3 Mart 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MİLLİYET PERŞEMBE 3 MART. 1937 < | Tarihi Tefrika:6 4 ' Sabatay Zevi Nakleden: R. N Paris - Cologne maçı ' ' Mesih fikri O İsa- karşı Paris takımı, Cologne takımından | esih fikri Osmanlı padişa hiç gol yemedi ve galip geldi Halkevleri sporumuza' büyük hizmet yapacak; Üç gole | ı Bu teşkilât memlekette mevcut — KA hına yabancı değildi Nehemya Kohen Sabatay Zevinin sahtekâr olduğunu ilân eden bir yahudi değil miydi? Yahudiliğin mukaddes mer- Nehemya Kohen Sabatay AAT | y spor şubelerile meşgul olacaktır Te Yeni açılan Halkevlerinin dokuz | şubesinden biri de spordur. d Biz bu ıütıınlınmnı.lı Iıı güzel işi alkışlarken bu şuk z mesini yazmayi faideden l_ı_ılı bulmı yoruz, Bu nizamname blııîıım"'. gençli- ğin meşgul olabileceği bütün spor- ları cami olduğu gibi, memleketimiz de hiç yapılmamış, yabut bir kaç sporcunun şahsi heveslerinden iba- ret kalmış olan ıporlı_ru_ıd, mevcut bulunması fevkalâde bir iştir. Nizam Ti ahlâki terbiyesinde ve sıhl.ıa :;:ıı:'lıevl:üyük l:u- ehemmiyeti !ııizdır. imnastik ve beden hareketleri şunlar dn:Serbeıt beden hareketleri; rit- mik jimnastik, san'atlı danslar, top lu gezintiler, gülle; trapez, sandov ve saire gibi vasıtalarla yapılan alet h,u" tik ve beden hareketl riyle bütün muhit gençliği (spor ku lüplerine dahil qlııf ve nlmı'yı'n) ve HLSĞi t Gnle desi F SYEC y RlEr SA 1) Spor ve bütün beden ha leri gençlik terbiyesinin ve ıfnl.lî ter hiyenin vaz geçilmiyecek asli ve mü gençliğinde ve Türk hılkmdı spora ve beden hareketlerine sevgi ve alâ ka uyandırmalı, bunları bir. kütle ha reketi, milli bir faaliyet haline getir- melidir. ? 2) Bu milli idealin tahakkuku i- çin, sporun ve bütün beden hareket lerinin fenni usuller ve kaideler da- hilinde, sistem ve plân dairesinde tat bik ve icrası lâzım geldiği daima göz önünde tutulmalı ve bunun için Tür kiye idman cemiyetleri ittifakına da hil bulunan ve bulunmıyan spor te- şekküllerinin inkişaf, terakki ve te- kâmüllerine yardım ederek, meışılğ ketimizde teknik spor faaliyetlerinin intişarını terviç etmelidir. Bunun gi- bi, ittifaka dahil bulunmıyan _kı_ılup lerin federasiyon nizamnamesini ta- lep ettiği liyakate çıkararak ittif.ka girmelerini ve henüz hiç kulüp bu- lunmıyan yerlerde kulüp tesisini teş Vik, ihzar ve temin etmelidir. Yine derecesinde ve tedricen jimnastik sa lonları ve açık jimnastik sahaları bu lunur. Halkevlerinin spor ve genç- lik şubeleri bu salon ve halar münferit ve toplu hareketleri öğre- nirler. Beden terbiyesi ve jimnııti!f öi_ retmek işi daima bilgili ve tecrübeli muallimlerin eline ve nezaretine bıra kılır. Vatandaşlara modern ııiılııl'_to- lâkkisinin esası olan ev ve oda jim- nastikleri öğretmek vı:l İı::un gıtı;n; ü ışın en lüzumlu vasıtası Hayguaz Dedea aandenai Tabe nin mühim vazifesidir. ; Spor ve gençlik şubesi ııınnıslık salonunda veya ıahadıtıhm ve tat bik edeceği hareketleri yüzlerce ve yerine göre binlerce vnundıg!'ın müsait fırsat ve şırnın_lırdı kütle #halinde tatbik ettirmeği bu hıuuıta_ ki iştiğalin yukıek hedefi ve gayesi telâkki etmelidir. : Benden terbiyesi ve jimnastik l ları İr ve pi lr ol- bunun gibi hariçte kalan gençle spor kulüplerine girmeğe ve kul:lp; malıdır. ler dahilinde fenni metotla yetiş miş birer hakiki sporcu olmıya teş- vik etmelidir. t Bugünkü spor mefhumu hedel" güzelleştirecek, tekâmül ettirecek ve irade, nefse itimat gibi ruhi vasıf ları yükseltecek bir faaliyettir. He_ı_' yerin hususi imkân ve vaziyetine go re aşağıda sıralanan fenni spor tas- nifine uyan hareketlerin inkişafı teş vik ve takip edilmelidir. a — Daha ziyade sıhhi maksatla ra hizmet eden, kuvvet sarfile yapı- lan ve bedeni kuvveti, bünyeyi inki Ş$af ettiren spor nevileri (Bunda jim nastiklerin bir çoğu dahildir.) — Kürek çekme, yürüme, atletizm. b — Kuvvet ve meharet talep e- den ve bunları inkişaf ettiren spor revileri: t Futbol, yüksek jimnastik hareket eri, eskrim, boks, güreş, ı bisiklet, yüzme, adi ata binme, mü- dafaasız hayvanlar avı, iç sularda ol ıl'veığilebılık avları, silâhla atı- cılık, ; © — Kuvvet ve maharet talep e- den ve az çok bir tehlike ile bağlı o- n spor nevileri, Müdafaalı hayvanlar avı, sürgün Avı ve at koşuları, milli cirit oyunu, dağ ve kış sporu, yelkenli sür'at ha reketi, açık denizde balıkçılık, açık denizde yelken sporu, 4) Jimnastik ve diğer beden İ“; Teketleri de ferdin ve milletin bedeni d Oksford-Cambridge'in F , yeriı'ıle vemlh ran ö1 İ iki yılda jim- :::âkb:iivnîz:i tertip _ede.ı_'lıîr. Ayrıca üç veya dört yılda bir bütün vatana şamil büyük jimnastik bayramları tertip olunur. amları umumi idare heye & Ğ:z!i:ıy:e tebliğ eder. Tatbikatı Halkevleri spor şubeleri tanzim eder ler, Jimnastikbayramları büyük- mil It birliğin asaleti ve muhabbetli bir tezahürü olduğu gibi bu .veııyle ıl.; Halkevleri spor ve gençlik şubeleri çalışmalarının hesabını vermiş olur. 8) Yurdun uzak yı.kım h".köf er G ea li için, bir gezme kültürü yarat- =-lî'n;'u ve vasıtalı seyahatler ve kım;ılırlı Türk vatanmın dağların- da ormanlarında ve sularında gezme ği, yaşamağı, Iıunlı_n alışıp 1sınma- ğı, bunları sevmeği, bunlara ruhan bağlı kalmağı ve lııınh:r için can îî: meği milli bir seciye, bir şuur ve n Paris — Cologne maçından iki enstantane... > Paris - Cologne maçı 18000 seyirci önünde Bufalo stadın- da bu hafta oynandı . Parayı Paris takımı kazan. dı ve kaptanları Pavillard rüz- gâr üstüne aldı. Oyun da baş- ladı. Önceleri her iki takım bi. ribirlerini ayakladılar. Cologne- ldar ne kadar olsa sahaya ya- bancı olduklarından bir parça çekingen oynuyorlar, Bir müddet sonra Alman- lar hücumlara — başladılar. Bu hücumları çok iyi oynayan Fransız müdafaası iade ediyor fakat berikiler nevmit olacak. larma büsbütün canlı oynuyor lar ve gene hücum yapıyorlar, Ekseri hücumları — da açıkları vasıtasile oluyordu; çünkü sağ ve sol açıkları çok seri iki oyun cu idi, Nihayet Fransızlar da hü- cum etmeğe başladılar. Fakat onların da bütün hücumları ne ticesiz. kalıyordu. Çünkü Al- man kalecisi ve müdafaası fev- kalâde oynuyordu. Oyun baştan aşağıya müda. filerin oyunu idi, çünkü her iki takımda da müdafaa kısmı hü- ideal haline ge€ ik şubesinin bu yolda heves u- ldlçhkm:':l v f;eıı tertip ve tatbik etmesi vazifesi: 6) Spor ve ifesi olarak sayıl y_d;îukkmdı lik şubesinin va- 'eI:çn bütün bu faali- herkeste alâka ve heves ve sevgi uy_ındıı-mık için Halkevlerinin umumt konferans h'ı'nı:_ saisi arasında yer ayırmak mühim- dir. cum kısmından çok güzel oy- nuyordu. Maç başlıyalı yarım saat olduğu halde her iki tara. fın gol atamamasına — nazaran <F nın ayağile ilk gollerini kaydet tiler, Vaziyette 1 — 0. Oyun ge- ne yukarıda söylediğimiz min- val üzerine devame diyor. Fran sızlarda bir asabiyet var. Buna mukabil Almanlar mağlüp va- ziyette olmalarına rağmen dü- rüst ve kafalı oynuyorlar. Haf- taym böyleçe bitti, İkinci haftaym başladığı za man Fransızların — hâkimiyeti FEARRE A İstanbul mıntakası Teftiş edilecek İdman cemiyetleri merkezi umumisi tebligat yaptı Türkiye idman cemiyetleri ittifa- ki TEDA isind Hinkara d yaptığı son içtimamnda, İstânbul mın takasmın işlerinin iyi tedvir edilme- diğini ve muhtelif şikâyetler vaki ol- duğunu nazarı itibare al, bu iş- lerin nasıl düzeltilebileceğini müza- kere etmiştir. Son aldığımız habere göre İstan- bul mıntakasının yaptığı işleri teftiş için kendi azalarından bulunan At- letizm Federasyonu reisi Burhaned- din Beyle Altınordulu Mâhmut Be. yi tavzif etmiş ve kendilerile bera- ber mıntakaya da tebligat yapılmış- tir. Gelen tebliğnamede bu — zevata salâhiyeti mutlaka veriliyor ve icap ederse h i de davet edebilecel maç sıfır sıfira bit Tiyordu. Nihayet haftaymın sonları- na doğru Fransızlar kaptanları leri kendilerine bildiriliyor, eee sa y AAA -— — U4 nisbi bir surette görülmeğe baş L adı. larının hücumlarına mani ola. mıyorlar . sağ iç müsait ni de (diribling) Fransızların — ikinci gollerini kaydetti. tâ Fransızlar bir diler şöyle ki; leden çıkmamıştır. Yerinde ve topu yakalıyor... yerinden oynuyor. yenmiş oldu. dünyayı alâkadar eden yarışı Her sene mutat olan bu yarış 19 mart cumartesi günü Tamise nehrinde yapılacak Oksford — Cambridge skif Yarışları İngilterede olduğu gi- i bütün dünyada derin - akis- ler birakan bir karşılaşmadır. Çünkü bu müsabaka artık bu iki darülfünun — arasında o kadar iddialı bir hal almıştır ki Müsabaka gününe kadar aylar- Ca evvel seçilmiş olan — ekıı_)- er bütün eforlarını ve bütün enerjilerini sarfederek enforme ir hale gelirler. Yarış tarihi İngiltere'de hu- t bir bayram günü gibi tes 'it :;:l'ı? (Tı)ı’ııiıe) kenarları kş- dınlı e:rkeklirl v;e renk renk. bir igafirle dolar. Cemg:în halk ikiye ıı!rılşııı_ş- tır. Kimisi Cambridgeli kimi- si de Oksford'ludur. ği Ve o gün taraftar olduğu ekibin formasını giyer, bayrağı nı taşır ilâh... e Bu yarışın kürekçilerini seç mek te çok müşkül bir iştir. O dorülfünunlar da dersle- re olduğu kadar hemen hemen o ayarda da spora ehemmiyet verilir. Verdikleri ehemmiye- ti anlatabilmek için şunu söyle meği faydalı addediyorum: Sporun her şubesinin ayrı ayrı birer antrenörü vardır. Yani kürek anrtenörü , yüzme antrenörü, atlama antrenörü gi bi.. ' Bizim bildiğimiz bir deniz antrenörü olur. Hepsini öğre- tir. Halbuki vaziyet böyle de- ğildir. O adam deniz sporu- Ütebahi forda sıra ile 9 defa yenilmişti. nun her şubesindi olamaz. Ancak bir tanesini bi. lir ve onda ustadır. İşte onun içindir ki, bu iki darülfünunun her spor şubesi için ayrı antrenörü vardır. Bu yarışların — tarihi çok eski zamanlara gider, Biz ancak 1899 tarihinden itibaren yazacağız. 1899 tarihinden 1909 tari- bine kadar Cambridse Oks. rakil zayifla- masını kendi için faydalı gör- meyen Oksford'lular kendi ara larından ve amatör bir antre. nör seçerek Cambridge ver. mişlerdir. Bu antrenör Cam- bridge takrmmı çalıştırarak 10 sene sonra Cambridge bir galibiyet kazandırmıştır, İşte martın 19 zunda İcra edilecek yarış bu kadar mühim yarışlardan hiridir. j |ondan bum Almanlar her ne kadar bu faikiyete muvaffakıyetle müda- faa ediyorlarsa da gene hasım. Bu arada devrenin başından beri çok seri oynayan ve za- man zeman tehlikelre yaratan vaziyette topu kaptı ve Alman beklerinin ikisi le geçerek Almanlara bu gol fena tesir etti. Çok sert ve belâlı oynama- ğa başladılar ve oyun üzerine müessir olmağa başladılar. Hat müddet için çok tehlikeli bir vaziyete de gir sağ açı- ğı topu kaptı, bütün hızile Fransız kalesine iniyor, tutma nın, imkânı yok bekler 40 met re gerideler, Vaziyet feci, Açık şüt çekiliyor... Fakat Fransızla rın göz bebeği, Th&pot şayanı hayret bir soğuk kanlılıkla ka. çok düşünülmüş bir plonjonla Alkış.. Alkış.. bütün Bufalo Bu kurtarış Fransızları can landırdı bit akın yaptılar ve ge ne kaptanlarının ayagile 3 ün- cü ve son gollerini yaptılar ve maç ta bitti. Netice Paris muh teliti Cologne takımını 3 — 0 kezi demek olan Kudüs, yahu- di dinine mensup olmayanların | | idaresi altında, Osmanlı padi- şahinm emrine tabi bulunuyor du, Fakat bu mukaddes diyarı yahudiliğe mal etmek için açı- lan mücadele öyle silâhlı, açık bir mücadele olmuyordu. Saba- tay Zezi kendisinin — beklenen “Mesih” olduğunu iddia ede- rek her yahudiye bunu telkin ettiği zaman Kudüsü j:urîu— Zevinin sahtekâr yanın ünl. olduğunu i- ân eden bir yahudi değil miy- di?, Hayır.. Nehemya artık ya hudi değil, müslüman olmuş, nihayet nice zamandan beri pa dişahı Sabatay Zeviye karşı ha reketten menederek Osmanlı hükümdarının sanki elini, kolu nu bağlayan manileri bir ande ortadan kaldırmıştı.! İşte müslüman olan Nehem Geliboluda mak için O h — padiş tahtından indireceğini de söy- lememiş miydi?. — Taraftarları u beklemiyorlar mıy dı?, Sabatay Zevi niçin İzmir- den çıkarak İstanbula Jgelmek “Mesih” ile cereyan eden mü - n_ıkı;umdı.u sonra vardığı ha kıkît şu değil miydi: Sabatay i beklenen “Mesih” değil, ;!elîde daha doğrusu — yalancı lır d * ibaretti!. Müslü- istemişti.? Padiş i çin ona daha yakın olmak mak sadile değil mi?. Fakat- buna SKİ İ A Gelik " Bi ” man olan Nehemya da bunu temin etmişti.. bir kaleye hapsedilmesi daha çabuk olmuştu. Osmanlı padişahı dördüncü Mehmet bir takım karışık veka yiden sonra küçük yaşta tahta çıkmış, genç bir padişahtı. Bu vekayi padişahın hafızasından silinemezdi. Onun için bir kere çıkarılmış olduğu tahtını muha faza etmek için de hiç bir şey- den geri kalmıyacaktı. Fakat şimdi ne düşünüyor, kendisine verilen malümattan ne anlaşılıyordu? Tahtı , tacı almacak, kendisi padişahlıktan mahrum bırakılacaktı!, “Mesih” fikri Osmanlı padi şahımna yabancı değildi. Çünkü dünyanın sonunda — böyle bir şahsiyetin zuhur edeceğine o Padişah bunu öğrenince ge- niş bir nefes aldı. Mühtedi Ne- lıeniı.yıyıkbol bol sanlar çıktı. Fakat padişah içi: Sabatay Zevinin hakil “Moz sih” olmadığını kâfi gelmiyordu. Onun için Sa. batay Zevi aleyhinde vereceği emri yalnız kendi iradesile ver meği muvafık bulmadı. Bir de vezirlerin, saltanan erkânmın toplandığı divanda tetkik ettirerek ona göre verile cek kararın tatbikini tercih et- ti. Dördüncü Sultan Mehmedi hâlâ düşündüren diğer mühim zir keyfiyet te şu olsa gerek- r: hediyeler, ih- hakiki “Me- öğrenmek te keyfiyeti Tahrikteki tecrübelerden sabit olmuştur ki dini harekette mü- him olan &miller bu hareketin b daki »d | da inanıyordu. Fakat padiş düşündürecek cihet şimdi ken- disinin beklenen “Mesih” oldu ğunu iddia eyleyen adamın Sa batay Zevi isminde bir yahudi olmasıydı!. Yahudilerin vaziye tini merak ve alâka ile takip et tiren padişah artık bu hale bir nihayet vermek lâzım olduğu- nu düşünüyordu. Eski Kudüs yahudi saltanatının mahvolma- sına müğadif bir gün olduğu i- çin bütün musevilerin ağlaşıp matem tuttukları — bir tarihin yıl dönümü olan bir günde bü. tün yahudiler ağlamak, matem tutmak şöyle dursun, toplan- mış oldukları sinagoğlarda te- ganni ve terennüm ediyorlar, çalgı çalıyorlar, sonra sokakla- ra çıktıkları zaman ne yaptıkla rmnı bilmez bir halde dolaşıp du ruyorlardı. Sabatay Zevi, “Mesih” bu- nun için müsaade etmemiş mi idi?. Yahudiliğin matem tutma sını değil, sevinerek neş'elen- mesini emretmemiş miydi?. İş- te yapılan şeyler hep “Mesih” in emir ve müsaadesile oluyor demekti. Padişah buna nihayet ver. meği istedi. Mutlak bir iktida- ra malik olan kenç padişah em retseydi derhal emri yerine ge tirilerek yahudiler arasındaki bu galeyana nihayet verilebilir di. Fakat dördüncü — Sultan Mehmeti düşündüren, onu te- reddüde sevkeden — başka bir şey daha vardı: Zaten Sabatay Zevi denilen adam — hakikaten “Mesih” ise?.. “Mesih” in aley 'hinde harekette bulunmak caiz olabilir miydi?, İşte dördüncü Mehmet bir taraftan Sabatay | Zevinin bir yahudi — olduğunu | düşünerek onun tahrikâtına ni hayet vermek çaresini ararken diğer taraftan — da böyle onun hakiki “Mesih” olması ihtima- li arasında pek tereddütlü gün- ler geçiriyordu. Fakat bu Müş- kül ve mütereddit günlerinde | ; , B & (4 P | kurtaracak bir adam çıkm,ımı; değildir. Bu adam sanki dör- |i düncü Sultan Mehmede yar- dım etmek için — Lehistand ve gayeyi cağmı düşünmüş olsa ş değildir. Belki de onun arkasından ge- len adamlardır, yani halk küt. lesidir. İster yeni bir din tesis edilmek istensin, isterse zaten mevcudiyetini bir dine yeniden mek maksadı takip edilsin, mü him olan keyfiyet halk kütlele rinin merbutiyet ve imanları- nın yüklerin kuvvet ve iktidar, nü- fuz böyle bir hakeretin başına yaşamış olan hayat - veril. indedir. Hakiki bü geçmiş olanda değil, belki o adamı takip etmek suretile ken disine kuvvet ve iktidar veren halktadır. Başa geçen, bir fikir temsil eder. Ona merbut olan kütleler ise bu fi- kir ve gayeye kuvvet ve hayat verirler. Dördüncü Sultan Me cit te Sab ne yapılmak lâzım düşünürken, “Mesih,, cereya- nınm başındaki adamdan mi, Bali geldiğini A y Zevi yoksa onu takip — edenlerden mi işe başlamak muvafık ola- gerek. tir, Bu mühim meseleyi tetkik ederek bir karara bağlayacak olan Padişah, ve bu işte meş- hur müftü Vani Efendi de bu lunuyordu. Kaymakam Musta fa ve Sadrazam Köprülü Ah- met Paşalar, padişahın hususi tabibi de vardı. Diğer taraftan padişah kü- çük yaşında tahta geçmiş olan Dördüncü Sultan Mehmede va siyet etmiş olan ve o zaman- dan beri mühim devlet işleri. nin cereyanından daima haber dar olan Valde Sabatay Zevi hakkında karar verecek olan bu divanın müza keratından lâyikile sahibi olması için lâzım gelen tertibat alınmıştı. Sultanın da malümat Keyfiyet tetkik - edildikten sonra, varılan netice şu oldu: Sabatay Zevi hakiki değildir. Bilâkis kendisi yalan cı bir adamdan ve padişaha kar şı isyana hazırlanmış bir asi- den başka bir şey değildi. Bu “Mesih,, tibarla Sabatay Zevi idam ce- Zasına müstahak olmuştu. Fa- kat bu tatbik edilmeme kalkarak uzun bir yolculuktan sonra Türkiyeye gelmiş bulu- si daha müfittir. — Çünkü b vuyordu. Bu adamın kim oldu- | çi

Bu sayıdan diğer sayfalar: