4 Mart 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

4 Mart 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

mımnı:n AKSAM POSTASI Sakibi ve Neşripet Müdürü Hasan Rasim Us FDARE EVİ : Wstanbul Ankara ceddesi Pesls kedese; bsabul Bd sdresii kdsebsi WABEU Yazı işleri telefonu: 23872 idare » n — 246370 ilân — . m 1 20938 ABONE .AHTLAİ. Hörmeaen Sılân Yazan: Nizameltin NAZİP — İtalyanm Habeşistanı zaptetme. Binde en büyük rolü oynayan nodir? — Habiöşlerin modern - silâhlardan mahrum oluşları. — Habeşler bu silâhları niçin teda. rik edememişlerdi? Para mı bul.ımı- mişlardı? — Yook.. Bilâkis, Hükümet milyon | larca altın harcamış ve halk bu)"ıik fedakârlıklarda bulunmuş, varını yo. ğunu silâh almak için hükümete ver- mişti. Fakat Habeşler yine modern silâh satın alamamışlardı. — Geç mi kalmışlardı? — Hayır. Adisababa hükümeti İtal- | ya ile harbe girişmezden çok evvel modern silâhlar ve modern tekniğe da. yanacak bir milli müdafaa kuvveti ya- ratmay .kalkmış, askeri mektepler açmış, Avrupadan muallimler getirt- miş, zeki ve istidatlı Habeş genclerini Avrupa askeri mekteplerine gönderip tahsil ettirmiş, ve hatta hedef edindi. ği mödern ordunun kadrosunu — kıs- men kurabilmişti de. Fakat silâh bu- Jamamıştı. Silâh yapan Avrupa dev. Tetlerinden hiçbiri kendi hudutları için deki fabrikaların Haboşistana - silâh satmasına müsaade etmemişti. Müsa- #de etmiş olanlar İse ya silâhların tes limi anında caymışlar; ambargo ko- yarak bu silâhların hudutlarından gıkmasma mani olmuşlardı, yahut da denizlerde tek yelkenli kayığa bile ıı. hip ölmnyan b “Afrika ' deVletine; — Mülmiz hâzir.. - demişlerdi - ge Jiniz, limanlarımızda tesellüm ediniz. Ve bu sözleri betbaht Habeşlerin milyonlarca altınını sızdırdıktan son. ra söylemişlerdi, — E peki., Şu koskoca Çin neden Japonlarla başedemiyor? Çinin mo- dern bir ordusu yok mu? —— Çinin Japonya ile başedememesi de yine aynı sebopten ileri geliyor. Filvaki Çinin modern bir ordusu var. dır, fakat talim voe terbiyesi itibarile tamamile Avrupalı olan Çin ordusuna | hiçbir devlet son sistem silâh satma. maktadır. Avrupa devletleri ötedenberi Japon ya ile aralarının açılmamasına dikkat ettikleri için Çine silâh satarken da- Jma Japon kontrolünü kabul etmişler. dir. Japonya Çine silâh satılmasıma mani olmakla büyük Avrupa sanayi merkezlerinden birçoğunun menfaat . lerini ihlâl etmiş olacağını ve böyle bir şeklin Avrupaca kabul edilmiye- ceğini bildiği için bu kontrol hakkmı sadece silâhlarm sistemleri Üzerinde kullanmıştır. Yani Çin Avrupadan ne zaman silâh aldıysa kendisine en yeni model olarak, silâh aldığı tarih- tön en az on yıl önceki silühları ver. dirmiştir. Halbuki dünya silâhlanma- Binın şeytani bir dehadan hız aldığı bir devirde, silâhların her 24 saatte bambaşka bir kudrete ulaştıkları bir devirde 10 yıllık eski bir modelin mü- zeden başka kullanılacağı yer mi olur? İşte sebep bu. On Çin fırkasının atış kudreti, bugün iki Japon alayınım atış kudretinden daha azdır. N -S .6 Milli müdafaaya girişmiş bir erkâ. mniharbiye için bu ne kâbustur! Bu ne felâkettir! İşte Habeşiztanın, Çinin fe- Tâketinden sonra şimdi de aynı cinsten müzmin bir felâkete Madrid, namı di. ğer Va'ans namı diğer Barselon hü- kümeti tutulmuş bulunuyor. General Franko Almanyadan, 1İtalyadan en son sistem toplar, tüfekler, mitralyöz ler, tanklar, tayyareler tedarik edebi- lirkten karşısındaki hükümet . ki “Ni- zamı âlem,, bakımımdan öle almırsa İspanyanrma binnazariye merru addedi- len hükfmetldir - bol bol petin para teklif ettiği halde; silâh almak için HDosru Ü Değil mi ? vselediye memura bekçiler Eminönü Kaymakamlığı dahilin. ; z —#nmı'n___n_li—-â de bekçilere, ayni samanc'a, belediye sahtası momurluğu vazifeleri ve. rümiş olduğunu hayretle öğrendik. Meselâ Balıkpazarı, Yemiş olvarın- da seyyar esnafı “takib,, o olvarın daracık, fakat inadına kalabalık s0- kaklarında “seyrüseferi tanzim , i4. leriy'e a)mi zamanda bekçiler de meşgul oluyorlarmış. “Ne olurmuş, bundan ne çıkar?,, ı demeyiniz, Bakımış bundan noler çı.lğ kur:! *“Millet mektebi mezunu,, olmas: bekçi nasbedilmesine kâfi gelen bekçiye esnafı konlrol vazifesi veri- İi lg Hrse 6 ndam yol ortasında mal sa. !i tan bir esnafı “tedib için,, işporta. #ma bir tekmede devirdiği saman bu #i işi tabil görmek lâmmgelir, Hile ya- pan bir esnafın bir zabıtat belediye İ memurunu aldatması, bir bekçiyi oldatırasından elbette daha 20T ve « farmımuhel' . rüşvet kabul ettir. mesiyse güphesiz ki daha müşkül. dür, H Bekçilerin seyrüsefer memurluğu lse etkser'ya şöy'e oluyor: Daracık ve kargacık burgacık sokak'a bekçi nihayetsiz araba ka. füclerine mütemad'yen yol vermek. le meşgüldür, Yayalara - gelince, o zovallıların dakikalarca bekleştik - ten sonra bütün cesaretlerini topla- yıp hamlelerle kendilerini iki ara. ba arasma atıp karşı tarafa böylece geçmekten başka çareleri yoktur. Bilmiyoruz, bu mıntakada memur mu az- Eğer öyleyse bir çaresine ba. İ Kkılsın. Yeni memur almak imkünt yoksa bile “belediye sabıtast memur stajyeri,, vazifesi verilecek bekçiler mevcutlar arasından itina ile seçil- sin, Gayretle çalıştığı - ieraatından anlamnlan Eminönü - karmakamı bu $e bir çare bulmaktan dcis ıiegudır sanırız. ÖĞZTERETASEETSENASAİİSEETETGEZLEETENTEEEEEMELEETEEEEDN baş vurduğu her kapı burnuna kapa- niveriyor. Bu hükümetin Başvekili olan Neg- rinin bir Fransız gazetesine verdiği beyanattan aldığımız gu parça, cidden ibretle okunmağa değer: "— Milletler arası hukukuna göre, müstakil, hür ve meşru olan bir dev- let olduğumuz hâlde ve derhal tediye ye kadir ve hazır bulunduğumuz halde hiç kimse bize silâh satmamaktadır. İşte İspanyanın medeni dünyaya bi. cap vermesi icap eden aet hakikati bu. dur.,, , (b Bu hale bakarak — cumhuriyetin kuruluşu anında plâniı ve çok titiz bir surette kendi silâhlarını kendi vasıta- larile yapmağı hedef edinmiş olmasın daki yüksek ve mesut milli isabeti şük ranla hatırlamamak nankörlük olur. Başvekil Negrin hata ediyor:! Bu asırda hür ve müstakil devlet olabilmek için yalnır milletler arası hukukuna güre bir manevi şahs!yet addedilmiş bulunmak kâfi değildir Hatta asra uymuş olmak, asrm bü. tün düşmanlıkları karşısında, yalnız beşert fedakârlıklara dayanarak, en getin imtihanları kabul etmek de kâfi değildir. Asrımızın hür ve müstakil devleti. Asrımızın hür ve müstakil devlet ola- rak gözümüze vurduğu hüviyet, her yeni saniyenin en son sistem olarak kabul edeceği silâh'arı kendi zekâsile keşfeden milletin, kendi elile yapan | | Hatıralnrını anlatan CEYMS NONODİ Fntellicena Sersisin en meşhur sasuklarından TEFRİRA NO: 47 Birkenhaym, sendeler gibi odaya girdi, bitkin bir halde İnled'; ö ü ortadan Elini uzatarak ilâve ettit — O zamana kadıx serbestsiniz.. Elini sıkıp yanından ıynltkm. Daha ikl saat vaktim vardı. Otele gidip eşya- mu hazırladım ve bavulum elimde, her zaman yemek yediğim lokzataya git- tm, İçeride herkes telâş ve heyecan içinde, günün hâdisesini biribirine bi- kâye etmekle meşguldü. kaybolmuşlu ! Köşede bir masa seçip oturdum. Ye- $ meği smarladığım sırada yanı başım- daki masaya güzel bir kudınin oturdu. ğunu gördüm, Derhal tanımıştım; Sen J1 hapisanesi kınnmnd: iken Enıclb- cens Servis mensuplarından dört arka* daşımı idam mangası karşısına günder- diğini iftihocla bana anlatan Öjeni idi. Bu kadının Moböjde olduğunu bili- yordum, fakat ©o zamana kadar hiç te- sadüf etmemiştim. Çünkü kibar s0s- yetinin h. ektâtını kontrole memur ol- duğu çin nazarı dikkati celbetmemek Üzere merkeze uğramamak emrini al- mıştı. Bir vazifesi de kdıve ve gazine- larda halkın muhaversine kulak — misa- firi olup malümat toplamaktı. Bulunduğum közede yüzümü farkedip beni tanrması pek müşküldü, buna mu- kabil ben onu istediğim g bi göz hapsi- ne alabiliyordum. Moca komşularından birini lâfa tuttu ve zavallı Almanlar aleyhinde epey söylendi. Sonradan öğ- rendim ki Öjen tarafından ele verilen bu adamcağız bir sene hapse mahküm olmuş. Yemeğimi bitirince doğru merkeze gittim. Kamyonet kapının önünde bekliyordu ve iki nefer içinden boş bir tabut çıkarmakla meşguldü. Birgen- haymın yazıhanesine girdiğim zaman onu orada bulamadım. Kantimdlen öğrendim k'. umıeı fon Haymlerin cenazesi ğ- mâ merâsimine nezaret :tmek üz &- şarı çıkmış. Bu merazima beni hiç a ika- dür etmediği için bir koltuğa oturarak onun dönüşünü rahatça beklemeğe ko- yuldum , Birden kapı açıldı ve eş'kte, sapsacı cenaze gibi bir yüzle, Birgenhaym gö- ründü. Nefes nefese ve âdeta ayakta duramıyacak bir hakdeydi. Yanıma koştum: — Ne var? Ne oldu Allah aşkına? Sıchoş gibi sendel'yerek içeriye gir- di, bit koltuğa çöktü. Kâtib! endişe ile yüzüme baktı. Ne olmuştu? Bir kaç saniye sonra Birgenhaym kendini topladı. Tekrar sordum; — Ne oldu?, Yüzüme garip grip baktı, sonra bir sır tevdi öder pibdi fısıldadı; — Ortadan kayboldu?. — Kim? Ne? — Ölül — Ölü kayıp mı oldu?. — Evet!. — Aman nasıl olur? Buradıv bir tü- rü pol's, asker, casus var, Siz varsınız, kâtipleriniz, maiyet'niz, ben varım. Korkak korkak etrafına bakındı, son- ra başını mahzunane sallıyocak cevap vecdi:” milletin ve askerlik sanatını her an yeni ve başkaları için ulaşılması im- kânsız bir deha merhalesine yükselte. bilen milletin kurduğu devlettir. İşte geçen her san!yenin cumhuriyet Türkiyesini yaklaştırdığı büyük he- def. Nizamettin. NAZIF Tonton amca evleniyor ÖL T Casval'ar bazan milhim vesikaları kolye içine de saklarlar. — Bütün bunlara rağmen ölü kaybol- du! İtiraf edeyim ki, bu için sırrını ben de anlayamadım., Kendisini ve vatanını aldatan kocusını Kont dö Nis'n öldürme- KNi tabit telâkki edebilirim.. — Fakat öldürdükten sonra cesedini ortadan kal- dırmağa neden lüzum gördüğüne bir türlü akıl erdiremiyordum. Hem, Bon- drü'nün meyhanesinde saatlerce ser- best kaldığı halde © zaman bu işe te- şebbüs etmeyip cessdin casusluk mer- kezine getirilmezini neden beklemişti? Mahareti ve cür'eti hokkında Birgen- hoyma yeni bir delil mi vermek iste- mişti? Yokra Birgenhaymm şahtı hak- kındaki tehdidini yer'ne getirmenin kendisi —içn ne kadar kolay öldü- ğunu anlı*mak mı istiyordu? Eğet bu son faratiye döğrü “ise koant dö Nis maksadını elde etmiş öls makla iftihar edelçlirdi. Çünkü yüz- başı fon Birgenhaym tam müânasiyle dehşet içindeydi.. Sordum: — Ceyms Nobodi cesedi bu kadar kolaylıkla nereden aşırmış?. — Cesedi garajda, hazırlattığım bir yatak üzerine koydurmuştum. — Garajda daima adam var zanne- derim, Karakolun da tam karşısında... — Evet.. Nöbetçi neferine de yaban- et hiç k'msenin içeri bırakılmaması yo- lunda ta”mat vermiştim. Otomobiller tehlike anında daima harekete hazır bulunsun d'ye kep böyle yaparız. — Peki, nöbetçi bir şey görmemiş mi'. — Ne görmüş, ne işitmiş? , — Olur şey, değl! Takkikat yaptı- nız mı?, — Tahkikat yapacak kuvveti ken- dimde bulamıyarak bu işi Elverse ha- vale ettim. — Elverre mi? Bilirsiniz ki 0 bu ehemmi'yette bir İşİn altından çıkamaz,. Bu meselenin tahk kini bana havale e- der misiniz?, — Hay, hay, malmemnuniyet., Hemen göcaja indim.. Duvarlar ve Çatı sağ'amdı, Cesedin kapıdan çıkarıl- dığımı kabul etmek lâzımdı. Halbuki kapıda nöbetçi duüruyordu. Ortada Üç ihtmal vardı; Nöbetçi bir aralık vaz fesini terket- | mişt'r. . Nöbetçi suç ortağıtlır. Nöbetçi sarhoş veya budaladır. Ürcüncü ihtimal en zaifi idi. Çünkü vazife bısında sarhoz olan Alman aeke- zi hemen hemen hiç görülmemiştir. (Devamı var) LALI IİM la.n lllnâ LüzUüMlU — Ve Yanıntı İatstal b GAKZA. Meyadtu içimı #t0Ğü vete a00S0, Deküdar içimt Gö0zk (2kt getefanı aha Gvemleti: amaz: izle vr40 Hai Mk4 Bağ, Perseamde, ç mumdan KATLAN. Duma çasleri eeei 7 Z v rdağı M Ve yarhüe uüryarak Rarahlanya ııf' 'Akdenla postasıt Yorın seat 1 de MA ket edecek olan vapur doğruca İzmi ' gıı OaTe, Sali ganln V8 ge Pire B Hlalyas vararlarki Cuma eümleri “ant Üryneiri Venedik, Triyesteye, Avrupa Haktı : elem Ve dar Konya, W da ASKANA SI d'îf'“"î i Y t (8 mradeniz postası: Yarın saai kacak olan vapur; Ereğli, nmauldı';., J yos, Bartın ve Amasraya uğradık! Cideye ı!deceulr zeter ö Ayasara, Kesea ll-. Yasan ı.!u KOY AArTI Müre ve saraçlar, Twwaret ve geni, BNU enline: 3 -- ı.ı'lı_ım—ııııll.—ılln 4 Yürk ve Üsiüen esertem anüncet UA DSN 10 den 19 ya Yadar ..oı-ıı*'j des V? ye kadat f Tepkası Müzesi Der zün sani 13 drn 16 * larar. ,. Kamlaket ıııııonıı .ın Berst .,,....ıu:'.ıı  “a' 10 L Birkeci datanyen MüUYArIRLÜ: Telatat TATE . ge ';_l Memyine eksğresi Ner Für Mirkecsler * Haf ve AYTETEĞAN. gelesi “ebat vıuın" Üünemanizeaei 9030 d4 kalkar, ııı—ı'/ Edlme pestası her güz sanl KS0 aç B 4 * 5 & w"; >29 S Kakişener, 110 dü ul"’, h BZ Uanleldre aat 9 «ü Bareen esin aait ” talt DAZUTER. CareiBa. va çüma günleri ea lin imei | Çerii Manaka, * Keşif bedeli 7139 Hira olan A ıî Kızıtcahamam yolündaki — menlef kilomelre tulünde şose inşanlt ııgî“ usülile eksiltmeye konulmuştur. 7 mari pazarlesi günü saat 15 de AÇ viuye!_l d envü=nlndı yal :*&*;,%1",1. TiRE vtainlağ? nılm ıın İ Si lacaktır. | — (Spor) mevzut ı ı,* Terans; Muharrir Burban Felek ıırı/ 2 — Temsil. Evimizin gösterit şub e Te 22.-- sene buçün NE f'J b * Dün Kadıköyünde Paris mi ı"' k esrarengiz bir yangın çıktı. Yı ııııu 4 turan Moryam ismindeki yaşlı & zi kesik vımıuc bı:l_uııd_ıı.."_ * * Sanatkâr Bıbıı.yuu ııuııııııiı'M okşam saat 17 de Fransız tiyatros' şan könteri verilecektir. hal * Esirgeme Derneğinin senelik M mart cumartesi akşamı ıox..ıııwb_..ı B nunda verilecektir. — Dernek bi ça E hasılatından yüzde beşini Veremle le cemiyetine terkedecektir. Sinematar Türk: Macera adarm. / Sa kadın. İpek: Kara allın, Wele Sümer: Müşkül itiraf. : anı bildE ç. hıldlrm:nl"'v ş 'lv Şiş: a Garsön — ve öldüren zeh barisli kız ve hortlak. Asri: Devli 'M Roze Marla Zafer: Programını miştir. Sancak: Tarzan lı"'* bombalar yağarken. İSTANDUL Ferah: ProfesBr Zati ıııo';u"' "' :—_; w".ıı yeni programı, ve &i Miltt: Prooramını bildiri Bekâret ve Cennet perisi mint bildirmemiştir. Alemda tt bildirmemişlir. Halk: P "ABİROV aa ADIRÖYV: '"lln(r'l,;liııclı. Süreyya: Progr#ff * rmemiştir. BAKIRKÖY: ıstif — Millivad: Programını mıdırı“" ;% N SERİE Alle yARATI Drom "';_,JJ ) Yazan: Nrı":ı' Pat Si n DALGA Komedi 3 pel Yazan: Ekrem Reşil: Pazar günleri 15,30 TURAN -mcı:. Sanatklr Naşid ve 4! Rusen birlikte 8 kişilik Mt Pençef ve Macar ver ” Bahar çiçekleri k ERTÜĞRÜL SADİ TEK Pozartesi (Kadıköy & reyyada), (Fakirler m meresi), Salı — (Bakırköt Carsambat (Mekürler) Sit malarında: (Bu Mıınl le biltti) vall 3 pır Tİ 7 mart ıınıroıııa ılıl" Sunt narkta, PİPİ B “8 mart Si ekremı T "'"":’.,.J.ı Ülvatoryamnnetn “gehyadebast ımn-“'.d ""/' 4 Profesör Totl Sanget? N g yeni prosramına her A fakiyetlerle devam kşal

Bu sayıdan diğer sayfalar: