeğe mahsus ip- tidaf maddeler elde etmiştir. e iğllenü, | yerek mutfakta hazır' ıdıgı l Açboğaz Nakleden: A. Erver Toksoy aa Kendisini acıkmakta haklı bu! Karısı onun bu halini bild için en iyi yemeklerden hazır- ladı. Akşama kıymalı börek yapmasını akşamdan tenbih et- mişti. Yolda, hep bu kokuyu, kıymalı börek kokusunu duya- rak yürüdü? Evinin kapısını çaldığı zaman, hiç takati kalmamıştı artık. O gün, çok, her günkünden çok acıkmıştı. Kıp 1 karısı açtı. Telâşlı idi. Pîçn geç kaldın? — Sen ol da kalma. aN Ve merdivenleri çıktılar. — Yemeği hazırladın mı? Odada sofra kurulmamıştı. — Böreği yaptın, tabii? — Dilini arı mı soktu be ya hu, getir şu yemekleri. Kadın suçlu idi. Yalvarıcı bir vaziyet aldı: — Kocacığım, beni aflede- ceksin. Bu gün düğüne gitmiş- tim. Şu, komşumuz Bay Celâl- lerin düğününe.. — Ekcece.. —Kaç defa kalkmak istedim. Bırakmadılar. Yemeğe kadar.. — Sonra?.. — Affet, sevgili kocacığım, yemek yapamadım. Bay Nizameddin boğulacaktı. — Şimdiye kadar böyle bir kabahat işlemedim. Bir daha da yapmam. — Ve sıkılmıyorun da de- * ğgil mi? — Vazilen, bu — zamanlara kadar düğünler de gezmek mi- dir? Sana kim izin verdi? — Çağırdılar, zorla götür- düler, — Götüremez olsaydılar, sa- atin sekizlerine kadar çalış, din, sonra bir lokma yemek bulama, değil mi? — Bir defa oldu kocacığım, affet. — Şimdi ben ne yiyeceğim? —ÂÖğleden köfte kalmıştı.Ha- zırladım. Bay Nizameddin, daha (fazla çıkışırdı. Ne çare ki, bu iş te toklukla oluyor. Aç adam, ba- ğırdıkça acıkır. O da öyle o Muştu. 5 -— Hııd'. Mı- dedi, get'r, | Vee Kadım son kelımglu. hırsından teyi getirmeğe gitt. — Eyvah.. Kedi köfteyi de yemişli

Bu sayıdan diğer sayfalar: