1 Mayıs 1933 Tarihli Kadro Dergisi Sayfa 47

1 Mayıs 1933 tarihli Kadro Dergisi Sayfa 47
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bir vessam, butada ne görür ve ne bulabilirki, l.ı.ışını].ı. tulumlardaki boyalar gâbi ömrünü tüketir? Sergide bir alay Kurbağalidere tablosu var. Tabalın bu kadit köş ini tazeleslirebilmek için, ressam, bütün karihasını boyaların içine gömmüş. Tablolar anlatıyor ki, her birinde ressamın ressamlığı gömülüdür. Niçin? Çünkü Kurbağalıdere'yi Lanı yanlar vardır. Sevenler de vardır. Belki onlara satabilirim diye san'atta içtimmi s paris denilen kaideye uymuşlur. Yalnız, içtimai sipa bu ne acıklı bör nümuncsi! © Vazalarında, saksılarında, demetlerinde, bir yığın nebat leşi! Resimaci- likte de meşk usulü vardır. Tekniği ilerlesin ve nevilessin diye talobeye çeşit çeşit mevzular boyatırlar. Bunları yalnız haca ile talebe görmeli- dir. İleride bu hünerler, bütün bir kompozisyonun meydana gelma sina yarıyabilirler. Hayır, kendimizi bildik bileli, çiçekler, nafure morte listelerinin başmda gelir. Hem, niç'n nature moörte? Niçin cenaze halin- de iken tabiat? Rossamlar kalkıp bağıracaklar: «Efendi, resimde bu da vardır hem pek revaçtadır!: Ressamlar hüyle bağırmaz. Ressamlar büy le bağırmıyaclar, Bu itiraz, farkında olmaksızın tesarmu yapanların gırtlaklarından çıkıyor. Dünyada, san'alın temel görüşü değişiyar. Nalture morte motiflerini, artık mobilya mağazalarının camekânlarında maddeleşmiş olarak görüypruz. Avtık veremden YVioletta'yı öldürmeyoe- vuz ki, şehevi krizanlemlerin demetlerinde, benliğimizin en yataklık hu- susiyetlerini duyahım! Ressam bizi, hiç olmazsa yavım asırlık bir tahas- süsle oyalayabileceğini zannatmıc şin, Duygu aşununun bu kadar kocamı- tına anobluk ism; bile verilemez. Bu kadarı artık, alay gözüne bile hoş gelmiyen bir âvarcliktir. Bütün bunların yeri, bu çok gövülmüz cığara masası bihlalırının bu vazolarında ekşimiş çiçek kokularının yeri, ya süprünlü tenekesidir yahut Morg. (Pençereleri artlarına kadar açın: salon, temiz hava alsın!) Bz Bir takım portroler de gördük. Bu hir huüsusi sipariş isidir. Bana ne ta- nimadığım adamm tablosu, kendine benzemiş mi benzememiş mi! We- inberg efendi bunu daha iyi yapıyor. Camekanı, bir çok insanların ve> simlerile dolu hem, herkes fotografçının hünerini taktlir etsin diye, ca mekânıma tanınmış İnsanların resimlecini koyuyor. Ressamlarda bu kurnazlık bile yok. Sergide bir iki tana akt tecrühesi var. Bu da;, hizim bildiğimiz, hir meşk' ten iharettir. FPek muvaflakıyetli ise gelirilip gösterilir. E bix akt tasav- vuy ediniz ki; çıplak bir kadını, önünüze en kalın tarafından seriyor. Gerçi kadın, çirkinliklerimi ve kabalıklarını en iyi müdafaa edebilen bir mevaudur. Yalnız kabul edersiniz ki, müdafaanın, onun için bile imkân sızlaşacağı ahval vardır. Bir ressamımız, kadını işte böyle bir halinde yakalamız. Acaba henimizi, kadından tiksindirmek için mı? Yemek odası tabloları vardır. Meyveler, sebzeler v. &. Bütün rum ovle-

Bu sayıdan diğer sayfalar: