1 Mayıs 1933 Tarihli Kadro Dergisi Sayfa 48

1 Mayıs 1933 tarihli Kadro Dergisi Sayfa 48
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

rinde görürsünüz, Yüksek Kaldırım'ın bu işporta san'atını, Avrupa'da, lokıııl;ıl:ın.lı. zengin ailelerin evlerinde bunların iyileri vardır, İyileri.. yani ressam elinden çıkmış olanları. Lövanten zevk işte bu âdete uymak istemiştir. Yalnız bizim tatlısu frenklerimiz, her hususta olduğu gibi şun'ıt'bnkımındın da garbın çöplüğe atılmış arlıklarından geçinirler. Modern bir Avrupa lokantasında yahul modern bir yemek salonunda artık manav yahut zerzevatçı dükânlarının bir köşesini göremezsiniz, Bu gibi yerleri süslemek için asgari vasıta zengin bir panncau'dur. Bu gibi yerlerin hakikaten san'at uğrağı olmaları için bütün plâzslik san'al lara birden kapılarını açmış olmaları lâzımdır. Hnibuki işte, hemcn har sergide görüyocuz. Kabaklar, Pallıcanlar, Salkımlar, İstakozlar. Hem hiç üzerlerinde çalışılmamış. Beş on saalte meydana gelmiş tablolar. San'atte ilerlememizin birinci şartı çiş eder gibi eser yapmaktan vaz geçmektir. Bir sarı maden kabın içinden dağılan poctakallar tablosu gördük, Na- ture morte, amma, portakallar öyle bir yaşıyor ki! Sarıdan kırmızıya kadar çok renk mezafesi yoktur. Buna csağmmen âdela sonsuz bir mosafr yaralmak, elhette k! istir, elbette ki san'attır. Hele bir tarafa oturtuları siyah bir baykuşla, madenin parıltıları yanında nbanozun gece rengi donukluğu yaşatılabilirse, ikiz iki renkten çıkarılan birbirinden canlı ziya ve gölge oynaşmaları büsbütün tebarüz ettirilmiş olur. Namık İş- mail bu eserini kimseye satmamalıdır. Buna o kadar sevgisini koymuş ki, ben ki Namık'ı tanırım, havatında bir defa için bila olsa bu derece coşacağını halırıma getiramezdim, Bir iki Dortakalda, partakalların kompozisyonunda bence kusur varşlır. Eğer bunlar da olmasa idi, Nu- mık İsmail'in bu oseri, dünyanın herhangi bir sergisinde hors concours ilân edilirdi. San'atte mevzu, içlima! sipar iş (Commande sociale) ile boraber gider. Meselâ danslı, dakolteli, zinalı filmler, bütün vaktini dansla ve şehvel piknikleri ile geçiren bir cemiyetin siparişime Ccevap verir. Meselâ, gaze- telerimizdeki Hollywood sahileleri, çocuklarımızın daha on yaşında ikan filim yıldızlarının erkekli dişili isimlerini bellemeclerinden ve kartpos- tallarını taplamalarından kuyvet almaktadır. Genc kız âşıkını, genç ka- din kocasını şu yahut bu erkek yıldıza bonzeterek beğenmekledir. Kaza, yemek odasına muavyen mevzuda tablolur koymak zevki, hu gibi tab- lolarım yapılmasını Lesvik eder. Bütün bunlara içtimci stipariş denir. Bu seferki resim sergisi, Ankara'lıları hiç tc mat edemedi. Mevzular, kötü bir ferdiyetçilik bakımından bile ayakta durur şeyler degildi. Ok kalarla boya ve motrolacla bez, he içltlimal bir görüşe ne de teknik bakımından bir takım mektepçilik lelekkilerine tahsis edilmişt:, Gelişi- güzellik, serginin kollektif imzasını teşkil ediyordu. i Geçenlerde, Akadeni müdürü Namık İşmail Bey Ankara'ya geldiği ve san'at hayalımızı kemiren buhrandan sikâ miştik, O da kanidi ki, bizde tan yat ettiği gıralarda, dertleş- 'atkâr hayatın tamamile dışında kal - 13

Bu sayıdan diğer sayfalar: