1 Ekim 1932 Tarihli Kadro Dergisi Sayfa 10

1 Ekim 1932 tarihli Kadro Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

catçı mıntakalarımızın ecnebi sermaye piyasalarına karşı passif ve mukavemetsiz bir bağlılığı şeklinde tecelli etmişti. Halbuki biz, bizm lâbiiyetimizi termdit eden tek cenheli bir in- kisaf değil, vatan şumullesmeyi müdafaa ediyoruz. Bir milli iktisadın vatan - şumullesmesi başka, iktisaden tâbi bir pazar kılınış yine başkadır. Vatan - şumulleşmek demek, şimdi milli raübadeleye hemen hiç bir şey vermeyen Diyarbekir, Bitlis ve Erzincan köylüsünün istanbul ve İzmirin fabrikasyon isi olan gıda maddelerini, ge- yim ve ev esyasını alabilmesi, İstanbul ve İzmir sanayicisinin de Diyarbekir, Bitlis ve Erzincan köüylüsünün yarattığı gida madde- lerini ve ham maddesini kullanması demektir. Milli iktisadın vatanşümul bir genişlik ve birlik alışında, mem- leketin her bucağnin diğer bucağına, her istihaal şubesinin di- üer istihsal subesine karşı karsılıklı tâbiiyet ve metbuiyeti, fa- kat bu suretle bir sistem haline gelen milli iktisadın, diğer milli iktisatlara, yahut cenebi sermaye ve emtia piyasalarına karşı - spesifik emtia ile ağır islihsal vastaları müstesna olmak üzere - istiğna ve istiklâli vardır. © Harosonu inkılaplarına kadar «İetimat iş bülümü» halk hayalı- rün içinden kendi kendine doğru ve hariçten her hangi bir kuv- vetin müdahale ve tesirine tâbi olmaksızın kendi kendinc inki- şaf eder giderdi. Harpsonu inkalâplarına kadar içtimai iş bölü- münün filotoflar ve iktisatçılar dilinde fetiş bir mahiyeti ve adeta mukaddes bir manası vardı. Filhakika bütün kanuniyetleri başı boş cereyan eden ve bu ka- nuniyetlerin keyfine hiç bir suretle müdahale edilmeyen liberal bir cemiyette, ictimai iş bölümünün maddi ifadesi olan (Emtia) nin fetis bir mahiyet arzettiğini itiraf etmemek mümkün değil- dir. Burada müstahsıl, bütün makanizması ve bütün arz ve ta- lep plânı evvelden hesap olunmuş bir pazar için deril, ne olduğu vye nerede bulunduzu bilinmeyen meçhul müstehlikler hesabı- na; hududu ve takati bilnmiyen meçhul bir arz ve talep için çalışır. Mahsulünü bir karanlık uçuruma bırakıları bir tali taşı gibi nereye vuracağını ve nereye varacağımı bilmeden pazarın anarşisine atar ve (fiyat) denilen aksisadayı bu uçurumun — de - rinliğinden kendi talihinin hükmünü bekler gibi endişeler için- de bekler. 10

Bu sayıdan diğer sayfalar: